Özelleştirmede şaibenin itirafı

Aşkın Süzük'ün “Özelleştirmede şaibenin itirafı” başlıklı yazısı 06 Şubat 2013 Çarşamba tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Olmaz demeyin. Türkiye haftaya, son dönemde gerçekleştirilen en büyük iki özelleştirmenin iptal edilebileceğini konuşarak girdi. Başbakan’ın bir TV programında iki ihaleyle ilgili açıklamaları, ülkemizde yargı kararları dışında da özelleştirmelerin iptal edilebileceğini ortaya koydu.

Özelleştirmelerin durdurulması için yargının iptal kararlarının dahi yetmediği, daha doğrusu bu kararların dikkate alınmadığı açıkken Başbakan’ın sözleri haliyle çok tartışıldı.

“Belki biz bu özelleştirmeleri iptal edeceğiz. Değer daha yükselsin diye. Arkadaşlarla istişarelerini yapıyorum şimdi, işime gelmiyor” diyen Başbakan, otoyol ve köprüler ile Başkent Doğalgaz özelleştirmelerinin beklentilerini karşılamadığını belirtti.

Otoyol ve köprülerden zaten ciddi para kazandıklarını, Başkent Doğalgaz’ın ise alıcısı parasını ödeyemediği için iptal edilen bir önceki ihalede daha yüksek bir fiyatın yakalandığını dile getirdi.

Başbakanın sözlerinin asıl çarpıcı kısmı ise “Ciddi para kazanırken, buradan yani birilerinin çok daha fazla kazanmasının önünü değil, milletimin kazanmasını ve ülkemin kazanmasını temin etmek durumundayım... Türkiye malının kıymetini bilen bir ülke konumunda” demesiydi.

Herhalde hiç kimse Başbakan’ın bu açıklamalarından sonra, hükümetin özelleştirmelerde artık kamu yararını gözetmeye başladığını düşünmüyordur.

Çünkü, 10 yıllık AKP iktidarının özelleştirmelerde nasıl bir sicili olduğunu gayet iyi biliyoruz. Türkiye’de 1986’dan bu yana 46 milyar dolarlık özelleştirme işlemi gerçekleştirilmiş. Bu işlemlerin 38 milyar dolarlık bölümünde AKP’nin imzası var.

Bu özelleştirmeleri gerçekleştirirken Başbakan’ın “ülkenin ve milletin daha fazla kazanmasını” düşünmediği açık. Özelleştirmelerle sermaye gruplarına büyük kaynaklar aktarıldı, ülkemizin en önemli sanayi kuruluşları patronlara altın tepside sunuldu. İlk akla gelenler, Tüpraş, Türk Telekom, Erdemir, Petkim.

Türkiye’nin tek rafineri şirketi Tüpraş, ülkenin en büyük sanayi kuruluşu durumundaydı ve en kârlı şirketler arasındaydı. Devlet tekeli olan Tüpraş, özelleştirmeyle özel tekele dönüştü.

Telekomünikasyon sektörünün en büyük şirketi Türk Telekom, özelleştirilmesinin hemen öncesinde 2,5 milyar TL kâr etmişti. Türk Telekom’un satışıyla, altyapının kullanım hakkı da devredildi. Sektörde altyapının kullanımında bir özel tekel yaratılmış oldu.

Demir çelik sektöründe ülkemizin tek yassı çelik üreticisi Erdemir’in, yine ülkemizin plastik hammadde üretiminde tek petrokimya kuruluşu Petkim’in özelleştirilmesiyle, sermaye gruplarına bu kıymetli sanayi kuruluşları devredilirken tekel olma avantajları da hediye edildi.

Üstelik bu kuruluşların tamamının değerinin altında ve bazılarının da birkaç yıllık kârlarına satıldığı biliniyor.

O dönemde de, Başbakan’ın onayı ile satılacak kuruluşlar için Değer Tespit Komisyonları kuruluyor, özelleştirmeden önce bu kuruluşların değeri belirleniyordu. Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) ise başbakan ve bakanlardan oluşan bileşimi ile yine görevinin başındaydı.

Özelleştirmeler için son onay merci olan ÖYK, birkaçını yukarıda sıraladığımız satışları, her birinde işlemlerin iptali için devam eden yargı süreçleri bulunmasına karşın tereddüt etmeden onayladı.

Siyasi irade ile şekillenen özelleştirme işlemlerinin, aynı siyasi iradeden oluşan ÖYK tarafından onaylanması elbette şaşırtıcı değildi. Bu kurul, doğası gereği noter gibi çalıştı.

Başbakan şimdi, “ülkenin ve milletin daha fazla kazanması” için iki özelleştirmenin iptal edilebileceğini söylüyor.

Bu sözler büyük bir şaibenin itirafıdır!

ÖYK yetkisini kullanıp bu iki özelleştirmeyi iptal ederse, geçmişte onayladığı tüm özelleştirmeler şaibeli hale gelecektir. Yani, geçmişte değerinin altında yapılan satışların, ülkenin ve halkın büyük bir zarara uğramasına neden olan özelleştirmelerin şaibeli olduğu ayan beyan bir kez daha ortaya çıkacaktır.

Yok, ÖYK iki işlemi onaylarsa Baş-bakan’ın tespitiyle “ülke ve millet” zarara uğrayacağı için 2012 yılının iki önemli özelleştirmesi şaibeli duruma düşecektir.