Elektrikler kesildi, enteresan...

Geçen hafta boyunca çeşitli kentlerde arka arkaya elektrik kesintileri yapıldı. Bu kesintilerin doğalgaza talebin “birden” yükselmesi nedeniyle planlı bir şekilde gerçekleştiği bizzat yetkili ağızlardan ifade edildi. Buna göre, beklenmeyen gelişme ise doğalgaza talebin bu kadar yükselmesi idi...

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’dan, “konunun bizimle alakası yok” minvalli bir açıklama duyduk. Kış şartlarının çetin geçmesi ve hava sıcaklığının mevsim normallerinin 6 derece altında olmasına bağlıyordu kesintileri. Bu nedenle, atmosfere açık işletmelerde birtakım sıkıntılar olabilirmiş...

Marmara Ereğlisi ve Aliağa’ya fırtına nedeniyle enerji tankerleri iki gün yanaşamamış...

Doğalgaza bağlı Erzincan kompresör merkezinde arıza yaşanmış...

Ha bir de, malum hava soğuk olunca, sistemi zorlayan aşırı yüklenmeler oluyormuş...

Doğalgaz talebinin artmasından kaynaklanan yüklenmenin boyutlarını da sıralıyor Sayın Bakan

“Türkiye beş günde 1 milyar metreküp doğalgazı tüketir noktaya geldi. Komşularımızdan 3 milyar metreküp doğalgazı bir yılda tüketen ülkeler var. Enteresandır. 6 Aralık’tan sonra İstanbul’un doğalgaz tüketiminde aşırı bir sıçrama oldu. Bunu bu rakamlarla tahmin etmek açıkçası güçtü. (...) İletim hatlarına müsaade etmeyen vatandaşlarımız var. Biz ürettiğimizi ileteceğiz ki vatandaşlarımız kullansın...”

Neyse ki, 6 Aralık’tan sonra doğalgaz tüketimindeki sıçramayı sadece “enteresan” kelimesiyle ifade edip bırakmış.

Trafiği Geziciler’e bağlayan bir hükümetten bahsediyoruz. Enerji Bakanı da, elektrik kesintilerinin bir komplo olduğunu söyleyebilir, halkın hep birlikte doğalgaza yüklenmesinin arkasında karanlık emeller arayabilirdi. Bildiğim kadarıyla Yiğit Bulut’tan da bir ses çıkmış değil.

Ancak ülkenin enerji politikalarını belirleme makamındaki Enerji Bakanı’nın elektrik kesintileri ile ilgili açıklamalarının her bir cümlesi skandal niteliğinde. Kısacası biz bu işi yapamıyoruz diyorlar, faturayı çetin geçen kışa ve iletim hatlarına müsaade etmeyen vatandaşlara çıkarıyorlar!
On yıldır iktidarda olan hükümet, elektrik üretiminde doğalgazı teşvik ederken ve doğalgaz santrallerinin sayısı 215’e çıkarken şimdi doğalgazda dışa bağımlılıktan dem vuramaz.

Elektrik üretiminin yarıdan fazlasını doğalgaza bağlayan buna karşılık BOTAŞ’ın doğalgaz ithalat hakkını kısıtlayan hükümetin, enerjide arz-talep sıkıntılarından bahsetmeye hakkı yok.

Elektrik dağıtımını bütünüyle özel sektöre devreden ve ardından elektrik üretim santrallerini özelleştirmeye girişen hükümet, elektrik kesintilerinde hiçbir sorumluluğumuz yok diyebilir mi?

Doğalgaz talebindeki mevsimsel dalgalanmaların ve “al ya da öde” şartına bağlanmış doğalgaz alım anlaşmalarının yaratacağı öngörülebilir risk ve zararları, doğalgaz depolama tesisleri kurmayı kah iş bilmezlik kah yolsuzluklar nedeniyle yıllardır başaramayan hükümet elbette bertaraf edemez.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kendi iktidarlarının hizmet anlayışını ve iş bitiriciliğini, Türkiye tarihindeki benzin kuyrukları ve su kesintileri ile çeşme kuyruklarından bahsederek anlattığı hatırlanacaktır.

Ancak 2014’e girilirken, Türkiye’nin başkentinde doğalgaz karneyle dağıtılıyor, ülkenin genelinde elektrikler planlı şekilde kesiliyor. Halka doğalgaza “aman birden” yüklenmeyin deniyor. Kışın daha yumuşak geçmesi, Azerbaycan ve Rusya’dan gelen boru hatlarında bir arıza yaşanmaması temenni ediliyor.

Demek ki, enerji alanında iş bitiricilik ile planlama-yönetim arasında kocaman bir fark varmış...