MEB’in ciddiyeti! Stratejik planlar (II)

İki plan arasındaki fark, planların “Geleceğe Yönelim” adını taşıyan üçüncü bölümde, iyice su yüzüne çıkıyor.

İki planda da üçüncü bölümünün ilk kısmı, 2010’da “Vizyon, Misyon ve Temel Değerler” başlığını taşırken, 2015’te “Misyon, Vizyon ve Temel Değerler” şeklinde yazılıyor. Bu kısımda, 2010’da önce vizyona, 2015’te ise önce misyona yer veriliyor. Bu durum, bakanlığın aklının karışıklığını ve hâlâ vizyon ile misyon sözcüklerinin ne anlama geldiğini anlamadığını gösteriyor. Bu anlamamazlığın, vizyon ve misyon sözcüklerinin bizim toplumsal ve gündelik yaşamımızda ürettiğimiz sözcükler olmamasından mı, bu stratejik planları AB beklentileri doğrultusunda hazırlama yanlışlığından mı, MEB’in bu planları zaten pek ciddiye almamış olmasından mı, yoksa 2010 planının DPT kılavuzuna göre ve 2015’in de Kalkınma Bakanlığının kılavuzuna göre hazırlanmış olmasından mı kaynaklandığı, bilinmiyor! Uzun erimli bir söylemi/hedefi içermesi gereken “vizyon” ve uygulamaya dönük olması beklenen misyon ile ilgili olarak planlarda yer alan açıklamalar da, MEB’in kafa karışıklığının bir başka göstergesi oluyor.   

2010 planında vizyon,  “Ülkemizin eğitimde model ve lider bir ülke olmasına katkıda bulunan,  Türkiye’de eğitim görmeyi herkes için ayrıcalığa dönüştüren ve mutlu bireyler yetiştiren bir eğitim sistemi” şeklinde ifade ediliyor. 2015’te ise vizyon, “Hayata hazır, sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştiren bir eğitim sistemi” ne dönüşüyor!

2010 planında misyon, “Yüksek karakterli ve nitelikli insanlar yetiştirmek ve bunun için politikalar geliştirmek, eğitim ve öğretim programları hazırlamak, ilgili standartları ve öğretmen yeterliklerini belirlemek, eğitimle ilgili AR-GE çalışmaları yapmak, eğitim ortamını hazırlamak, eğitim öğretim yapmak, mesleki eğitim-istihdam bütünlüğünün sağlanmasına katkıda bulunmak, rehberlik, denetim ve değerlendirme sistemleri oluşturmaktır” ifadesiyle açıklanıyor. 2015’te ise misyon, “Düşünme, anlama, araştırma ve sorun çözme yetkinliği gelişmiş; bilgi toplumunun gerektirdiği bilgi ve becerilerle donanmış; millî kültür ile insanlığın ve demokrasinin evrensel değerlerini içselleştirmiş; iletişime ve paylaşıma açık, sanat duyarlılığı ve becerisi gelişmiş; öz güveni, öz saygısı, hak, adalet ve sorumluluk bilinci yüksek; gayretli, girişimci, yaratıcı, yenilikçi, barışçı, sağlıklı ve mutlu bireylerin yetişmesine ortam ve imkân sağlamaktır” şeklinde oluyor.

Vizyon ve misyon sırası değiştirildiği gibi, bu kavramlara yüklenen işlevler de kökten değiştirilmiş oluyor. Benzer kökten değişiklikler Çizelge 1’de görüldüğü gibi planların “temel değerleri” konusunda da görülüyor.

2010 stratejik planının kabulünden hemen sonra bakanlığın,  2011 Eylülünde 652 sayılı KHK ile rekabetçi öğrenci ve Mart 2012’de çıkarılan 4+4+4 yasasıyla da molla yetiştirmeye soyunduğu biliniyor. Molla yetiştirilmesini güvenceye almak ve pekiştirmek için ilk ve ortaöğretim yönetmeliği ile kılık-kıyafet yönetmenliğinin de değiştirildiği, genel liselerin kapatıldığı,  ortalığın imam hatip okulları ve zihniyetiyle doldurulmuş olduğu da biliniyor.  Bu dönüşümlerin hiçbiri 2010 stratejik planının amaçlarına, hedeflerine ve değerlerine uymuyor. Bu durum, MEB’in stratejik planı ciddiye almadığını gösteriyor. 2010 temel değerleri konusunda bir adım ilerleme göstermeyip 2015 strateji planında tamamen farklı temel değerlere yer verilmesi ve güzel sanat derslerini azaltırken plana “sanatsal duyarlılık ve sanat becerisi”  değerini koyması, MEB’in ciddiyetsizliğinin geçici değil kalıcı olduğunu gösteriyor.

Kökten değişiklikler, üçüncü bölümün ikinci alt bölümünde de devam ediyor. Bu alt bölümün başlığı, 2010’da “Temalar, Stratejik Amaçlar ve Hedefler” iken, 2015’te, “Stratejik Amaç, Hedef ve Stratejiler” oluyor. Bu alt bölümde, 2010’da okulöncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, özel öğretim, özel eğitim ve rehberlik, yükseköğretim, hayat boyu öğrenme ve bilgi toplumu, kurumsal kapasitenin geliştirilmesi, denetim ve danışmanlık, uluslararası ilişkiler ve AB’ye uyum gibi 10 temaya ve bu temalarla ilgili sorun alanlarına yer veriliyor. Arkasından da, her tema için, stratejik amaç, her amaç için stratejik hedefler ve her stratejik hedef için de performans göstergeleri ile bakanlığın bu konuda neler yapacağı açıklanıyor. Yükseköğretim MEB’in sorumluluk alanına girmediği halde, bu konunun stratejik plan içine alınmasını anlamak mümkün olmuyor. 2015’te ise, 2010’daki 10 tema yerine, eğitim ve öğretime erişim, eğitim ve öğretimde kalite, kurumsal kapasite olmak üzere üç temaya yer veriliyor. 2010’dan farklı olarak, her bir tema için stratejik amaç, stratejik hedef, hedefin mevcut durumu hakkında bilgi ve performans göstergeleri, sonradan değil temalara değinilirken veriliyor. Bakanlığın yapacağı işleri açıklaması ise performans göstergelerinden sonra maddeler halinde yazılmış stratejiler olarak sunuluyor.

2011 ve 2012’de çıkarılan yasalarla sistemin yapısı kökten değiştirildiği halde, 2015 planında, 2010 planındaki sistemin temel kurumlarıyla ilgili temalar yerine geleceğe yönelimin erişim, kalite ve kapasite gibi üç temaya sıkıştırılması, MEB’in olayı ciddiye almadığını gösteriyor. Yasal değişikliklerle molla yetiştirmeye yönelen sistemde, üç temadan birinin “kalite” olması ise başlı başına bir ironi oluyor.

MEB’in, dolayısıyla MEB’i yönetenlerin ciddiyetsizliğini kanıtlayan böylesi stratejik planlarla, Türkiye bir yere varabilir mi?

 

[email protected]