Güvenli kentlerde yaşayamayan yurttaşlar depremlerin ardından canını kurtarmanın derdine düşmüşken bir de iktidarın yolsuzluklarına maruz kalıyor. Toplanan vergiler yok oluyor, bağışların nasıl harcandığı açıklanmıyor, şirketler ihya ediliyor.
Haber Merkezi
Türkiye'de çok sayıda can kaybının yaşandığı depremler sonrasında olanlar, her sarsıntıda yeniden aklımızdan geçiyor.
26 yıl önceki 17 Ağustos Gölcük Depremi'nin ardından gelen Elazığ, Van ve son olarak da Maraş'taki depremler sonrası iktidar önlem almadı, yurttaşların güvenliği için neredeyse hiçbir adım atılmadı.
Depremler için toplanan vergiler ve bağışlarsa hâlâ tartışma konusu.
Deprem vergileri önce kayboldu, sonra harcandı, en son 'hiçbir zaman var olmadı'
Gölcük Depremi’nin ardından toplanmaya başlanan "deprem vergisi"nin ilk yıllarda geçici olarak toplanacağı söylenmiş, daha sonrasında 2009’da kabul edilen bir yasayla vergi devamlı hale gelmişti. Elektronikten gıdaya kadar hemen hemen her üründen alınan "deprem vergisi"nin akıbeti sonraki depremlerin ardından gündeme gelmişti.
Gölcük Depremi'nin ardından halktan toplanan ve tahmini 40 milyar liraya ulaşan deprem vergisinin akıbetiyle ilgili 2011'de görüştüğümüz Afet ve Acil Yönetimi Başkanlığı, Maliye Bakanlığı ve Gelir Vergisi Daire Başkanlığı'ndan hiçbir cevap alamamıştık.
Dönemin AKP'li Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tüm deprem vergilerinin harcandığını belirtmişti. Dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'se deprem vergisi diye bir şeyin olmadığını söylemişti.
Bağışların nerede olduğu, nasıl harcandığı belli değil
6 Şubat depremlerinin ardından gerçekleştirilen "Türkiye Tek Yürek" kampanyasıyla ilgili fiyaskolar da arka arkaya ortaya çıktı. Bazı kamu kuruluşlarının taahhüt ettiği bağışları yatırmadığı anlaşıldı.
Buna göre, kampanyaya katılarak depremzedeler için "bağış" yapacağını açıklayan Ziraat Katılım Bankası, Vakıf Katılım Bankası, Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik, TMSF, Turkcell, Emlak Konut gibi kamu kurumları yaklaşık 9 milyar lirayı yatırmadı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise toplamda vaat edilen bağış miktarının 115 milyar 146 milyon 528 bin lirayı bulduğunu, toplanan paranın 85 milyar liraya ulaştığını söyledi. Yılmaz, kalan 30 milyar lira ve kimlerin ödeme yapmadığına ilişkin bilgi vermedi.
Bağışlarla ilgili çok sayıda hesaplama yapıldı, pek çok veri paylaşıldı.
Kesin olan şu ki, söz verilen tüm bağışlar yapılmadı, paralar kamu kurumlarının bağışlarıyla devletin bir cebinden diğer cebine aktarıldı, yapılan bağışların tamamı depremzedelere harcanmadı, harcanan paraların hesabı verilmedi.
Kampanyada toplanan bağışların toplam miktarının ve nerede kullanıldığının araştırılması önergesiyse AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.
TOKİ’den deprem bölgesi için 'gizli' ihaleler
Deprem bölgesi için "davet" usulüyle ihale düzenlendi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın (TOKİ) deprem bölgesinde inşa edilecek konutlar için açtığı ihalelerin yine iktidara yakın şirketlere verildiği açığa çıktı.
Skandallarla anılan utanç verici afet kurumu: Kızılay
Afet halinde yurttaşlara yardım eli uzatmakla görevli Kızılay'sa her yerinden dökülüyor.
Depremden dakikalar sonrasında halktan para toplamaya çalışan Kızılay'ın Boğaz manzaralı ve yüzme havuzlu köşke aylık 12 bin dolar kira verdiği, Menzil tarikatı destekçisi şirkete 700 milyonluk ihalesi verdiği, MÜSİAD’a ait hasarlı bir binayı 110 bin liraya kiraladığı, kuruma elindeki tüm gayrimenkulleri satma olanağı verildiği, uçmayan uçağa 245 bin dolar ödediği ve cihatçı örgütler için para topladığı, depremzedeye çadır sattığı dün gibi aklımızda.
Yardım parasıyla lüks araç alırken vatandaştan para toplayan, adının arkasından mutlaka bir yolsuzluk haberi gelen Kızılay'ın milyonlarca liralık arsasını bağışladığı ortaya çıkmıştı.
Geçtiğimiz günlerde su yüzüne çıkan son skandalsa Kızılay yardım paralarıyla ilgiliydi. İstanbul İl Merkezi Şubesi’nin hesaplarını inceleyen müfettişler, Filistin ve Suriye gibi ülkelere insani yardım yapılması için bağışlanan paraların genel merkeze gönderilmediğini belirlemişti.
Şirketler kollandı: Teşvikler, vergi muafiyetleri, ihaleler
AKP'nin "Türkiye Tek Yürek" kampanyasına bağış yapan şirketler de ihya edildi. Patronların "zararı" kat be kat üstünde karşı adımla bertaraf edildi.
Teşvikler yapıldı, vergi muafiyetleri sağlandı. Başta TOKİ'nin olmak üzere "gizli" ihaleler iktidara yakın olan ya da yolsuzluklara, usulsüzlüklere göz yuman şirketlere verildi.
Bunun bir örneği, zaten her zaman AKP tarafından kollanan Cengiz Holding oldu.
Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz'in kampanya için yaptığı 3 milyar liralık bağışa karşılık ilk adım Konya'da yapılacak tesisleri için atıldı.
Tesis için teşviki kapan Cengiz Holding'in, şirkete ait Eti Alüminyum AŞ tarafından Konya'da yapılacak yatırım projesinin yüzde 100 vergi indirimi ve yüzde 85 yatırıma katkı oranı olmak üzere gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, KDV iadesi, vergi indirimi, azami tutar sınırı olmaksızın 10 yıl sigorta primi desteği, azami 75 milyon lira nitelikli personel desteği ve 200 milyon lirayı aşmayacak enerji desteği gibi teşviklerden yararlanacağı öğrenilmişti.
Silivri Depremi sonrası İstanbul: Yüzlerce bina hasar aldı, 12 bina boşaltıldı | ![]() |