Her iki yılda bir toplu iş sözleşmesinde banka yönetimiyle masaya oturan Banka Finans ve Sigorta İşçileri Sendikası (BASİSEN) başkanı Metin Tiryakioğlu'nun banka emekçilerinden gelen görüş ve talepleri tehditle karşıladığı iddiası, çalışanlar arasında tepki yarattı.
İddiaya göre toplu iş sözleşmesi sürecinde emekçilerden yoğun şekilde gelen İş Kuleleri'nde ve aynı belediye sınırları içindeki şubelerde kreş talebi, BASİSEN'in 34 yıldır başkanı olan Metin Tiryakioğlu'nun "Tuzla Teknoloji ve Operasyon Merkezi'ndeki (TUTOM) kreşi de kapattırırım" tehdidiyle karşılık buldu.
İş Bankası, Munzam Sandığı aracılığı ile çalışanlarının ve emeklilerinin yüzde 39,95'ine ortak olduğu bir banka ve banka emekçileri BASİSEN aracılığıyla temsil ediliyor. Ancak bu hak, sendika tarafından patron çıkarları lehine kullanılıyor.
HUKUKÇULAR NE DİYOR?
6311 sayılı kanun 150'den fazla kadın emekçinin bulunduğu işyerlerinde çocukların bırakılması, bakımı ve emziren çalışanların çocuklarını emzirmeleri için kreş/yurt açma yükümlülüğü getiriyor. Hatta kreşin işyerine uzaklığına göre emekçilere taşıt sağlanması hakkı da bulunuyor. Bununla birlikte, Yargıtay tarafından kreş/yurt açma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, işçinin patron karşısında haklı nedenle fesih hakkı bulunduğu kabul ediliyor.
İŞ BANKASI HALK KOMİTESİ: YASAL VE MEŞRU HAKKIMIZIN TARTIŞILMASI KABUL EDİLEMEZ
Görüşlerini aldığımız İş Bankası Halk Komitesi, emekçileri meşru haklarını savunmak için komiteler yoluyla bir arada durmaya ve sürecin takipçisi olmaya çağırdı.
Komiteden yapılan açıklamada şöyle denildi:
Son dönemde kazanılmış haklarımızı mevzuattan çıkarma konusunda somut adımlar atılıyor. Her toplu sözleşme döneminde var olan sosyal haklarımız, üzerimizde bir baskı malzemesi olarak kullanılıyor. İş Kulesi'nde ve aynı belediye sınırları içindeki şubelerde çalışan emekçiler için, kreş hakkı yasal ve meşru bir haktır ve bunu engellemek için TUTOM'daki kreşin tehdit olarak kullanılmasını kabul etmiyoruz. Bu 'astığım astık, kestiğim kestik' tavrı ve emek düşmanı uygulamaları ülkemizden çok iyi tanıyoruz. Halihazırdaki kreşte bile erkek mensupların çocuklarının ya da iştirak mensuplarının çocuklarının bakım yurtlarından yararlanamaması gibi ayrımcı, toplumda kadına biçilen rolün simgesi olan sorunlu uygulamalar bulunuyor. İş Bankası emekçilerini, sürecin takipçisi olmaya ve bankada komitemiz yoluyla emekten yana bir ağırlık oluşturmaya, yasal haklarımızın elimizden alınmasına seyirci kalmamaya çağırıyoruz.
BANKALARDA 8 MART ŞOVU YAŞANMIŞTI
Emekçi kadınların sömürüye karşı direnişinin sembolü olmuş 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü, patronların göz boyama ve pazarlama faaliyetlerine sahne olmuştu.
BASİSEN de her kadın üyesi adına Mor Çatı Vakfı'na bağışta bulunmuş ve kadınlar gününü kutlatıp şova katılmıştı. Çoğu banka ya da finans kuruluşu, yasanın gerici iktidarların patronlara tanıdığı emekçi düşmanı "avantajı" kullanarak aylık 2 bin 317 TL'lik ihmal edilebilecek kadar düşük olan cezayı ödemeyi tercih ediyor.
