Köylerin son günü

30 Mart 2014…
Anadolu köylerinde bir çiftbozan daha yaşanacak kıyamet kopacak…

Artık, köylüye “ulusun efendisi” denilmeyecek… Onlar, iblis lanetine uğramış, enfeksiyonlu ruhların egemenliğindeki kentlere sürülecek ebemkuşağının doğmadığı apartmanlar arasında günübirlik yaşama mahkum edilecek…

Buna karşın, onlar, kendileri için idam fermanı çıkaran partiye verecek oyunu seçimde…

12 Eylül’den bu yana 18 bin köy boşaltılmıştı. Geriye kalan 17 bin köy ise yasayla “mahalle” yapılıyor…

Ardından kent yasaları dayatılacak… Evin altında, yanında kümes, ahır kurulamayacak… “Kent” dışına çıkarılacak tümü… Evinde beslediği hayvanları bile hırsızdan korumakta zorlanan köylü, acaba ne yapacak?

Şimdiden kimi köylere tebligat gitmeye başlamış, “Ahırınızı mahalle dışına çıkartın!” diye… Köylü, bahçesine, tarlasına derelerden dilediğince su çekemeyecek artık… Evinin önüne kontörsüz sayaçsız tulumba da kuramayacak…

Dereler, nehirler satışta eli sopalı özel güvenlikçiler kıyısıra devriyede…

Köyleri mahalle yapan 6360 sayılı yasayla anakent belediye başkanları eyalet valisi yetkileriyle donatılacak… Anakent sınırları il mülki sınırları sayılacak (Üniter yapının köküne kibrit suyu)… İl özel idare yetkileri, köy korucuları, köylerin yeryüzündeki taşınır, taşınmaz malları, tüm hakları belediyeye, yeraltındaki hakları valiliklere, dolayısıyla İçişleri Bakanlığına devredilecek...

Köylülerin kaderi merkezdekilerle yerel haramilerin insafına bırakılacak.
Böylece, ekolojik önemi olan bölgeler dahil, kırsal araziler kentsel arsaya dönüştürülerek imara açılacak…

Köylüler, bu yasayla tüzel kişiliklerini yitirdikleri için umarsız kalacak.

Belediyelerin kesin karar alma sınırları genişletilirken onaya bağlı kararlardaki yetkisi alınan vali, ancak idari yargıya gidebilecek.

Yok edilen binlerce yıllık yaşam geleneğiyle kültürünün sözü bile edilmeyecek…

Bütün partilerin çıkış yolu diye gösterdiği seçimler, bu gerçeklikler nedeniyle kaostan başka bir şey getirmeyecek Baudrillard’ın ölümünü ilan ettiği köylerin defin töreni olacak yalnızca.

Merak edilen bir şeyse Bekir Coşkun’un “Onuncu Köyü’ne ne olacağı? Üstat, bir dokuzuncu köyden daha ayrılmış da…