Berkin...
“Umutla yarınlara koşmak”, dediğin sporunla en uzağa koştun
Keşkelerde tüketmediğini gösterdin düşlerini
Çabuk büyüdün
Çok şey yazdın defterine kısacık hayatının
Üç tümceyle kanıtladın, onursuz kalıcılığı umursamaz bilgeliğe eriştiğini
Kin hamalı korkakların tümünü gömerek gittin yüreğindeki ışıklı evrene

* * *

Halk, Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven eylem planları curcunasında yıllarca hop oturup hop kalktı... Sonra, sihirli el değmişçesine bitiverdi, bitmez görünen dava sanıkların çoğu salıverildi...

Katılan olmayabilir ama bana başından beri dramatizasyon ürünü göründü bu davaların tümü...

Gerilimli dönem öncesinde siyasal gelişmelerle ilgili düşüncelerini sorduğum generalin “Bundan sonra ülke sorunlarını silahsız kuvvetler çözecek”, demesi büyük rol oynadı bu yargımda...

Bunun, yıllar sonra tutuklanan generallerin verdiği izlenimlerle TSK’nin tutumunu da içeren çağrışımlarla yüklü bir yanıt olduğunu sancılı yılları yaşarken anladım...

Sanıkların çoğu TSK mensubu olmasına karşın, TSK’nin davalara müdahil olmaması, kozmik odaya girildiğinde bile Anayasal yetkisini kullanmaması önemli etkenlerdendi.

Koca koca generaller kuzu kuzu girdi cezaevine. Görüntüleri üzerinde konuşulmuş, sözbirliği edilmiş bir görevi yerine getiriyorlarmış izlenimi veriyordu... Bir danışıklı döğüşün aktörleri havası veriyorlardı... Tepki yoktu, şaşkınlık da...

Yaşananların sistem değişikliği için bir senaryo olduğu söylenmiş olmalıydı... “Artık ordu darbe yapmaz” imajı vermek için gerekliydi bu...
Söz konusu “vatan” olunca gönüllü aktör pozunda girdiler içeri... Kısa bir süre kalacaklarını sanarak girdikleri cezaevinde çok geçmeden anladılar aldatıldıklarını...

Savcılığını RTE’nin, yargıçlığını Feto’nun yaptığı dava sürecinde at izi, it izine karıştı, her şeyin cılkı çıktı... Ülkenin yönetsel yapısı tümüyle değiştirildi...
Yerel seçimler yaklaşınca bir de RTE-Feto kavgası çıkartıldı...

Hacivat-karagöz kavgasındaki muhalefet liderlerinin tutumu da semnaryonun bir başka boyutuydu. Hiçbiri, 31 Mart’ta nasıl bir Türkiye’de yaşayacağımızı anlatmıyor nedense...

AKP ise son tahliyelerin mimarıymış, demokrasi şampiyonuymuş, ciciymiş, güçlüymüş görünmeye çalışıyor hâlâ...

Bu durumda seçimi AKP kazansın da görün...

Celladını kurtarıcısı gibi gören halkın bir bölümü, hâlâ kasabın bıçağını yalayan dana tepkisi veriyor da...