Avangart bir sanata doğru: “Fincanı taştan oyarlar!”

KENTİN SESİ-İZMİR Yazıları

Şaşırmaya ihtiyacımız var diyorum.

Ilık geçen bir kış veya erken gelen bir bahar gibi. Eski zamanları da hatırlatsa -artık eski zamanları hatırlatan şeylerden daha fazla ne şaşırtabilir diye de düşünülebilir- günlerce aralıksız yağan sağanak yağmurlar gibi. İşte böyle, eski bir dost gibi İzmir de şaşırtıyor.

Alsancak stadındaki maçlardan çıkıp daima ana avrat düz giden sloganlarıyla ana caddeden geçen genç taraftarlara bir bakıyoruz, karşılarından gelen TEKEL direnişi için yürüyüşe geçen korteji “TEKEL’e kalkan eller kırılsın!” sloganıyla karşılıyor. Kim bilir, devrimcilerin stadlara kapatıldığı yıllarda belki de taraftarlar hep böyleydi.

“Yar saçların lüle lüle”, stadlarda da söylenen bu eski şarkı bir bakıyoruz TEKEL direnişçilerinin ağzında, “Tayyip sana güle güle” diye bitiyor.

İzmir’deki TARİŞ direnişinden 30 yıl sonra TARİŞ işçileri yine hareketleniyor.

***

İstanbul’da Bandista diye bir grup çıkıyor eski marşları sahnelerde ve barikatlarda öyle bir seslendiriyor ki, sola dair bütün o 80 sonrası eski ağlamaklı müzikal hava dağılıveriyor [1].

Kırıka diye İzmirli bir grup çıkıyor İzmir, İstanbul ve Selanik’in eski rebetik şarkılarını ve kantolarını ölüyü diriltecek bir sıkılıkta, “domuz sıkısı” kıvamında seslendiriyor [2].

Marx en çok satan yazarlar arasına giriyor.

Red Kit’teki purolu şişman Meksikalı at arabası sürücüsü kadar sevimli bir adamın her iki lafından birisi sosyalizm olan demeçlerini, Chavez’in demeçlerini her hafta tüm dünyaki basınla birlikte izliyoruz.

Zaten 150 yıl önce ilk tezahür ettiğinde bir hayalet olan komünizmin defnedilmesinin üzerinden çok geçmeden %99’u müslüman olan bu ülkede işçiler “şimdi komünistler benim Allah’ım” diyebiliyor.

Bit pazarına nur yağıyor olmalı. Eskide bir keramet var bugünlerde.

***

Şaşırtmaya değil, şaşırmaya ihtiyacımız var diyorum.

Bir bakıyorum ABD’nin sembolü New York’taki Özgürlük Heykeli’nin Osmanlı’ya dayanan bir hikayesi var.

Bir bakıyorum olağanüstü bir Brezilya sambası olduğunu zannettiğim “El Bimbo” parçasının özgün bestecisi Afgan bir şarkıcı, Ahmed Zahir çıkıyor. Bizim Tanju Okan’dan “Şerefe” diye dinlediğimiz şarkı. Polis Akademisi filminde kötü polislerin faka basıp Mavi İstiridye Bar’ı adındaki bir gay mekanında “maço” erkeklerle dansetmek zorunda kaldıklarında çalan parça. 1975’te bir Fransız disko grubunun yorumuyla dünya listelerine giren parça, yani aslında Ahmed Zahir’in “Tanha Shudham Tanha”sı.

Salazar’ın adıyla kirlenen 3 F, futbol, fado ve fiestada da “belki” güzel şeyler vardır. Sonuçta eski değiller mi?

Playstation (kısaca bir bilgisayar oyunu) oynamak hiç kısmet olmadı ama porno ve paparazzi ile birlikte Salazar’ın 3F’sinin yerini aldığı söylenen bu 3P’den kurtulanlarla birlikte steril bir hayat yaşamaktansa alfabedeki bütün harflerin 3’lemelerinin ve çok daha fazlasının yer aldığı ameliyathane dışında bir yerlerde ikamet etmek daha gerçekçi olabilir.*

Şöyle kimisi az önce at yarışı oyanamış (3A için iyi bir başlangıç olabilir), kimisinin akşamki birahane (3B için bir öneri) çıkışında peydahladığı kusmuğu hala tam kurumamış, kimisi parasızlıktan cinnet (3C) geçirmenin eşiğine gelmiş kalabalıklarla beraber, sonu Tayyip’le bitecek bir “Fincanı taştan oyarlar” türküsü söylemek fena mı olurdu?

Henüz bu tür bir “sanatsal yaklaşıma” toplumun hazır olmadığı, bu anlamda bu tür avangart müzik hareketleri için erken olduğu itirazı gelecek olursa, önerim o vakit gelene kadar hemşerimiz Tanju Okan’ın söylediği “Şerefe” şarkısıyla idare etmek olurdu. Şarkı sözlerinde benim eklediğim birinci parantezin içine Tayyip’i, orduyu veya sosyal demokratları, ikinci parantezin içine de komünistleri yerleştirmek kaydıyla:

Sen de mi üzgünsün, (sevgilin) terketti diye

Seni böyle yapayalnız bırakıp da gitti diye

Sen de benim gibi tek başına kalmaktansa

Gidip (başka dostlar) bulalım seninle şu dünyada

Birer insan gibi, o günlere bir şişe açalım

Bardaklar tokuşsun şerefe, şerefe,şerefe...

Sakın ağlamak yok, keyfimizi hiç bozmadan

Bizi terkedip de gidenlere boşver eğlenelim

Eski dostlar gibi, o geçmişe bir şişe açalım

Bardaklar tokuşsun şerefe

Birer insan gibi,o günlere bir şişe açalım

Bardaklar tokuşsun şerefe,

Şerefe, şerefe, şerefe...

Sakın ağlamak yok keyfimizi hiç bozmadan

Bizi terkedip de gidenlere boşver eğlenelim

Eski dostlar gibi o geçmişe bir şişe açalım

Bardaklar tokuşsun şerefe

* Sanat Cephesi’nin son sayısının kapağı ve bir dosyası 3P konusuna ayrıldı. Bayinizden ısrarla isteyiniz.
[1] http://www.tayfabandista.org/detefabulanarratur.php
[2] http://www.myspace.com/kirikasmyrna