İşte Kızılay'ın 'hayır' işleri

Kızılay'ın faaliyetleri ve kaynaklarının nereye harcandığı gizleniyor olsa da ortaya saçılan bilgilere bakıldığında gırtlaklarına kadar yolsuzluğa battıkları aşikar. Basında yer alan ve internet sitelerine astıkları bilgiler, Cumhuriyet savcılarına soruşturma açabilmeleri için yeterli kanıtı yeterli belirtiyi sağlamakta.

Kadir Sev

Kızılay, kapalı bir kutu adeta, ne yaptığı pek anlaşılmıyor. Oysa Tüzüğünde, bütçe bilgileri; mali tabloları; yıllık faaliyet raporları; Genel Merkez Denetim Kurulu raporları ve bağımsız denetçi raporları, internet sitesinde yayımlanır yazıyor. Bakarsanız bolca “şeffaflık…hesap verilebilirlik” gibi bir dolu güzel sözlerle karşılaşırsınız. Ancak işlerini yasalara ne denli uygun yaptıklarını değerlendirmeye yarayan hiçbir şey bulamazsınız.

Kızılay yönetiminin ne işler yaptığını, dedektif gibi çalışan gazeteciler olmasa öğrenemeyeceğiz.

Onların sayesinde Kızılay yönetiminin, Başkentgaz vergi kaçırsın diye, 75 bin dolar haraç alıp Ensar gibi adı taciz ve gericilikle anılan bir vakfa, 8 milyon dolar para aktarılmasında aracılık ettiğini öğrendik.

Kızılay başkanı yönetim kurulunu ve kendini, vergi kaçırılmasına değil; vergiden kaçınılmasına aracılık ettiklerini söyleyerek savunmaya çalıştı. Yani şecaat arzederken sirkatin söyledi. Başkanın bu sözleri, vergi kaçırılmasına dolanlı yollarla aracı olduğunun itirafı anlamına geliyor.

Vergi kaçırma, yasalara aykırı eylemlere başvurarak, ödenmesi gereken verginin beyan edilmemesi ve ödenmemesidir. Vergiden kaçınmada ise yasalara aykırılık yoktur. Vergi yasalarının tanıdığı olanaklar çerçevesinde giderlerinizi matrahtan düşürürseniz vergiden kaçınmış olursunuz. Tütünden alınan vergiyi ödememek için sigarayı bırakmanız bile bu kapsamda değerlendirilebilir.

Kızılay yöneticilerinin yaptığı iş, bal gibi vergi kaçırmaya aracılık etmektir. Üstelik suç konusu eylem, anlaşılmasın diye, dolanlı yollara başvurulmuş, asıl amacı gizlemek amacıyla bağış alınmış gibi gösterilerek Ensar’a aktarılmak üzere para alınmıştır. Olayın gerçek yüzü gizlenmeye çalışılmıştır ve bu nedenle de yapanlar, ceza yasasına göre daha büyük suç işlemişlerdir.

ÖZEL ŞİRKETLER BAĞIŞLARI CEPLERİNDEN Mİ ÖDER?

Hiçbir özel şirket, beklentisi olmasa bu denli büyük bağışlar yapmaz. Ve hiçbir özel şirket bu büyüklükteki paraları cebinden ödemez. Ya ballı bir iş verileceği sözü almıştır ya almış olduğu bir ihaledeki yasal olmayan bir edimine göz yumulacaktır.

ARANIRSA ÇOK ÖRNEK BULUNUR

Gelir ve giderlerine ilişkin yayımladıkları bilgilerin peşini kovalayabilirsek, izini sürebilirsek çok sayıda örnek bulabiliriz.

GELİRLERİNE BAKALIM

Aşağıdaki çizelgede gelirlerinin bileşenleri görülüyor.

2016 yılına değin “diğer bağış ve yardımlar” başlığı altında 50 bin - 70 bin lira gibi tutarlarda gelirler elde edilirken birden 2016 yılında 1 milyarı; 2017 yılında 2 milyarı aştığı; 2018 yılında 3,5 milyara yaklaştığı görülüyor.

Son üç yıldaki 6,5 milyar liranın tek tek hesabı verilmezse eğer haklı olarak Ensar benzeri vakıf ve derneklere verildiğinden kuşkulanırız.

Diğer Gelirler başlığı altında işlenen tutarlar da kuşku uyandırıyor. 2012 yılında elde edilen 465 milyon liranın 306 milyonu “diğer” başlığı altında gösterilmiş. 2018 yılındaki tutarı 925 milyona yaklaşıyor. Bu tutarlar bağış değil, yardım değil, ticari faaliyetinden de elde edilmemiş; kaynağı ne belirsiz. Bu büyüklükteki tutarların “diğer” başlığında izlenmesi muhasebenin hiçbir ilkesine uymaz. Yöneticileri bunun da hesabını vermek zorundadır.

Faaliyet gelirlerinin üzerinde de önemle durulmalı. İktisadi işletmelerinden neredeyse hiç para kazanmadıkları görülüyor. 2012 yılında topu topu 35 milyon lira gelir elde etmişler. Onu bile koruyamamışlar; 2014 yılında 1 milyon 350 bin liraya düşmüş. Yıllardır 2 milyon, 3 milyon liranın üzerine çıkamıyorlar. Düzgün işletilse sırf maden suyu gelirleri, bu tutarları yüze katlar.

Finansal başlığı altındaki gelirlerinin kaynağı da araştırılmalı. 2012 yılında yaklaşık 25 bin lira tutarındaki gelirleri 5 yılda 4 kat artışla 112 milyon liraya ulaşmış. Bağış gelirleri artınca faiz/bono gelirleri de artacak elbet. Ama biz bir de bu paraların nerelere yatırıldığını öğrenmeye çalışalım. Birilerine ucuz kaynak sağlanıp sağlanmadığını görürüz.


GİDERLERİNE BAKALIM:

Aşağıdaki çizelgede giderlerinin bileşenleri görülüyor.

2012’de 136 milyon lira olan personel giderleri 5 yıl içinde 2,5 kat artarak 365 milyon lirayı aşmış. Nedenini bilemiyoruz. Personel sayısı mı çok artırılmış? Çalışanların maaşlarında 2 kat artış mı olmuş? Eğer bu kadar artırılmışsa neden yapmışlar? 2019 yılında personele ne ödenmiş? Bunları öğrenebilsek iyi olur.

Genel Giderler kaleminde de 2 katı artış dikkat çekiyor. Beş yılda iki kat artmasının nedeni açıklanmalı.

Amaç ve Hizmet başlığı altında, 2012 yılında 125 bin; 2015 yılında 230 bin lira harcama gösterilmiş. Ne olmuş da birden bire 2016 yılında 1,4 milyar; 2017’de 2,5 milyar;2018’de 3,8 milyar liraya yükselmiş?


HAYIR İŞLERİ NE DEMEK?

Aşağıdaki çizelgede Amaç ve hizmet harcamaları içinde “Hayırlı İşler Gönüllü Faaliyetler” başlığı altında kodlanan harcamaların yıllar içindeki gelişimi gösterilmektedir.

Görüleceği üzere 2012-2015 arasında yılda 8 milyon ile 13,7 milyon arasında harcama yapılmışken 2016’dan sonra hayır işlerine 3 milyar liradan çok para harcanmıştır. Harcanan paranın toplamı 2016-2018 arasındaki üç yılda 6,5 milyar lirayı aşmaktadır.

Hayır işleri ne anlama gelmektedir. Ensar benzeri yapılara bu paradan ne kadarı aktarılmıştır? Kızılay yönetimi bunların hesabını vermek zorundadır.

ONLAR YAPACAKLARINI YAPMIŞ BİZ NE YAPACAĞIZ?

Kızılay yönetimi çalışmalarını puslu bir ortamda yürütüyor. Ortaya saçılan bilgilere bakılırsa gırtlaklarına kadar yolsuzluğa batmışlar. Bu işleri yapanlar, bir an önce gelir ve giderlerinin hesabını vermelidir. Basında yer alan ve internet sitelerine astıkları bilgiler, Cumhuriyet savcılarına soruşturma açabilmeleri için yeterli kanıtı yeterli belirtiyi sağlamaktadır. Bu yolu zorlamalıyız.