'Şebekeye uğrattılar yolumuz'

Bundan tam 31 yıl önce Kenan Evren-Turgut Özal şebekesi tarafından, aynı anlama gelmek üzere TÜSİAD-TSK şebekesi tarafından “katledilen” komünist sanatçı Ruhi Su’nun “Dadaloğlu ve Çevresi” adlı albümündeki “Şebekeye uğrattılar yolumuz” adlı parça, bugün nasıl da güncel…

Evet, bilerek “katledilen” dedim: Çünkü Ruhi Su, yurt dışına çıkıp tedavi olabilecekken, Evren-Özal iktidarı/şebekesi tarafından pasaport verilmeyerek öldürülen bir ozanımızdı.

Dadaloğlu’nun o dizelerini Ruhi Su’nun muhteşem yorumuyla dinlerken, aklıma geldi birden... Son zamanlarda kaleme aldığımız yazıların başlıklarını hatırladım: İki hafta önce “Bir şebeke hikayesi”, altı ay kadar önce “Bir karanlık şebeke: AKP, Ensar ve diğerleri”, geçen yıl “Restorasyon şebekesi” başlıklı yazılara yer vermişiz bu köşede…

Dadaloğlu zamanında da varmış şebeke(ler): Sömürgen, zalim, acımasız…

Onun içindir ki taaa 19. yüzyılda “Şebekeye uğrattılar yolumuz / Acep neye varır bizim halimiz / Yedi kral yiyip gider malımız / Seninirse şeker şerbet bal olsun” demiş Dadaloğlu, dönemin zorbalarına…

O günden bugüne azalmadı arttı sömürücüler, zalimler, zorbalar. Daha örgütlü, daha sistemli, daha cilalı, daha sistematik, daha kapsamlılar artık…

Geçtiğimiz pazartesi Rize İdare Mahkemesi’nde bir dava yapıl(ama)dı…. Cerattepe davası… Türkiye’nin davacısı en kalabalık çevre davası. Yalnızca bir “çevre davası” olarak görmemek gerekiyor Cerattepe’yi... Bu bir işgal davası. Bir sömürü davası. Bir zorbalık davası. Siyasi iktidar eliyle patron zengin etme davası. Yeşil ağaca, mavi göle, uçan kuşa, uç veren filize, su yürüyen dala, börtü böceğe, fındığa, çaya, mısıra el koyma davası…  

Patron dostu AKP’nin, bir yandaşına Kafkasör Yaylası’nı “tımar” etme davası! Türkiye’yi çölden beter hale getirmeye yemin eden AKP karanlığının, Mehmet Cengiz adlı yok ediciye Cerattepe’yi “kâr” etme davası! 

AKP iktidarının valisiyle belediye başkanıyla, polisiyle jandarmasıyla, savcısıyla hakimiyle nasıl da Cengiz’den yana saf tuttuğunu hepimiz gördük o gün… Cerattepe davasına omuz, Artvin halkına destek vermek için Rize’ye giden yüzlerce cumhuriyet yurttaşını kente almamak için nasıl seferber olduklarını, aynı kişiyi altı kez aradıklarını, insanlara çoraplarını bile çıkarttırdıklarını gördük… AKP muhaliflerini yargılamak için spor salonlarında mahkeme kuranların, Cerattepe’ye verilen “çakma ÇED raporunun” iptali için açılan davayı daracık salona nasıl sığıştırdıklarını gördük… Mahkeme heyetinin hal ve tavırlarıyla taraflarını ve verecekleri kararı nasıl belli ettiklerini gördük…

Artvin halkı yutmadı bu dolmayı: Reddetti hakimler heyetini… Avukatlar “reddi hakim” talebinde bulundu. Nasıl ki AKP güdümündeki bir Meclis’ten halkın lehine karar çıkmayacağı kesinse, AKP’ye biatlı hakimler heyetinden de Cerattepe’ye kurtuluş reçetesi çıkmayacağı gayet belliydi.

Dadaloğlu gibi yaptı Artvin halkı ve avukatları… Şebekenin oyununu gördü ve reddetti bu oyunu!

Dadaloğlu iki yüz yıl önce nasıl “Ferman padişahın dağlar bizimdir” dediyse…

Artvin halkı da haykırdı şebekenin yüzüne yüzüne: Mahkeme sizinse Cerattepe bizimdir!

Yolumuzu şebekeye uğratanlardan, yurdu şebekelere teslim edenlerden hesap sorulacak elbette... Halk soracak! 

[email protected]

twitter.com/_ahmetcinar_