Bundan öte köy yok

Gözde Kök'ün “Bundan öte köy yok” başlıklı yazısı 29 Ocak 2013 Salı tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

İspanyol gazetesi El País okurları Cuma sabahı gazetelerini alamadılar. Nedeni sonradan anlaşılacaktı. Gazete, ABD-İspanya-Venezuela hattındaki kapitalist medya ağının Chávez’e karşı sürdürdüğü ölüsevici kampanyayı gidebileceği son durağa ulaştırmıştı. “Ölüsevici kampanya” Venezuela ve Küba’da Chávez’in hastalığının ilk ortaya çıktığı günden bu yana liderin sağlık durumu ile ilgili çeşitli medya kuruluşları tarafından sürdürülen yalan haber üretme ve yayma kampanyasına verilen isim.

El País’in bundan öte köy yok dedirten son icraatı ise 2008 yılına ait bir videodan alınan ölüm döşeğindeki bir kişinin görüntüsünü Chávez’in son durumu diye basmış olması. Fotoğrafın Chávez’e ait olmadığı ortaya çıkar çıkmaz internette yayından kaldırıldı, basılı gazetenin dağıtımı durduruldu. Sonra bir de özür yazısı yayınladılar, ki içeriğine sonra geleceğiz. El País’in haberi acaba yutturur muyuz diye düşünerek mi yoksa gerçek olduğuna inanarak mı yayına soktuğunu bilmiyoruz. Hangisi olursa olsun, büyük bir pespayeliğe imza atmış oldu. Kendinden geçmiş bir şekilde Chávez’in ölüm gününü bekleyen psikolojinin geldiği noktayı bize gösterdi.

PRISA adlı büyük medya tekeline ait olan El País diktatör Franco’nun ölümünden altı ay sonra kurulmuştu. 1976 yılında. Vaktiyle Franco’nun borazanlığını yapmış ve Franco sonrasında da ayakta kalmış basın kuruluşlarından farklı olarak demokrasiye geçiş döneminin gazetesi oldu. 1981 yılındaki darbe girişimi sırasındaki haberciliği ile demokrasi savunucusu konumunu iyice güçlendirdi. Haberciliğe getirdiği standartlarla da ülkenin en saygın yayınlarından biri haline geldi.

Ülke dışına taşan yaygın bir basım ve dağıtım ağına ve yüksek tirajlara sahip gazetenin düşüşü İspanya’yı da vuran son büyük dünya ekonomik krizinin basın sektörünü de etkilemesi ile başladı. Giderek derinleşen bunalım El País’i de iflas noktasına getirdi. Sonuç gazete hisselerinin el değiştirmesi ve binlerce çalışanının kapı önüne konması oldu. Bu durum hem yayın kalitesinde hem de yayın çizgisinde önemli bir değişikliğe neden oldu. Sansasyonel haberciliğe yönelen, eski standartlarını kaybeden gazetenin siyasi çizgisinde de merkez soldan sağa doğru önemli bir kayma görüldü. Latin Amerika’nın neredeyse her köşesinde okunabilen El País’in Küba’ya ve kıtadaki yeni sol dalgaya yönelik saldırganlığının dozajı son birkaç yılda radikal biçimde arttı. Bunda gazetenin hisselerinin çoğunun 2010’da Newyorklu bir Amerikalı yatırımcı grubuna satılmış olmasının payından söz ediliyor. Her ne kadar bu grup “ben kazandığım paraya bakarım” biçiminde konuya açıklık getirmeye çalışsa da, bu teori hiç de akla aykırı değil. 2010’da Küba’ya karşı bir açlık grevi vakası vesilesiyle başlatılan medya saldırısının başını çeken gruplardan biri değil miydi El País?

Gelelim sahte Chávez fotoğrafı skandalından sonra yayınlanan özür yazısına. Gazete dürüst biçimde hatasını kabul etmek ve özür dilemek yerine faturayı Küba’ya kesmeyi tercih etti. Olur mu öyle şey demeyin. Şöyle oldu. El País, “özür yazısında” fotoğrafı Küba’daki muhabiri kendisi de bir Kübalı olan Yoani Sanchez’in servis ettiğini iddia etti. Sanchez hayatını Küba Devrimi’nin son gününü getirmeye adamış ve bunun için yürüttüğü faaliyetlerden mütevazi bir servet edinmiş olan karşı devrimci bir blogcu. Küba karşıtı uluslararası çevrelerin hastası olduğu bu kadın Küba’dan her gün uluslararası basına Küba’nın karşı propagandasını yapan haberler servis ediyor ve utanmadan Küba’da düşünce özgürlüğü olmadığını iddia ediyor. El País de haber alma özgürlüğünü kısıtlayan Küba’da Sanchez’in fotoğrafı doğrulatma şansı olmadığından böyle bir sorun yaşandığını yazıyor, özür yazısında.

İşte böyle… Tam rezilliğin sonu yok derken, gerilen sinirlerimizi gevşeten ve yüzümüzde hafif bir tebessüm yaratan yeni bir haber okuyoruz. Fotoğrafın asıl kaynağı ortaya çıkmış. Kaynak daha önce Fidel Castro ve Kolombiyalı yazar Gabriel García Márquez’in öldüğünü iddia eden, pek çok ünlünün kimliğine bürünerek facebook ve twitter mesajları gönderen İtalyan gazeteci Tommasso Debenedetti. Bu işgüzar gazeteci son eyleminde amacının bilgi kontrolündeki eksiklere ve internet üzerinden ne kadar kolay yanıltıcı bilgi üretilebildiğine dikkat çekmek olduğunu söylemiş. Amacında başarılı mı? Bence başarılı.