Mesleki eğitim (I)

Mesleki eğitimin günümüzdeki durumunu irdelemek için önce geçmişe kısaca göz atmakta yarar vardır.  

AKP Öncesi Durum

Osmanlıda mesleki öğretim, XIII. yüzyılda kurulan ve Müslüman esnafın üye olabildiği Ahilik örgütünde başlamıştır. Mesleki öğretim, gayri müslim esnafı da üye yapan ve Ahiliğin yerini alan loncalarda devam etmiştir. Bu arada, sıbyan mektepleri dışında Osmanlının açtığı medreseler ve Enderun Mektebi ile 18. yüzyıl sonunda açmaya başladığı askeri okullarla 1800’lerde açtığı adliye ve ziraat mektebi gibi hemen her okul toplumda gereksinim duyulan meslek insanını yetiştirmek içindir. Günümüzün meslek eğitimine benzer ilk uygulamalar ise, II. Abdülhamit’in idam ettirdiği Mithat Paşa’nın öncülük ettiği 1863’te açılan Islahhane ile 1868’de açılan Sultanahmet Sanayi Mektebidir.

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında mesleki teknik eğitim konusunda, 1925’te Alman Dr. Köhne, 1927’de Belçikalı Profesör Buyse ve 1929’da ise Alman Jung gibi eğitimciler danışman olarak getirilmiştir. Müslüman toplumun dini hizmetlerini yerine getirmek üzere 1924’te açılan imam hatip okulları, laiklik ilkesinin 1928’de anayasaya girmesinden sonra, öğrenci azlığı nedeniyle 1930’da kapatılmıştır. 1927’de akşam sanat okulları ve 1934’te erkek sanat, erkek yapı, ticaret okulları ve kız teknik okulları açılmıştır. 22.6.1933 tarih ve 2287 sayılı yasayla, Ortaöğretim ve Mesleki Teknik Öğretim Genel Müdürlükleri oluşturulmuştur. 1925’te Müzik Öğretmen Okulu, 1934’te Kız Meslek Öğretmen Okulu ve 1936’da da Erkek Meslek Öğretmen Okulu açılmıştır. Sonraki yıllarda da değişik alanlarda meslek okulu açılmasına devam edilmiştir.

1940’ların başında, Mesleki ve Teknik Öğretim Müsteşarlığı kurulmuştur. Hasan Ali Yücel’in milli eğitim bakanlığı zamanında mesleki eğitime önem verilmiş ve 1940’lı yıllarda mesleki eğitim görenlerin sayısı %400 kadar artmıştır. 1951’de ortaokul ve lise olarak yeniden açılan imam hatip okullarına meslek dersi öğretmeni yetiştirmek üzere 1959’da Yüksek İslam Enstitüsü oluşturulmuştur. Mart 1960’ta Ticaret ve Turizm ile Kız Teknik Öğretim ve 27 Mayıs 1960 devriminden sonra da Temmuz 1961’de Din Öğretimi genel müdürlükleri oluşturulmuştur. 1965’te de Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulu açılmıştır. 

UNESCO 1950’lerde, yetişkinler için temel eğitim kavramını ortaya atmıştır. Bu kavram 1960’larda, yaklaşık olarak 8 yıllık eğitim olarak benimsenmeye başlanmıştır. Bu anlayışı benimseyen milli eğitim bakanlığı 1970 başlarında, ilk ve ortaöğretim genel müdürlüklerinde yapısal değişikliğe gitmiştir. Daha öncesinde ilköğretim genel müdürlüğü ilkokullardan ve ortaöğretim genel müdürlüğü de ortaokul ve liselerden sorumlu iken, yapılan değişiklikle ilköğretim genel müdürlüğü 5 yıllık ilkokul ile 3 yıllık ortaokullardan sorumlu olmuş, ortaöğretim de lise ve lise dengi okulların sorumluluğunu üstlenmiştir. Bu yeni yapılanma sonrasında, 12 Mart 1971’de kurulan ve Reform Hükümeti olarak adlandırılan hükümet, 1972 yılında, imam hatip ortaokulları gibi tüm meslek ortaokullarını kapatmıştır. Mesleki ortaokulların kapatılmasının bir nedeni de, daha uzun süre genel eğitim görmüş kişilerin meslekler dahil olmak üzere her şeyi çok daha çabuk ve kolay öğrendiklerinin anlaşılmış olmasıdır. 14.6.1973 tarih ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 8 yıl olan ilk ve ortaokulu temel eğitim olarak tanımlayıp zorunlu olacağını belirtmiş, bir geçici maddeyle bunun uygulanmasını ileri bir tarihe ertelemiştir. Bu yasanın kabul edildiği dönemde temel eğitim, mesleki/dini ortaokul diye bir kurum olmadığından, genel eğitimle ilgili bir süreçtir. 24 Haziran-4 Temmuz 1974 günlerinde toplanan 9. Milli Eğitim Şurası da, 8 yıllık zorunlu eğitimi neredeyse oy birliğiyle kabul etmiştir. Bu arada, 1972-1974 yılları arasında imam hatip liselerine giden öğrenci sayısı %72 kadar azalma gösterince, 1974’te kurulan Ecevit -Erbakan koalisyon hükümeti, Erbakan’ın ısrarı üzerine, imam hatip ortaokullarını yeniden açmıştır. 

12 Eylül darbe hükümeti, yeni üniversiteler oluştururken, Yüksek İslam Enstitülerini kapatıp ilahiyat fakültelerine dönüştürmüştür. 18.6.1983 tarih ve 2842 sayılı yasa ile 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda bazı değişiklikler yapmış, temel eğitim kavramı yerine ilköğretim kavramını getirmiştir. İmam hatiplilere, harp okulları dışında kalan yükseköğretim alanlarına girme hakkını vermiştir. Anavatan Partisi iktidarında, 5.6.1986 tarih ve 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitim Kanunu çıkarılmıştır. 1989-1990 yılında, imam hatiplerle meslek liselerinde çok programlı lise uygulamasına geçilmiştir.

13-17 Mayıs 1996 tarihlerinde toplanan 15. Milli Eğitim Şurası, büyük çoğunlukla, sekiz yıllık kesintisiz eğitimi kabul etmiştir. Bilindiği gibi kesintisiz eğitim, öğretimin ilk ve orta olarak bölünmemesindense, zorunlu eğitim sürecinde genel eğitim dışında mesleki/dini öğretim yapacak okul olmayacağı anlamına gelmektedir. Bakanlığın bu şura için gerçekleştirip şura üyelerine dağıttığı ve 84 bin kişiye uygulanmış olan ankete katılanların büyük çoğunlukla sekiz yıllık kesintisiz eğitim ile temel eğitim kavramının kullanılmasından yana olduğu ortaya çıkmıştır (bkz. Ön komisyon önerileri üzerine araştırma, Şura Genel Sekreterliği; Doküman no:4, 1995). 18.8.1997 tarih ve 4306 sayılı yasa ile sekiz yıllık kesintisiz ilköğretim zorunlu olmuş ve imam hatip ortaokulları ile tüm ortaokullar kapatılmıştır. Çizelge 1’de, bazı yıllara göre mesleki eğitim okul ve öğrenci sayıları verilmektedir. Meslek okullarının genel eğitim içindeki yerini görebilmek için, bu Çizelgede genel eğitim yapılan okullarla ilgili sayısal verilere de yer verilmiştir. Çizelge 1’de görüldüğü gibi, 1972’de imam hatip ortaokulları kapatıldığında olduğu gibi, imam hatip liselerine gidenlerin sayısı sonraki yıllarda azalmıştır. 

Bu yıllarda üniversiteye giriş sistemi iki aşamalı bir sistemdir. Bu sınavların içeriği nedeniyle, meslek yüksekokullarına girenlerin çoğunluğu genel lise mezunları oluşturmaktaydı. 1999 yılında iki aşamada yapılan üniversiteye giriş sınavı tek aşamaya indirgenmiş, bu arada yükseköğretimde lisede okuduğu alanla ilişkili alanlara başvuranlara ek puan verilmesine başlanmıştır. Bu uygulama meslek liselerinde okuyanların yararına bir uygulama olmuş ve giderek daha çok meslek lisesi mezununun meslek yüksekokuluna ve de hatta ilgili lisans programlarına girmesine yol açmıştır. 

(Kaynak: R. Okçabol’un Türkiye Eğitim Sistemi, 2005, Ütopya Yayınevi.)

[email protected]