Yangın yeri

Ülkeyi yangın yerine döndürdüler. Emperyalizmin bölgesel hesaplarından güç alarak “Büyük Türkiye”yi yaratacağını zannedenler, emperyalizmin Ortadoğu denkleminin bizzat konusu haline geldiler. Kendileriyle birlikte ülkeyi ateşe attılar.

İki gündür halklarımız arasına geri dönülmez düşmanlık tohumları atılırken, Suriyeli mültecilere hitaben pişkin pişkin “Kobani ha düştü ha düşecek” diyebiliyorlarsa bu durum, gerçeklikle bağlarını yitirmiş olduklarının kanıtıdır.

Gerçeklikle bağlarını yitirirken, bu ülkeyle ve halkla tüm bağlarını da koparmış oluyorlar. Bugüne kadar en çok, Suriye'de düşman belledikleri rejime karşı kullanmışlardı “misliyle karşılık vermek” sözlerini. Şimdi, İçişleri Bakanı sokağa çıkan halkı tehdit etmek için kullanıyor. Bu tehditin üzerinden çok geçmeden ölüm ve yaralanma haberleri geliyor ülkenin dört bir yanından.

Onların halk dediği, kontra faaliyetleriyle etrafa korku saçacak ve gerektiğinde kan dökecek zavallı bir güruhdur artık. “Yeni Türkiye” ise acı bir iç savaş senaryosunun sahnesi.

Ama bu tabloda gördükleri ve görecekleri, emperyalist tekellerin Ortadoğu'daki çıkarları doğrultusunda yapılan hesaplara stratejik derinlik atfederek girdikleri macerada olduğu gibi, sermayenin çıkarlardır.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dün Batman'da yakılan birkaç bankamatiğin fotoğrafının altına twitter sayfasında “Bu görüntüler Batman'a, siz Batmanlı hemşehrilerime yakışıyor mu? Buraya yatırım gelir mi? Suriye'de olup bitenlerden ders çıkaralım...” diye yazdı. Şimşek'in yangın yerine dönen ülkede ilk gördüğü budur ve sermayenin has temsilcisi olarak refleks vermektedir. İktidar oldukları yıllar boyunca memleketi yerli ve yabancı sermayeye altın tepside sunanlar, “yağma ve talana” karşı halkı uyarıyorlar!

Aynı zat, Pazartesi günü uzun hem de çok uzun bir satış listesi açıklamıştı. Özelleştirmede AKP iktidarının “ikinci baharı” ilan ediliyordu. Listenin başında elektrik üretim santralleri, otoyol ve köprüler ve bazı limanlar bulunurken, BOTAŞ'ın iletim hatları, TPAO'nun halka arzı, Haydarpaşa Projesi, Eti Maden'in bor kimyasalları üreten tesislerinin satışının da planlandığı duyuruldu.

Halkı yağmaya karşı uyaran Bakan Şimşek, sadece vekil seçildiği Batman'da binlerce Kürt petrol işçisinin çalıştığı TPAO'yu özelleştireceklerini açıklayabiliyor.

Yağmaya tam gaz devam etmeyi düşünenlerin, halkı “yatırımlar olumsuz etkilenir” diyerek uyarması ve bilindik “kamu malı” edebiyatı yapması ancak böylesi bir iktidarda mümkün olabilirdi.

Tıpkı, Van'da sokağa çıkma yasağının ilan edildiği ve Kobane ile dayanışan Van halkına kurşun sıkıldığı gün, Ankara'da 24 gündür iş ve ekmek için direnen Van İŞKUR işçilerine “fırsat bu fırsat” deyip polisin saldırması gibi...

Satış listesi yetmeyecek, bugün hükümetin ilgili bakanları, sermayeye yeni bir mesaj yollamak için 2015-2017 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programı açıklayacaklar. O program Vanlı, Batmanlı, İstanbullu, İzmirli işadamlarına yazılırken, Van ve Batman'da yeni işsizler ile özelleştirilecek kamu kuruluşlarında 4-C'ye geçmeye zorlanacak işçiler sadece bir “sosyal maliyet” olarak nitelenecekler.

Meşruiyetini tümüyle yitirmiş ve köşeye sıkışmış olan AKP iktidarının, yıllardır yaptığı gibi önce sermayeye ardından emperyalizme açık çek vermekten başka çaresi yoktu. Öyle de yapıyorlar. Bu doğrultuda attıkları her adımla yağma ve talanı derinleştirip, ülkeyi yangın yerine çeviriyorlar.