KENTİN SESİ - İZMİR Yazıları
Okula geç kalmış iki öğrenci gibiyiz, otobüs durağında uykulu gözlerle birbirimizi selamlıyoruz. Muhabbet ancak otobüsten indikten sonra açılıyor: “Aslında bu seçim vetoları AKP’nin de işine gelmiyor, değil mi?” Ah be devrimci kardeşim diyorum içimden keşke hiç açılmasaydı muhabbetimiz, acaba diyorum son referandumda da evet oyu mu vermiştin.
Tarihimizin en kritik dönemecine yaklaşıyoruz ve hala ne AKP solu bunun farkında ne de CHP solu.
Az önce Kılıçdaroğlu’nun seçim beyannamesine denk geldim TV’de. Durmaksızın, sabırla anlatıyordu: şunu yapacağız, bunu yapacağız. Bir tane de “bakın biz muhalefetteyken şunu da başardık” diye tek bir söz yok.
Gerçekten dedikleri kadar “dürüst” bir lidermiş diye düşünüyorum: Yalan yok!
Algıda seçicilik olsa gerek, onlarca “yapacağız, edeceğiz...” arasında İzmir’i duydum, ardından gelen Tayland’ı da. CHP İzmir’i Tayland yapmaya karar vermiş.
Avrupa’nın sağlık merkezi olacakmış İzmir!
Bu arada Samsun Şangay, Adana ve Mersin de Singapur olacakmış!
Kılıçdaroğlu’nun bu uzakdoğu fantazilerinin bu ülkedeki her erkeğe çağrıştırdığı şey, o sırada yorumcu Fatih Çekirge’nin de aklına gelmiş olmalı ki sözü alır almaz beyanname ile ilgili en çok dikkatini çeken şeyi anlattı: Kılıçdaroğlu yarım saati aşkındır mikrofonu hiç el değiştirmeden sürekli sol elinde tutuyordu ve bunun bir dünya rekoru olması gerekiyordu!
Tamam, Tayland dünyanın “seks turizmi merkezi” olabilirdi ama CHP lideri İzmir’i Tayland gibi “Avrupa’nın sağlık merkezi” yapacağını söylüyordu, “seks merkezi” değil.
Ben de bu ülkedeki her tembel internet kullanıcısı gibi google arama motoruna “Tayland sağlık” kelimelerini girdim, aynen bu şekilde.
İlk sırada gelen sayfadaki yazının başlığı şöyle: “Tayland'daki sağlık krizi Türkiye için yol gösterici olabilir.”*
Yani Kılıçdaroğlu’nun geçenlerde dediği gibi CHP merkezi gerçekten bilmem kaç üniversite ve enstitü hacminde ve ciddiyetinde bir seçim çalışması yapmış (?).
Sonuç olarak bu ülkedeki her tembel internet kullanıcısının rahatlıkla bilebileceği ama profesörden geçilmeyen CHP merkezinin ulaşamadığı bilgiler şöyle (elbette bunu CHP merkezinin iyi niyetler taşıdığını düşünerek söylüyorum, yoksa bu gerçekleri bile bile İzmir’i Tayland’a benzetecekleri kadar korkunç niyetler taşıdıklarını düşünmek istemem):
1. Tayland ile Türkiye’nin sağlık sistemleri arasında önemli benzerlikler bulunuyor. Her iki ülkede de sağlık hizmetleri temel olarak kamu sektörü tarafından verilmesine rağmen güçlü ve genç bir özel sağlık sektörü de alanda hizmet sunuyor.
2. 1997 yazında patlayan kriz Tayland ekonomisini altüst etti. Tayland parası yarı yarıya değer kaybetti. Üretim düştü, fiyatlar yükseldi reel ücretler azaldı. Yüzbinlerce kişi işsiz kaldı.
3. Özel hastaneler battı.
4. Doktorlar işten çıkarıldı.
5. Bu dönemde özel hastanelerde sezaryenle doğumların oranının yüzde 50’yi geçtiği ifade ediliyor. Raporda sağlık sektöründeki hızlı büyüme dönemi sağlık sisteminde şeffaflığın azaldığı, irrasyonel reçetelerin arttığı, yüksek teknoloji kullanımında ve özel hastane sevklerinde istismarın yoğunlaştığı, sağlık sisteminin kötüleştiği ve problemli” bir dönem olarak tanımlanıyor.
Meraklısı Tayland sağlık modelinin korkunç ayrıntılarını ilgili makaleden okuyabilir.