Cumhuriyetinizi nasıl alırdınız? Laik mi, seküler mi?

Nasıl bir cumhuriyet isterdiniz?

Seküler mi? Laik mi?

Ya da Bülent Ecevit’in siyasi literatürümüze armağan ettiği “inançlara saygılı laiklik”ten mi arzu edersiniz?

Bir de Tayyip Erdoğan tarifi var biliyorsunuz… “Ya Müslüman olursunuz, ya laik; hem laik hem Müslüman olunmaz” diyordu kendileri!

Bir kafa karışıklığı olduğu açık.

“Seküler” ve “laik” kavramlarını eş anlamlı olarak kullanan da var, seküleri bilinçli olarak tercih eden de, üzerine basa basa laikliği vurgulayan da.

Ortada bir yanlışlık olduğu kesin.

Birbirinin yerine kullanılan iki farklı kavram var ortada: Laiklik ve sekülerizm.

Birleşik Haziran Hareketi’nin 11 Ocak’ta tüm kentlerde aynı anda gerçekleştireceği ilk kitlesel eylem, doğru bir tanımlamayla “Laik ve bilimsel bir eğitim için ayaktayız” diye adlandırılmış.

Çünkü…

Onsuz bir saniye bile yaşayamayacağımız kavram laiklik.

Laik bir toplumda hiçbir kamusal alan, dinsel referanslarla düzenlenemez. Eğitim, sağlık, ekonomi, güvenlik, hukuk, iç politika, dış politika gibi alanlarda hiçbir dinsel yasanın/referansın/kuralın esamisi okunmaz. Hiçbir inanç grubunun lehine ya da aleyhine bir tasarrufta bulunulamaz.

Son zamanlarda “laik-laiklik-laikleşme” kavramlarının yerini “seküler-sekülerlik-sekülerleşme” kavramları almaya başladı. Bunun kasıtlı olarak yapıldığı kanısındayım.

Laiklik yerine sekülerliği kullanmanın yanlış olduğunu düşünüyorum.

Bu yanlışlık ta ilkokuldan beri laikliğin yanlış öğretilmesinden kaynaklandı. Laiklik yıllarca bizlere “Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması” şeklinde, eksikli olarak öğretildi. Bu yanlışlığın doğal sonucu olarak da, laiklik ile sekülerlik hep birbirine karıştırıldı.

Seküler sözcüğünü, laikliği kavramsal düzeyde ortadan kaldırmak için bir ikame sözcük olarak ileri sürdüler.

Siyasal İslamcıların ve dinci gericilerin “laikçilik” diye aşağıladıkları katı, jakoben, aydınlanmacı, Fransız tipi laikliğe karşı, “Ilımlı, özgürlükçü, anglo-sakson sekülarizm” sahneye sürüldü. Sekülarizm kavramı, İslâmizasyon politikaları bağlamında laikliği yok etmek için ortaya atıldı.

Laiklik ile sekülarizm arasındaki fark uzun uzun, tarihsel ve etimolojik bağlamlarıyla anlatılabilir. Ancak bir köşe yazısının harcı değildir bu. O nedenle ben burada değerli şair ve yazar Özdemir İnce’den alıntılayacağım şu kısa ve kaba formülleştirmeyle açıklayabilirim:

Sekülarizm = Devlete karşı kilise + Halk ittifakı.

Laiklik = Kiliseye karşı devlet + Halk ittifakı.

***

Bu formül çok şeyi açıklıyor sanırım.

Laik cumhuriyete karşı, “tarikat” ve “cemaatler” ile bunların kontrolündeki ve halk olmaktan çıkartılmış, 4+4+4 gibi yöntemlerle boyun eğdirilmiş sürülerin ittifakı. Buna sekülarizm diyorlar. Sekülarizmi savunanlar, “Devlet cemaatlere, tarikatlara karışmasın, onlara birer sivil toplum kuruluşu gibi davransın, onlar da kendi topladıkları bağışlarla kendi kurumlarını inşa etsinler, faaliyetlerini sürdürsünler, devletten finans talep etmesinler, devlet ile cemaatler birbirlerini işlerine karışmadan, birbirlerinden bağımsız şekilde yaşasınlar” diyorlar. Bu bir liberal savunudur.

Oysa bizim için yaşamsal öneme sahip olan; hava, su, ekmek gibi ihtiyacımız olan kavram laiklik. Aklı devreye sokmak. Bilimi, sanatı, yaratıyı yükseltmek. Bilimsel ve eleştirel düşünüşe sahip insanın, kurucu ve yaratıcı tek varlık olduğunu kabul etmek. Buna ihtiyacımız var.

Fransız Devrimi'ndeki gibi jakoben, tepeden inmeci, aydınlanmacı bir laiklik. Topyekun rasyonalizasyonu hedefleyen, bunun önkoşulu olarak da kamusal alanı dinselliğin tahakkümünden, vesayetinden her düzeyde kurtarıp sterilize eden bir laiklik.

***

O nedenle “Laik ve bilimsel bir eğitim için ayaktayız” diyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle 11 Ocak’ta ülkenin tüm kentlerinde Birleşik Haziran Hareketi olarak sokaklarda olacağız.

Din bezirgânının, siyasal İslamcının, aydınlanma düşmanının, padişah bozuntusunun çarkına, tezgâhına, düzeneğine çomak sokmak için…

Biz başka âlem isteriz. Biz laik, kamucu, ilerici, eşitlikçi ve özgürlükçü bir cumhuriyet isteriz.

Seküler cumhuriyete fit olmayız.

 

[email protected]

twitter.com/_ahmetcinar_