SYRIZA heyetinin Brezilya’ya gitmesine gerek var mıydı?

Emrah Kartal'ın “SYRIZA heyetinin Brezilya'ya gitmesine gerek var mıydı?” başlıklı yazısı 26 Aralık 2012 Çarşamba tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Latin Amerika kaynaklı ve haberleri uluslararası birçok dile çevrilen, Küba merkezli olduğu için sol haber ajans ve portalları tarafından takip edilen Prensa Latina haber ajansında Yunanistan’ın SYRIZA Partisi’nin Brezilya ziyareti haberi yer aldı. Ajansta küçük verilen haber, Brezilya’daki sol kaynaklarda daha derinlemesine verildi.

Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff, Kasım ayında İspanya’da gerçekleştirilen İber-Amerikan Devletleri Zirvesi’nde ekonomik krizin derinden hissedildiği ve toplumsal muhalefetin gittikçe yükseldiği Avrupa ülkelerine, deyim yerindeyse, bir reçete çıkarmıştı. Kemer sıkma politikalarının gelecek vadetmediğini vurgulamış, krizdeki Avrupa halklarının toplumsal adalete olan ihtiyacına dikkat çekmişti.

Brezilya, hatırlanacağı üzere, her kriz döneminde az gelişmiş ülkelerin modeli ve modası oluyor. İber-Amerikan Zirvesi’nde de, İspanya Başbakanı ve sivil toplum örgütlerinin gözdesiydi. Gelişmekte olan Brezilya ekonomisi üzerine paneller ve seminerler düzenlenmişti. SYRIZA heyeti de Yunanistan için bir “reçete” amacıyla Brezilya’ya ziyaret gerçekleştirmiş olsa gerek… Ancak reçete için uzun bir yol katetmeye ve kavurucu Brezilya iklimine katlanmaya gerek yok. Biraz araştırma ve güncel takip yeterli. İroni bir yana, SYRIZA heyetinin Brezilya’da ziyaret ettiği İşçi Partisi (PT) heyetinden São Paulo Forumu Sekreteri Valter Pomar, heyetin ziyareti ile ilgili verdiği röportajda PT hükümetinin Yunanistan’ın tüm sol inisiyatifleriyle, direk ya da dolaylı olarak, iletişim halinde olduklarını kaydediyor. SYRIZA heyetinin Brezilya solunun deneyiminden faydalanmak istediğini söylüyor. Pomar, röpotajın Yunanistan ile ilgili bölümünde ülkenin SYRIZA’ya destek vemeyen sol güçlerine de vurgu yapıyor. Son seçimlerde yüzde 5’lik çizgide kalan Yunanistan Komünist Partisi (KKE)’nin ülke solu ve geleceği için önemine dikkat çekiyor. Pomar, Yunanistan’daki kriz için ekonomik değerlendirmelerde bulunuyor ve Yunanistan’ın su anki en büyük sorununun kendi para biriminin olmayışı ve dolayısıyla kendi ekonomisine yön veremeyişi olduğunu belirtiyor. Pomar, kemer sıkma politikalarının ise mevcut gelirin çoğunun borçlara ayrılmış olmasından kaynaklı, ekonomik gelişme için alan yaratmadığını ifade ediyor.

Pomar’ın röportajdaki son ifadeleri ise Brezilya deneyimini gözlemleyen kriz ülkeleri için oldukça önemli. PT hükümeti uzun yıllar komünistler, sosyalistler, sosyal demokratlar ve sol muhalif hareketin birçok farklı kesimi tarafından desteklenmişti. İktidar ve toplumsal konsolidasyonunu sağlamış PT için komünistler ve topraksız hareketini desteği ideolojik ve siyasi olarak hâlâ önemli. Pomar da, Yunanistan için bu siyasi tabloyu öneri olarak sunuyor ve ekliyor: Komünistler ve sosyal demokratlar olmadan muhalefetin bütününü kapsayamazsınız