MEB’in ciddiyeti! Stratejik planlar (I)

MEB, AKP iktidarından önce, 1996-2010 milli eğitim ana planını hazırlamıştı. O yıllarda Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinde Kopenhag Kriterleri daha gündeme gelmemişti. Resmi söylemlerle hazırlanan planlarda vizyon, misyon, akreditasyon, performans değerlendirme, yönetişim, hesap verebilirlik gibi küresel jargona ait söylemler de yoktu.

AKP iktidarında ise 2010 ve 2015 yıllarında beşer yıllık iki stratejik plan hazırlamış bulunuyor (2010 planı için bkz. Solportal 25 Şubat 2011).  Bu planları karşılaştırmak ve 2010 sonrasında yapılanları anımsamak, MEB’in ciddiyetsizliğini gözler önüne seriyor.

Bu planlarda, strateji, vizyon ve misyon gibi AB ve küreselleşme jargonu olan sözcüklerden geçilmiyor. Ancak, hemen her konuda olduğu gibi, bu söylemler konusunda bile MEB’in aklının karışık olduğu görülüyor.

MEB’in bu iki stratejik planda dört bölümün ortak olduğu ve 2015 planına ise ayrıca maliyetlendirme bölümünün eklendiği görülüyor. İlk bölüm, 2010’da MEB Stratejik Planlama Süreci, 2015’te ise Stratejik Plan ve Hazırlık Süreci başlığını taşıyor. 2010’da bu bölüm alt başlıklara ayrılmışken, 2015’te bu bölümde alt başlık kullanılmıyor. 2010 planının Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından geliştirilmiş olan “Kamu İdareleri İçin Stratejik Planlama Kılavuzu” rehberliğinde hazırlandığı belirtiliyor. 2015 planında ise, Kalkınma Bakanlığı tarafından yayınlanan “Kamu İdareleri İçin Stratejik Planlama Kılavuzu” temel alınmıştır deniyor! 2010 planında, bakanlıkta, her birimden bir personelin katılımı ile stratejik plan hazırlama ekibi, illerde de benzer ekipler kurulup seminerler yapılmış. Ayrıca 10 kişiden oluşan “MEB Stratejik Plan Koordinasyon Ekibi” oluşturulmuş. Ancak, 2015 planının hazırlanmasında, bu 10 kişilik ekipten yalnız bir kişi yer almış! 2010 planının hazırlanması sürecinde deneyim kazanmış kişilerden yalnız birinin ikinci planın hazırlanmasında yer alması, bir yandan bakanlık personeli arasındaki hızlı değişimi, öte yandan da, bakanlığın deneyime önem vermediğini gösteriyor.

İki planda da Durum Analizi başlığını alan ikinci bölümde kullanılan alt başlıklar ise ilk plandan ikincisine sayısal ve ifade olarak değişmiş bulunuyor. Örneğin bu bölümde, 2010’daki “Tarihsel Gelişim” alt başlığı, 2015’te “Tarihi Gelişim” oluyor. Bu alt başlık çerçevesinde, 2010 planında, 1920’ye kadarki tarihsel gelişim iki sayfada ve 1923’teki durum yarım sayfada özetleniyor. Sonraki 90 yıl için yanlıca iki satırla, MEB teşkilatı sürekli değişip 3797 sayılı yasayla son şeklini aldığına değiniliyor. Bu bölümün yasal yükümlülükler alt başlığında, 430 sayılı Öğretim Birliği yasasına değinilip 1,5 sayfada da, 3797 sayılı yasa açıklanıyor. Bu yasaların ne zaman çıkarıldığına bile değinilmiyor. 2015’in ilgili kısmında ise 1924’e kadarki kısım aynen tekrar ediyor, 430 sayılı yasanın çıkarıldığı ve 3797 sayılı yasa yerine 652 sayılı ve 2011 tarihli Kanun Hükmünde Kararname’nin aldığı görülüyor. Stratejik planlarda, Cumhuriyet dönemindeki gelişmelerin göz ardı edilmesi ve 1982 Anayasasına göre, anayasal hüküm niteliğinde olan 430 sayılı yasaya ikinci planda yer verilmemesinin bakanlığın aklının karışıklığındansa, AKP’nin siyasal amacı olan “Hedef 2023” ile ilişkili olduğu anlaşılıyor.  

Bu ikinci bölümün üçüncü alt başlığı, 2010’da Faaliyet Alanları, Ürün ve Hizmetler iken 2015’te Faaliyet alanları ve Sunulan Hizmetler oluyor. 2010’da bu alt başlıkta, eğitim-öğretim, mesleki ve teknik eğitim, politika-strateji-planlama-program geliştirme, denetim- düzenleme- mevzuat, alt yapı-donatım-yatırım, burs-yurt-sosyal-kültürel-spor-sağlık, eğitim teknolojisi, basın-yayın, proje ve protokoller, uluslararası ilişkiler olarak 10 faaliyet alanına yer veriliyor. 2015’te ise bu faaliyet alanları, eğitim-öğretim; bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetler; ölçme ve değerlendirme; araştırma, geliştirme, proje ve protokoller; yönetim ve denetim, uluslararası ilişkiler; fiziki ve teknolojik alt yapı alanlarından oluşuyor.  

Bu ikinci bölümün üçüncü Kurum İçi Analiz alt başlığı içinde, ilk kısımda, 2010’da bakanlığın örgüt yapısı anlatılıyor. Sorunun, bakanlığın temel işlevlerinin etkin ve verimli bir biçimde yürütülmesi olduğuna değiniliyor. “Demokratik, laik ve çağdaş eğitim sisteminin oluşması” ve “eğitimde niteliğin yükseltilmesi” gibi (s. 33) amaçlarla bakanlığın yeniden yapılandırılmasının hedeflendiği belirtiliyor! Daha sonra da bakanlıkla ilgili olarak projeler, teknoloji kullanımı ve finansman hakkında bilgiler veriliyor. İkinci kısımda, sistemin genel yapısına ve dünyadaki eğilimlere değinilip “eğitimde fırsat ve imkan eşitliği” (s.51) sağlanması ve “eğitimde kalite güvence sisteminin oluşturulması” (s.52) doğrultusunda sistemin yeniden yapılandırılmasına değiniliyor. 2015’te ise, bakanlığın yapısı, insani, mali ve teknolojik kaynakları açıklanıyor, sistemin sorun ve gelişim alanları belirtilip stratejik planın mimarisine (!) yer veriliyor. Plan mimarisinin, “1)Eğitim ve öğretime erişim, 2) Eğitim ve öğretimde kalite, 3) Kurumsal kapasite” ve bu üç başlıkla ilgili alt başlıklardan oluştuğu ve üçüncü bölümün bu mimari çerçevesinde yapılandırıldığı belirtiliyor (üçüncü bölün irdelenmesi haftaya).    

İki planda da ortak olan İzleme ve Değerlendirme bölümünde, 2010’da bir sayfalık kısa bir bilgi veriliyor. 2015’te ise, bu bölüme, 2010 planının değerlendirilmesi, 2015 planını izleme ve değerlendirme modeli ile 2015 planının birim sorumlularının tablosu şeklindeki üç alt başlığın eklendiği görülüyor. 2010 planının değerlendirilmesi, nasıl oluyorsa bir sayfayı geçmiyor.

2010’da, “Demokratik, laik ve çağdaş eğitim sisteminin oluşması” ve “eğitimde niteliğin yükseltilmesi” gibi amaçlara yer veren MEB’in, daha sonraki piyasacı ve gerici uygulamalarla bu amaçların tam da tersini gerçekleştirmesi, bakanlığın ciddiyetten uzak olduğunu gösteriyor.  

 

[email protected]