Çocuk çocuktur

İçim eziliyor. Böyle bir bulantı.

Hani çıkaramamak, rahatlayamamak ve sıkışmış, düğüm olmuş bir halde günü geçirmeye devam etmek.

Geçirmek dedim ya lafın gelişi. Oraya buraya baktıkça sendelemek, tutunacak yer aramak. Nefessiz kalıyormuş gibi olmak. Bayılacakmış gibi hissetmek ama bayılamamak.

Midede bir yumruyla, sırtta bir kamburla günden güne çirkinleşmek, günden güne çürümek, günden güne daralmak, günden güne yoksullaşmak, günden güne neşesiz, ışıksız, kapkaranlık olmak.

Çoraklaşmak, susuzlaşmak, ıssızlaşmak.

İçim eziliyor. Böyle bir bulantı.

İki gündür birtakım adamların verdikleri önerge ile yarım aklım hepten gitti galiba. Ama işin “kötü” yanı yarım aklını hepten kaybedenlerin sayısının bir hayli fazla olması. Delidir, ne yapsa yeridir durumlarındayım aslında. Anlamaya çalışmayı bir süredir bıraktım. Doğru. Anlaşılacak pek bir şey yok çünkü ortada.

Bugün 20 Kasım ve tüm dünyada Dünya Çocuk Hakları günü olarak kutlanıyor. Komik değil mi?

Değil. İki gündür hissettiğim bulantıya bakarsam hiç komik değil.

Evet, bugün Dünya Çocuk Hakları günü. Çocuk ne demek mi? İnsan yavrusu işte. Sevimli, bakıma muhtaç ve büyürken eşlik edilmesi gereken minik. Hakları var. Elbette. Çünkü insan. Büyümeye çalışan insan yavrusunun doğuştan sahip olduğu başta yaşam, eğitim, sağlık, barınma, fiziksel, psikolojik ve cinsel sömürü ve şiddete karşı korunma gibi hakları var. Bunlar Çocuk Hakları.

Yani bir devletin tüm haklarıyla birlikte çocuklarını kollayıp gözetmesi gerekli. Bu bir görev, ödev, sorumluluk...

Neyi tartışıyoruz Allahaşkına kaç gündür. Bulana bulana bir hal oluyoruz. TCK'nın 103. maddesinde değişiklik öngörüyor zat-ı muhteremler. 22 Kasım Salı günü saat 14'te de oylayacaklar.

Bu önerge kabul edilirse ne olacak?

Cinsel ilişkide rıza yaşı 15'den 12'ye indirilecek. Süren ceza davalarında ve bundan sonra gerçekleşecek istismarların failleri korunacak. Geriye dönük af neyin nesi olacak? O da geçmiş cinsel suçları aklayacak. Tecavüze uğrayan çocuklar, her tür yönlendirmeye açık ve korkunç şeyler yaşamış olduklarından baskıyla rızaları olduğunu söyleyecekler. Belki çocukları para karşılığı istismarcılara teslim eden kişiler evlilik gerçekleşirse ceza da almayacaklar...

Bir başka deyişle cinsel ilişkide rıza yaşı 15'ten 12'ye (13 yaşından gün almış olmak) indirilecek. Türkiye'de kız çocuklarının 12 yaşından itibaren cinsel saldırya ve zorla evlilik şiddetine maruz bırakılmasının “yasal zemini” oluşturulacak.

İnanabiliyor musunuz?

Bir mağdur edebiyatı gidiyor sormayın. 3-4 bin aileden söz ediliyor. Bir avukat arkadaşım diyor ki:

“Mevcut yasalarımızla bu sorunu harika çözebiliriz. Önergede 'rızası' olan istismar mağduru çocuklar yani 15 yaşın altındaki çocuklar ve onların doğurdukları çocukların sorunlarına çare bulmak gerektiği de belirtilmiş. Şimdi bizim çocuk koruma kanunumuz var. Bu kanun der ki; barınma, korunma, eğitim, maddi-ayni destek, danışmanlık yani çocuğun korunması için ne yapmak gerekiyorsa tesbiti yapılıp bunlar uygulanabilir. Yani çocuğun bebeğiyle kalacak yeri yoksa yer sağlamak, para vermek, eşya-kömür, yiyecek vermek mümkün. Koskoca devletiz. 3-4 bin çocuğa ve yanlarındaki bebeklerine misler gibi bakarız. Saraylarda bile yaşatırız. Suç işlediğini bile isteye çocukları istismar edip çocuk hamileliği ile 'babalığı' tatmış olanlar cezalarını çeksin. 18 yaş altı akran cinselliğinden cezaevindeki çocuklarımız için bir çözüm düşünelim derim. Ama bunun dışında çocuk evliliğini, çocuk hamileliğini ve istismarı savunmak, en hafifinden çook ayıptır diyelim akıllı akıllı olur mu?” der.

Olur mu? Olur. İş niyet olsun. Niyet olursa her şey olur.

Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü.

Bilmem anlatabildim mi?

Çocuk çocuktur.

Çocuklara dokunmayın.