Dumanlı medya

Duyumlara göre, gelecek kış için önlemler erken başlamış. Dört bin yıl öncelere dayanan dumanla iletişim akıllara gelmiş. Sobalı evlerin kapısı çalınabilir ve bacanızdan çıkan dumanla iktidara karşı mesaj verdiğiniz iddiasıyla ev araması yapılabilirmiş.

Çinlilerin ve Kızılderililerin iletişim yöntemini anımsatma amaçlı bu haber spotuna ek olarak, anneannemin İç Anadolu’dan aktardığı iletişim hikayesini anmadan olmaz. Yaygın okuma yazma öğrenimine başlandığı tarihlerde gençlerin çeşme başı buluşmalarına haliyle mektuplaşmalar da eklenmiş. Bir süre sonra, mektupları taşıyan çocuklar büyüklere yakalanmışlar. Deli kanlılık hali pes eder mi? Gençler mektupları ineklerin kulaklarına yerleştirmişler. Sürü akşam eve dönünce alınıp sabah da yanıt verilen bir iletişim ağı kurulmuş. Tabi bir süre sonra büyükler durumu anlayıp inek, öküz, manda… kulak aramasına başlamışlar.

Bugün yaşananlar “gülüp geçme”yi gerektirecek hafifliği aştı.

Sosyal paylaşım ağının hangi ihtiyaçlar için nasıl kullanılacağı, yarattığı kötülüklerin nasıl yok edileceği tartışıladururken konu ya da bilgi saptırmaya yönelik paylaşımların, trollemenin yanına kışkırtma amaçlı kullanım da ekleniyor. Bunlara göz yumulurken, karşıtlıklara baskı yapılıyor.

AKP yönünden sosyal medya, ihbarcılığın ve soruşturmaların aracı haline geldi, karşıtlarını tuzaklama aracına dönüştü; “ya bizden olun ya da susun”, “susmazsanız gereğini yaparız” uyarısıyla bir çeşit avlama alanı oldu. Tabii aynı zamanda da “AKP’lik” imajı için kullanılmaya başladı.

Artık, düşünceyi açıklama ve açıklanan düşünceyi paylaşma gibi asli işlev de, açık ve somut hukuk dışı konuları görme ve gereğini yapma gibi güvenliğe yönelik tali ve hukuksal işlem de yerini ihbarcılığa, organize baskı ve soruşturmalara bıraktı. “Terör örgütü” suçlaması “torba suçlama”ya dönüştü.

Hukuksal ve cezai sorumluluk sınırları içinde olmak, hukukta kalmak gibi bir endişe zaten yok. Sözcükler ya da paylaşımlar üzerinden suçlama ve soyuttan hareketle suç atıp soruşturma başlatma konularında kolay denetlenebilen müsait bir alan oldu sosyal medya. Yapısı gereği kişiler arasında da kolay polemiğe ve çatışmaya neden olabiliyor. Siber zorbalık, bir taşla birçok kuş vurdurabiliyor. Bir yandan yandaş bireylerin muhalif bireylere saldırısı, diğer yandan bu tuzağa düşenlerin kolayca tespit edilip yakalanması…

Saldıran değil kışkırtma tuzağına düşen, aktrol değil gerçekleri paylaşan soruşturuluyor. AKP’nin sömürücü ve gerici siyasetini eleştirmek, devlete karşı suç gibi gösteriliyor. Çocuklara istismarı dinsel kılıfa oturtan değil bunun insanlık dışı olduğunu paylaşan suçlu ilan ediliyor. AKP genel başkanının siyasi açıklamalarına karşı siyaset cumhurbaşkanına hakaret sayılıyor.

Hakaret/tehdit ile siyaset, tek kanaldan havuza boca ediliyor. Sömürenin “emekçi”ye, gericinin “aydın”a saldırısı ve küfrü olağan, buna yanıt olağan sayılmıyor.

“Bir bilgi ve kullanım kültürü ve disiplinine ihtiyaç var” demekle geçiştirilemeyecek kadar boyutu büyük organize iş söz konusu. Bunun belirgin kanıtlarından biri, özel yaşama dair bilgileri içermeyen, sır olmayan, suç olmayan, hakaret ve nefret içermeyen, tehdit unsuru taşımayan, gerçekleri anlatan, alenileşen siyasi ve eleştirel açıklamaların, haber ya da yazıların sırf bireysel olarak paylaşıldığı ya da beğenildiği için suç unsuru olarak görülmesi.

Siyasi partilere ya da eleştirilerini toplumsal gerçekçiliğe yerleştiren medyaya karşı mücadele edemeyince bireye suç isnat etmek; bireyi evinde ve işyerinde aramak, gözaltına almak, emniyette süresinin sonuna kadar tutmak, savcıya çıkarmak, mahkemeye sevk etmek kolaycılık. Sırf bir butona basıldığı için suç yaratmak, korku üzerinden korku salmak da kolaycılık.

Sosyal medyayı muhalefet ya da eleştiri amacıyla kullanmak iktidarı rahatsız ediyor diye suç olarak nitelendirilemez. Gerçekleri anlatmak suç olmayacağı gibi “aktif okuyuculuk” da suç olamaz.

Devrimci ahlak, eğitim ve disiplinle sosyalist siyaseti ve ideolojiyi benimseyen Parti ve Partililik maya çalınıp suçlu toplanacak göl değil. Parti, Partililer ya da Parti açıklamalarını paylaşanlar ne trollerin ve maşaların tuzağına düşer ne de hakarete ve nefret söylemine ihtiyaç duyar.

Dilin kullanımı egemen sınıfın tekelinde değil. Marksist-Leninist eylem kılavuzuna sahip olanlar kapitalistlerin ve gericilerin hakaret diline ihtiyaç duymaz, tuzaklarına düşmez. Hazır formüllere, bağırıp çağırmalara karşı düşünerek konuşanlar ve yazanlar örgütleriyle ve ideolojileriyle bütündür.

Kaldı ki Partiye ait ya da basın, yayın organlarında aleniyet kazanmış bilgi ve yazıların bireysel paylaşımı bireyin açıklaması haline de gelmez. Trollere, ihbarcılara, kışkırtmacılara ve bunları malzeme yapıp suç oluşturmaya kalkanlara buradan kaynak çıkmaz. Çıkarmaya kalkıp ev ve işyeri aramalarına gerekçe oluşturmak da hukukun ve maddi gerçeklerin hiçbir yerine oturmaz. Gerçeğin diline bant yapıştırılamaz.

İktidarın amaçladığı, susan bireylerden ve muhalefetsiz siyasetten daha öte. Düzeni hedef almayan bireylerin, düzenin içinde muhalefet yapan yazarların, medyanın ve örgütlerin siyaseti zaten düzen çerçevesinde sürer; bir çeşit “ağız dalaşı”yla yürür ve halkın da onunla yetinip oyalanması istenir. Amaçlanan, düzenin piyasacı oyunlarının ve gerici karartmalarının açığa çıkarılmaması, gerçeklerin üstündeki sisin kaldırılmaması, düzenin kılına bile dokunulmamasıdır.

Dumanlı havada AKP siyasetini, gerici mesajları, emperyalist savaşı, küfür ve tehditleri paylaşanlara göz yumulması; gerçeklerin açıklanmasının ve paylaşılmasının baskılanması kargaların güleceği cinsten tavrın göstergesi.

Halka hakaret eden, halkı kin ve nefrete sevk eden troller yerine, iktidarın ve düzenin çerçevesi dışına çıkanlar hedef gösterilerek örgütlü siyasetin itibarsızlaştırılacağını, susturulacağını sanmak abesle iştigaldir.

İşçi sınıfı karakteriyle donanmış Parti ve Partili karşısında suç yaratmaya kalkışmak yalnızca sömürücünün aczinin ve çöküşünün dışavurumu olur.

Solu susturma ve düzen hizasına getirme projesiyle, uyumlaştırma oyunlarıyla komünistlerin işi olmaz. Komünistlerin görüş, değerlendirme ve açıklamaları her zaman açık, net, anlaşılır, ödünsüz ve sapmasız olur; uyumlu ya da ılımlı siyasetten bağımsız olarak gerçekleri içerir ve dolanmaz. Partili Partisine, Parti de Partiliye güvenir. Yanıt verilecekse Parti verir ve Parti taraf olmaktır zaten.

Sömürücülerin sevdiği dumanlı medyayı ve havayı netleştirip seçenekleri güçlendirmek, emekçi halkı ayağa kaldırmak işçi sınıfı kararlılığıyla hiç de zor değil.