İşçinin yolu ayrı

30 Mart'ta gerçekleştirilen yerel seçimlerin sonuçları, çeşitli şaibe ve tartışmalar bir tarafa, AKP hükümeti açısından icraatlarını aynı hızla sürdürmesi için yeterli görünüyor.

Aslına bakılırsa, hükümet buna mecbur. AKP hükümeti, iktidara geldiği 2002 yılından bu yana yerli ve yabancı sermayeye vaat ettiği ve sunduğu modelde ayağını gazdan çekmesinin veya icraatlarında makas değiştirmesinin sonucunun iktidarı daha hızlı kaybetmesi olacağının farkında.

O nedenle “durmak yok yola devam”, 2000'li yılların sonundan itibaren hükümet partisinin başlıca şiarı oldu.

Gerçekten de, “durmak yok yola devam” sloganı, kelimenin her anlamıyla AKP'nin sermayeye vaat ettiği modeli özetliyor.

Sıcak para girişlerine dayanan ekonominin özelleştirmelerle sağlanan doping ve kamu-özel işbirliklerine dayanan irili ufaklı birçok altyapı projesiyle döndürülebildiğini biliyoruz. İnşaat ve enerji yatırımları üzerinde yükselen bu arızi modelin hükümetin yaratıcılığına değil sermayenin iştahına bağlı olduğu görülmelidir.

AKP hükümetinin alternatifinin düzen cephesinde kolayca yaratılamaması ise kuşkusuz en fazla sermayenin bu iştahı ve yıllardır dönen bu çarkın sermayeye aktarılan kaynaklarda bir azalma olmadan sürdürülebilmesinin sağlanması ile ilgilidir. Sermaye bu modelde, herhangi bir kesintiyi tercih etmeyecektir. En fazla, bazı projelerin iptaline tanık olunacaktır. Ama mutlaka aynı ölçüde büyük başka projelerde düğmeye basılması şartıyla.

Durmadan, yavaşlamadan yola devam edilecekse, örneğin 3. Köprü'nün bir seçim şovu olarak da, kuşkusuz hızla bitirilmesi gerekecektir.

Ülkenin tüm köşelerine kadar uzanan duble yollara yenileri eklenecektir. Başta büyükşehirler olmak üzere Anadolu'nun bütün kentlerindeki şantiyelerin sayısı artacaktır.

Enerji yatırımlarına yeni teşvikler gelecek, enerjide özelleştirmelere hız kesmeden devam edilmek istenecektir.

Haftasonu 3. Köprü inşaatında can veren üç işçi, hükümetin bu icraatlarının ve sermayenin iştahının emekçiler için ne anlama geldiğini ortaya koymaya yetiyor. Hatırlanacaktır, Başbakan Tayyip Erdoğan köprünün temel atma töreninde inşaat baronlarından, inşaatın tamamlanma tarihinin 2015 Genel Seçimleri'nin öncesinde bir tarihe, 29 Mayıs 2015'e çekilmesini istemişti.

Duble yol projelerinin biri bitmeden diğeri başlıyor. Bu projelerde hakim istihdam biçimi, hem sermaye hem de hükümetin tercih ettiği üzere taşeron işçilik oluyor. Ancak her bir proje, emekçiler açısından bir enkaz bırakıyor. Duble yol yapımında çalışan ama proje bittiğinde işsiz kalan taşeron işçiler, sendikasız ve güvencesiz çalışmanın bedelini ödüyor. Birçoğu haklarını alabilmek için verdiği hukuk mücadelesini ve eylemlerini sürdürüyor.

Elektrikte serbestleşmenin ve enerji yatırımlarının arttırılması amacıyla ağırlık verilen özelleştirmelerde hükümet epey yol aldı. TEDAŞ'a bağlı elektrik dağıtım bölgelerindeki kamu şirketleri bütünüyle özelleştirildi. Özelleştirmelerin ardından bu şirketlerde çalışan taşeron işçiler, hiçbir gerekçe gösterilmeden bir bir kapı önüne kondu. Şimdi ülkenin dört bir yanında taşeron enerji işçileri gerçekleştirdikleri eylem ve direnişlerle haklarını arıyorlar.

Enerjide hükümetin mutlaka özelleştireceğiz dediği diğer tesisler, elektrik üretim santralleri. Bu uygulamada yol da alındı. Son olarak işçinin verdiği kararlı mücadelenin ve seçim öncesi yeni bir siyasi risk almak istenmemesinin de etkisiyle Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri ile bağlı maden sahalarının özelleştirme ihalelerini seçim sonrasına ertelemek durumunda kalan hükümet, şimdi bu ihaleleri gerçekleştirmek istiyor. Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri için teklif verme süresi 10 Nisan ve Yatağan termik santrali için ise 30 Nisan. Yatağan işçisi, bu ihaleler öncesi Ankara'ya çıkarma yapmaya ve direniş çadırını bu kez başkente kurmaya hazırlanıyor.

Hükümetin sermayeye yeni kaynaklar aktarmak ve ekonomide çarkları döndürmek için 11 yıldır ördüğü yol işçi için ölüm, düşük ücret, kötü koşullarda çalışma, özelleştirme, örgütsüzlük ve işsizlik anlamına geliyor.

Kısacası, seçimden sonra “durmak yok yola devam” diyen hükümet ve onun projelerini iştahla bekleyen sermaye ile işçinin, emekçinin yolu birbirinden ayrı...