Karanlık yol

Laikliği kaldırmak için yanıp tutuşuyorlar. Cumhurbaşkanı yemininden çıkaracaklarmış. Meclis Başkanının sözü; Yeni Anayasada yer almamalıymış laiklik. Niye? Ne olacak laiklik kaldırılınca? Laiklik varken yapamadıkları ne var ki laiklik kalkınca yapabilecekler?

Cevabını herkesin bildiği bir sır bu. Çünkü Türkiye’den daha önce bu yola girmiş pek çok ülke var ve dünyanın en karanlık bölgesini oluşturuyorlar hep birlikte. Laikliği bertaraf ederek ülkeyi sokmak istedikleri yol da işte bu karanlık bölgeye giden yol…

xxx

Zafran Bibi, 2002 yılında Pakistan’ın Kohat şehrinde tecavüze uğradı. Bir süre sonra hamile kaldığını fark etti ve bildirmek için polise gitti. Polis tecavüzcüyü araştırmak yerine mağdur Zafran Bibi’yi evlilik dışı ilişkide bulunmakla suçladı. Çıkarıldığı mahkeme Bibi’yi “hadd” cezasına mahkûm etti. Bunun anlamı taşlanarak öldürülmekti. Temyize gidildi. Federal Şeriat Mahkemesi Zafran Bibi’yi suçsuz buldu. Fakat bu arada ölüm hücresinde kelepçeli bir şekilde aylarını geçirmişti.

1980’de bir çift evleri basılarak zinaya teşebbüs iddiasıyla gözaltına alındı, tutuklandı. Davaları ancak 1987’de sonuçlandı. Çift on kırbaç ve beş yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Aynı yıl Federal Şeriat Mahkemesi çiftin suçsuz olduğuna karar verdi. 7 yılları sadece şüphe nedeniyle hapiste heba olmuştu.

2002 yılında Suudi Arabistan’ın Mekke şehrinde bir kız yurdunda yangın çıktı. Ana-babalar, itfaiyeciler, polisler olay yerine koştu. Fakat bir sorun vardı. İçerideki kızlar adaba uygun giyinmemiş olabilirdi. Suudi din polisine haber salındı, gelmesi beklendi. Din polisi itfaiyecilerle kızlar arasında fiziksel bir temas tehlikesi olduğuna karar verdi. Kapıları dışarıdan kilitleyerek kızların kaçmasına engel olduğu gibi, itfaiyecilerin binaya girmesine de izin vermedi. Yangında 14 kız öğrenci yanarak ve dumandan boğularak can verdi. Olayın tanıkları din polisinin kızlardan yanmakta olan odalarına geri dönüp örtünmelerini emrettiğini, itiraz eden üç kızın değnekle dövüldüğünü ve tekmelendiğini söyledi. İddialar üzerine bir açıklama yapan Erdemi Yayma ve Ahlaksızlığı Önleme Komitesi iddiaları reddetti. Olay hiçbir soruşturma yapılmadan kapandı.

2005 yılı… Endenozya’nın Açe şehrinde Tarmizi bin Abdullah 14 kişi ile birlikte herkesin gözü önünde kırbaçlanıyor. İddiaya göre kumar oynamışlardı. Tek kanıt üzerlerinde bulunan bir iskambil destesiydi. Kırbaçlama için bir caminin avlusu özel olarak düzenlenmiş, süslenmişti. Avluda toplanan kalabalık cezalandırma işlemini büyük bir neşe ile izledi ve her kırbaçtan sonra hararetli bir şekilde alkışladı. Seyircilerden bir kısmı suçluların bayılmamasını ve az çığlık atmasını kanıt göstererek cezanın yeterince şiddetli uygulanmamasından yakındı. En öne oturtulan çocuklar pür neşe içindeydi. Bütün bu ayrıntıları biliyoruz çünkü bu Ortaçağ bakiyesi eğlence Endonezya televizyonlarından canlı yayınlanıyordu.

xxx

Bu vakaları Rıaz Hassan’ın “Müslüman Zihinler” başlıklı saha araştırmasından aktardım. Araştırma Malezya, Endonezya, Pakistan, Mısır, İran ve Türkiye gibi bir dizi “İslam ülkesini” kapsıyor. Araştırmacının en belirgin teşhisi modern Müslüman bilinçte derinlemesine kök salmış kadın düşmanı ve ataerkil bir tutumun varlığı. Bu ülkelerde her şey kadınların İslami giyim kurallarına uymasının şart olduğu vurgusu ile başlıyor. Ardından, kadınlara yönelik dışlayıcı uygulamalara güçlü bir toplumsal destek geliyor. Çünkü bu toplumların hepsinde kadınlar cinsellikle hareket eden ve şehvet düşkünü bir tür olarak görülüyor. Bu nedenle erkeklerin baştan çıkarılmaktan korunabilmeleri için kadınları toplumdan soyutlama dinsel hukukun genel eğilimi. Çıkarsamalar bu kadar net çünkü aksini gösteren tek bir örnek bile yok.

Müslüman toplumlarda sıkça rastlanan tecavüz olaylarında kadını suçlu görme önyargısı da işte bu uğursuz karanlık ortamdan besleniyor. İki şeyin yan yana gelerek bu ortamı beslediği çok açık: Müslüman bir zihin ve ataerkil bir gelenek. Bunlar birleşince kadınlar için tam anlamıyla bir erkekler cehennemi oluşmaya başlıyor. Erkekler için de bir cehennem aslında bu. Yukarıdaki kumar örneğinde görüldüğü gibi, İslam’a dayandırıldığı iddia edilen akıl ve mantık dışı bir hukuk düzeni egemen bu ülkelerde.

Kadın olmanın en zor olduğu ülkeler sıralamasında sadece “İslam ülkelerinin” olması işte bu nedenle rastlantı değil. Mısır'da kadınların yüzde 99.3'ü cinsel tacize maruz kalıyor. Iraklı kadın, ancak bir erkek yakının izniyle pasaport alabiliyor. Suudi Arabistan'da kadınların araba kullanması yasak. Bu ülkede tecavüz ve cinsel saldırının “zina” sayılması çok rastlanan bir durum.  Yemen'de kızların sadece yüzde 53'ü ilkokula gönderiliyor. Sudan'da kızlar için yasal evlenme yaşı 10. Lübnan yasalarına göre tecavüz eden kişi, tecavüze uğrayan kadınla evlenme hakkına sahip. Filistin'de kadınlar için evlenme yaşı 15. Cibuti’de kadınların yüzde 93'ü kadın sünnetine maruz kalıyor. Aile içi şiddete maruz kalma oranı Bahreyn'de yüzde 33, Libya’da yüzde 99.  Bahreyn’de bir kadının tanıklığı, yarım adamın tanıklığına eşit. Birleşik Arap Emirliklerinde evlilik dışı çocuk yapmak tutuklanma sebebi. Fas’ta kadınların kocalarını terk etmeleri yasak. Cezayir’de eşe tecavüzün cezası yok. Tunus’ta kadınlar aynı işte çalıştığı erkeğe göre yüzde 33 daha az maaş alıyor. Katar'da kadınların ehliyet alabilmesi kocalarının iznine tabi. Kuveyt'te cinsel şiddeti yasaklayan bir yasa yok, evlilik içi tecavüz suç sayılmamakta. Umman’da erkek herhangi bir sebepten dolayı karısını boşayabiliyor, ancak kadınlar için bu katı kurallara bağlı. Bunların hepsi İslam ülkesi.

xxx

Türkiye AKP’nin torba yasalarıyla, tuhaf düzenlemeleriyle hızla yukarıdaki “İslam ülkeleri” arasındaki yerini almaya çalışıyor. Kadını sosyal olarak soyutlanmayı, çalışma hayatından dışlamayı hedefleyen düzenlemeler bunun işaretleri.

Meclise getirdiği yasa teklifiyle çocuklara tecavüz vakalarında mağdur ile tecavüzcüyü evlendirip kurtarmak istemesinin arkasında da aynı karanlık tablo var. Tecavüzcüyü “aile babası” ilan edip sokağa salmaya kalkışmanın başka ne gerekçesi olabilir?

Şu ağızlarından dökülenlere bakın: Gelenek, küçüğün rızası, tecavüzcü değil mağdur. Neye dayandırıyor bunları? Küçüklerin ailelerinin rızasıyla cinsel ilişkiye zorlanmasına. Bu durumda, tutup o aileleri de içeri atacaksın, yargılayacaksın. Suç çünkü. Fiil ehliyeti yok bahsettiğin çocukların.

Son yıllarda çocuk evliliğinin gelenek olduğunu iddia eden siyasiler ve bebelere evlenme fetvası veren sapkın ilahiyatçılarla doldu ortalık. Bir sürü ahlaksız ahmak tip TV’lere, gazetelere doluşup, “dinleri mucibince” 5 yaşındaki, 6 yaşındaki kız çocukları ile evlenmenin mubah olduğunu anlatmaya çalışıyor. Sapkınlık bu, sübyancılık, dünyanın en ağır, en aşağılık, en affedilmez suçu. Ayrıca fiiliyata dökülüp dökülmemesinin de hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Şüyuu vukuundan beter bir durum bu hukuk tabiriyle.

Ve evet, erkek cehennemi bir kez yaratıldı mı, önce kadınlar ve çocuklar yanar içinde. O cehennemin zebanisi de gerici-yobaz ahmak-ahlaksız tiplerdir.

xxx

Laikliği anayasadan, yasadan, yeryüzünden kaldırıp atmak için yanıp tutuşuyorlar. Niye? Sapık mısınız siz?