İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırı hakkında neler biliyoruz?

İstanbul’da İstiklal Caddesi’nde Pazar günü yaşanan bombalı saldırının ardından bir dizi gelişme yaşandı. Patlamaya ilişkin sorular arttı.

Haber Merkezi

Türkiye 13 Kasım 2022 Pazar günü saat 16.20 sularında İstanbul’daki bombalı saldırıyla birlikte sarsıldı. 

İstiklal Caddesi’nde patlatılan bomba sonucu 6 yurttaş yaşamını yitirdi, 81 yurttaş yaralandı. Patlamada yaralanan 81 kişiden 61’inin taburcu edildiği açıklandı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 6 kişinin yoğun bakımda tedavisinin devam ettiğini bildirdi.

Pazar günü gerçekleşen saldırının ardından akıllarda “Türkiye 2015-16 karanlığını tekrar yaşayacak mı?” sorusu oluşmaya başladı. Resmi makamlar saldırının sorumlusu olarak PKK, PYG ve SDG’yi işaret ederken, yapılan açıklamalarda ise saldırılar üstlenilmedi.

Saldırının ardından bugüne kadar toplam 50 kişinin gözaltına alındığı açıklandı.

Patlamanın ardından yaşananlar ve kamuoyuna yansıyan bilgiler şu şekilde:

Saldırıda yaşamını yitiren 6 yurttaş

Arzu Özsoy İstanbul -1984 doğumlu

Yağmur Uçar Ereğli -2007 doğumlu (Arzu Özsoy'in kızı)

 Yusuf Meydan Palu -1988 doğumlu

Ecrin Meydan Seyhan -2013 doğumlu (Yusuf Meydan'ın kızı) 

Adem Topkara – 1982 doğumlu

Mukaddes Elif Topkara -Rize 1985 doğumlu. (Adem Topkara'nın eşi)

Mahkemeden dikkat çeken 'şüpheli' kararı

Patlamanın ardından yaşanan ilk gelişmelerden birisi yargı kanadında yaşandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Bürosu İstanbul 10 Sulh Ceza Hakimliği’ne yaptığı başvuruda patlamaya ilişkin şüphelilerin ve şüpheli avukatlarının yetkilerinin kısıtlanmasını istedi.

Mahkeme soruşturma taraflarının soruşturma dosyasını incelemelerinin ve örnek almalarının soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebileceğini belirterek şüpheli, şüpheli müdafileri ve diğer soruşturma sujelerinin yetkilerinin kısıtlanmasına karar verdi.

Sansürün farklı bir türü: Bant daraltma ve yayın yasağı

Patlamanın hemen ardından açıklama yapan Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, “Lütfen kaynağı belirsiz bilgilere itibar etmeyelim, güvenli kaynaklardan bilgi sahibi olalım. Farkında olmadan yanlış bilgiyi yaymayalım” dedi.

RTÜK'ten yapılan açıklamada "İstanbul’daki patlamaya ilişkin yayın yasağı getirilmiştir. Tüm medya kuruluşlarımızın dikkatine önemle sunulur" denildi. İstanbul Sulh Ceza Hakimliği'nin patlamayla ilgili yayın yasağı getirdiği öğrenildi. Yayın yasağı kararı tepkilere yol açtı.

Patlamanın sonrasında yurttaşlar, sosyal medya platformlarına erişim sağlayamadıklarını bildirmeye başladı.Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Medya kuruluşlarını sorumlu olmaya, sosyal medya kaynaklı dezenformatif içeriklere itibar etmemeye, ilgili kamu otoritelerinin açıklamalarını esas almaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı. Altun açıklamasında ‘sansür yasasını’ hatırlatacak şekilde “dezenformatif” sözcüğünü kullanması dikkat çekti.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na bağlı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), İstanbul Taksim'de meydana gelen patlama sonrası ortaya çıkan aykırı görüntülere ilişkin sosyal medya platformlarında bant daraltma uygulaması yapıldığını duyurdu.

RTÜK'ün sitesinde paylaşılan yayın yasağı metninde, yasağın Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından istenmesi dikkat çekti.

Küresel internet erişimini takip eden Netblocks oluşumu, Beyoğlu'nda gerçekleşen patlamanın ve ilan edilen yayın yasağının ardından Türkiye'de Instagram, YouTube, Facebook ve Twitter'a erişimin yavaşlatıldığını ya da bazı internet sağlayıcılar tarafından tamamen durdurulduğunu aktardı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Soruşturmaları Bürosu patlamayla ilgili sosyal medya paylaşımlarına soruşturma başlattı.

Erdoğan’ın ilk açıklaması

G20 Zirvesi için Endonezya’ya gidecek olan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı’ndan düzenlediği basın toplantısında, “Milletimiz, İstiklal Caddesi'ndeki olayın önündeki ve arkasındaki tüm unsurlarıyla ortaya çıkarılarak faillerinin hak ettikleri şekilde cezalandırılacağından emin olsun” dedi. 

Konuşması sırasında Erdoğan’ın İstanbul Valiliği’nden alınan bilgilendirmeye vurgu yapması, dezenformasyon yasasını anımsattı.

İstanbul’un en işlek yerinde yaşanan patlamanın ardından Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ve AKP Sözcüsü Ömer Çelik de Bali'ye gitti.

‘Türkiye eski Türkiye değil’

Erdoğan’ın Bali ziyareti sonrasında cumhurbaşkanı vekili olarak atanan Fuat Oktay, “Olay yeri inceleme tüm hızıyla devam ediyor. 8 savcımız var ve yine adli tıpta 6 savcımız çalışmalarını devam ettiriyor. Türkiye'de huzur ve güven hakim. Türkiye eski Türkiye değil. Türkiye istikrarı sağlamış bir ülke. Hiç kimse bu tür eylemlerle ne mesaj verebilir ne de yolundan döndürebilir. Biz bu olayı çok yakında çözeceğiz. Çözdüğümüz zaman da tetikçiler ve arkalarında kim varsa bunun hesabı sorulacaktır” dedi.

Soylu ‘120’nin altına düştü’ demişti

Diğer yandan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu patlamadan bir gün önce, 12 Kasım’da yaptığı açıklamada, “Türkiye’de terörist sayısı bugün 120’nin altına düştü. Daha aşağıya düştü de onu sonra söyleyeceğim. Rahatsız oluyor birileri. Niye böyle söylüyorsunuz? Niye öyle söylüyorsunuz? Adım atamıyorlar, adım” açıklamasında bulunmuştu. 

Ancak Soylu’nun açıklamasından sadece bir gün sonra İstanbul’da bombalı saldırı gerçekleşti.

‘Yakalandı’ açıklamasında PKK-PYD işaret edildi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 14 Kasım saat 03.30 sularında İstanbul Beyoğlu'nda İstiklal Caddesi'ndeki patlamayla ilgili açıklamalarda bulundu. Soylu, "Bombayı bırakan kişi gözaltına alındı" derken, "Elde ettiğimiz bulgular çerçevesinde PKK/PYD terör örgütü. Bize bu acıyı yaşatanların daha misli ve kat kat acıyı yaşayabilecekleri bir karşılığı yakın bir zamanda onlara göstereceğiz" ifadelerini kullandı.

Soylu, "Eylemin talimatının Kobani'den geldiği, eylemi yapanın Afrin'den geçtiği konusunda bir değerlendirmemiz var" açıklamasında bulundu.

Avukat hedef gösterildi, yalan çıktı

Zafer Partili Adem Taşkaya, sosyal medya hesabından İstiklal Caddesi’ne bombayı koyduğu belirtilen kadının fotoğrafını paylaştı. Taşkaya fotoğrafın üstüne bombayı koyan kişinin avukat Jiyan Tosun olduğunu iddia etti.

Jiyan Tosun’un olayın olduğu sırada Küçükçekmece Karakolu'nda bir müvekkilinin işlemlerini sürdürdüğü, olaylardan habersiz avukatlık mesleğini icra ettiği ortaya çıktı. Hedef gösterildiği için tehditler alan, can güvenliği olmayan Jiyan Tosun, bu gelişmeler karşısında savcılığa suç duyurusunda bulunmak için adliyeye gitti. Savcıya ulaşamayan Tosun, can güvenliği olmadığı için bir süre adliyeden çıkmayacağını açıkladı.

İktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Akit adlı gazete de patlamanın ardından kolları sıvadı, hedef göstermeye başladı. Yandaş yayın organı, servis ettiği haberlerle CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu hedef aldı.

İlk ifade

İstiklal Caddesi'ne bomba bıraktıktan sonra kaçtığı bildirilen şüphelinin gece yapılan operasyonla Küçükçekmece'de yakalandığı açıklandı.

Suriye uyruklu olduğu belirtilen Ahlam Albashir'in yapılan sorgusunda, "PKK/PYD/YPG örgütü tarafından özel istihbarat elemanı olarak yetiştirildiğini ve Afrin-İdlip üzerinden Türkiye'ye eylem yapmak için kaçak yollarla giriş yaptığını" söylediği aktarıldı.

Bombayı yerleştiren kadının Küçükçekmece'de bir adrese gittiği tespit edildi. Belirlenen adrese saat 02.50'de yapılan operasyonda, olayı gerçekleştiren  Albashir adlı kadın yakalandı. Emniyet’ten yapılan açıklamada, Afrin-İdlip üzerinden Türkiye'ye eylem yapmak için kaçak yollarla giriş yaptığını söylediği belirtildi.

Şüphelinin "PKK/PYD/YPG örgütünün Suriye Kobani'deki merkezinden İstanbul'da eylem talimatı alarak dün saat 16.20 sıralarında bombalı eylemi gerçekleştirdiğini ve kaçtığını" beyan ettiği öne sürüldü.

Emniyet’in ‘şüpheli yakalandı’ açıklaması

Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan resmi açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:

"13.11.2022 Pazar günü Beyoğlu ilçesi Taksim İstiklal Caddesinde meydana gelen Bombalı Terör Saldırısı ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda; Bombayı koyan şüpheli kadın şahsın olay yerine geliş gidiş güzergâhlarını gören 1200 güvenlik kamerası incelenmiştir.

Şahsın taksi ile olay yerinden ayrılarak Esenler ilçesine gittiği tespit edilmiş, yapılan fiziki ve teknik çalışmada şahsın irtibatının olduğu tespit edilen 21 adrese operasyon düzenlenmiştir. Yapılan operasyonda 46 şahıs yakalanarak gözaltına alınmış, şahısların sorgulamalarında bombayı koyan şahsın Küçükçekmece ilçesinde bir adrese gittiği tespit edilmiştir.

Belirlenen adrese saat 02.50’de yapılan operasyonda, olayı gerçekleştiren Suriye uyruklu Ahlam ALBASHIR isimli şahıs sağ olarak ele geçirilmiştir. Şahıs yapılan sorgusunda, PKK/PYD/YPG Terör örgütü tarafından özel istihbarat elemanı olarak yetiştirildiğini ve Afrin üzerinden ülkemize eylem yapmak için kaçak yollarla giriş yaptığını beyan etmiştir.

PKK/PYD/YPG terör örgütünün Suriye Kobani’deki merkezinden İstanbul’da eylem talimatı alarak 13.11.2022 Pazar günü saat 16:20 sıralarında bombalı eylemi gerçekleştirdiğini ve kaçtığını beyan etmiştir.

Olayla ilgili başlatılan çalışmalar çok yönlü olarak devam etmektedir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

'Bendeki bilgi farklı'

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırıya ilişkin, “Gerçekten Süleyman Soylu’nun ifade ettiği gibi bu hadisenin arkasında bahsettiği devlet mi var, yoksa bir başka devlet ile mi bağlantı var? Önümüzdeki günlerde bunun ortaya çıkacağını göreceğiz. Çünkü benim edindiğim bilgi, Süleyman Soylu’nun kamuoyuyla paylaştığı bilgiden oldukça farklı gözüküyor” açıklamasında bulundu.

Özdağ, “Güya Türkiye’nin kontrolündeki Afrin’den çıkıp gelen biri, Türkiye’nin göbeğinde bomba patlatıyor. Bu sırada İçişleri Bakanı da Türkiye’nin Erbil’e, Şam’a, Bağdat’a da güvenlik getireceği iddialarında bulunuyor. İstanbul’un göbeğinde, İstiklal Caddesi’nde güvenlik sağlayamayanların komşu ülkelerin başkentlerinde güvenlik sağlayacağı rüyaları görmesi kadar trajik bir şey olamaz. Tehdit bununla da sınırlı değil. Suriye sınırındaki belirli bölgelerde kontrol HTŞ ve El Nusra’nın tamamen denetimine girmiş durumda” yorumunda bulundu.

‘ABD Büyükelçiliği'nin taziyesini kabul etmiyoruz’

Patlamanın gerçekleşmesinin ardından çok sayıda ülke ve kurum, Türkiye’ye taziye mesajı yayımladı. 

Ancak İçişleri Bakanı Soylu’nun patlamadan sonraki gün yaptığı “Bize verilen mesajı aldık. Amerikan Büyükelçiliği'nin taziyesini kabul etmiyoruz" açıklaması dikkat çekti.

Soylu, “Kobani'yi terör bölgelerini destekleyen ve oradan Türkiye'nin huzurunu bozmaya çalışan bu anlayışa, kendi senatolarından para gönderen bir devletle müttefikliğimiz tartışılmalıdır” dedi. 

Eylemin talimatının Kobani'den geldiği, eylemi yapanın Afrin'den geçtiği konusunda bir değerlendirmeleri olduğunu söyleyen Soylu, “Bunlara kendi senatolarından para gönderen sözde müttefiklerimizin herhalde samimiyetsizlikleri ortadadır. Bize bu acıyı yaşatanların daha misli ve kat kat acıyı yaşayabilecekleri bir karşılığı yakın bir zamanda onlara göstereceğiz” ifadelerini kullandı.

Ancak G20 Zirvesi’ne giden Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden’la görüşmesinde de bu ifadelerin gündem olmadığı belirtiliyor.

Soylu'nun açıklamalarını değerlendiren ABD Ankara Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamada, "Amerika Birleşik Devletleri, terörün her şeklini kesin olarak kınamakta ve değerli NATO Müttefikimiz Türkiye ile dayanışma içinde hareket etmektedir" ifadeleri yer aldı.

‘Bazı ülkeler terör gruplarını destekliyor’

İçişleri Bakanı Soylu’nun “sözde müttefiklerimiz” açıklamasının ardından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, Türkiye'deki saldırıların “Bazı ülkelerin terör gruplarına verdiği desteğin doğrudan ve dolaylı sonuçları” olduğunu dile getirdi.

"Sivillerimize yönelik terör saldırıları, bazı ülkelerin terör gruplarına verdiği desteğin doğrudan ve dolaylı sonucudur” diyen Altun, söz konusu 'dolaylı ya da doğrudan destek veren ülkeler'in ismini vermeden, "Türkiye'nin dostluğunu istiyorlarsa doğrudan ve dolaylı desteklerini derhal kesmeliler” ifadesini kullandı.

Çocuk ayrıntısı

DHA'ya konuşan bir yurttaş, bombalı saldırı failinin son 20-25 gün içerisinde mahallede görmeye başladığını belirterek, patlama günü de 13.00-13.30 saatleri arasında kadını gördüğünü söyledi. Mahalle esnafı olan yurttaşın verdiği demeçten, küçük bir çocuktan bahsetmesi dikkat çekti.

Yurttaş, “Dükkanın önünden ufak bir çocukla geçti. Hiç dükkanımdan alışveriş yapmadı. Hiç diyaloğum olmadı. Günübirlik görüyorduk. 20-25 gündür buralarda görünmeye başladı. Daha önce görmüyorduk. Dün de gayet sakindi, yanında ufak bir çocuk vardı. Önünde yürüyordu. Beraber geçtiler” dedi.

Resmi kaynaklardan, bombalı saldırı şüphelisinin yanında görülen çocuğa dair açıklama yapılmadı.

Saldırının ardından bir kişi polis tarafından ‘yanlışlıkla’ vuruldu

Olayın ardından İstiklal Caddesi'nde, Galatasaray Lisesi-Meydan arası tamamen boşaltıldı. Bu saatlerde Tünel tarafında yoğun silah sesleri duyulduğu bildirildi.

Esnaf ve görgü tanıklarına göre silah sesleri bir kişiye yönelikti. Emniyet kaynakları, telaşlı kalabalığı sakinleştirmek için havaya ateş açılmış olduğunu söyledi.

Bir görgü tanığı ise polisin "şüpheli" olarak düşündüğü bir kadına ateş ettiğini söyledi.

Görgü tanığı, kızıl saçlı kadının mekana gelip bira istediğini, bu sırada hareketlerinin ‘sarhoş’ gibi olduğunu belirtirken “Normal davranmıyordu. Telefonunu şarja takmıştı. Sonra kalkıp gitti, ben de arkasından koşup telefonunu unuttuğunu söyleyip verdim” dedi. 25-30 dakika sonra ‘şüpheli’ kadının geri geldiğini aktaran görgü tanığı, yanında ilk geldiğinde olan çantasının olmadığını söyledi.

Güvenlik kamerası kayıtlarına göre 17.15 sıralarında polis, şüpheli kadına kimlik sordu. Kadının yanıt vermemesi ve ellerinin cebinde olması polisin şüphelerini arttırdı. Ardından ikinci kere uyarılan kadına polis tramvay hattının içinde ateş açtı. Ancak “şüpheli” olduğu belirtilen kadının yanlış anlaşılma sonucunda vurulduğu haberi yayımlandı.

'Tekstil atölyesinde 4 ay işçi olarak çalıştı' iddiası

ANKA'nın emniyet kaynaklarına dayandırdığı haberine göre Ahlam Albashir'in yaklaşık 1 sene önce PKK/YPG örgütü içerisinde istihbarat üyesi olarak eğitim almaya başladığı bilgisi verildi. 

Albashir'in, 4 ay önce de yanında B. isimli bir şahısla birlikte kaçak yollarla Afrin üzerinden Türkiye’ye girdiği ifadesini verdiği aktarıldı.

Esenler’de yaşayan Suriye uyruklu başka bir şahsın yanına gelen Albashir ve B.'nin, burada kim oldukları belli olmasın diye karı-koca rolü yapmaya başladıkları bildirildi. Çiftin kendilerini gizlemek için bir tekstil atölyesinde de işe başladığı ifade edildi.

Türkiye’ye eylem yapmak için girdikleri belirtilen ikilinin, bu süre zarfında Türk istihbaratına yakalanmamak için eylem talimatı verecek kaynaklarla herhangi bir dijital ortamda iletişime geçmediği bildirildi.

Ahlam Albashir ve B.’nin saldırı öncesindeki iletişimi, Esenler’de birlikte kaldıkları kişi tarafından sağlandığı öne sürüldü.

'4 ay önce talimat üzerine İstanbul'a geldi' iddiası

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, Suriye uyruklu Ahlam Albashir'in PKK tarafından verilen eylem talimatını Aynularab'daki örgüt merkezinden aldığı iddia edildi.

Albashir'in eylem yapmak için 4 ay önce Afrin üzerinden Türkiye'ye girerek İstanbul'a geldiği öne sürüldü.

Bombayı bıraktığı bankta 45 dakika oturdu

Olay günü de bomba yüklü paketi B.'den aldığı belirtilen Ahlam Albashir'in 45 dakika boyunca bombayı bıraktığı bankta oturduğu saptandı.

Zaman ayarlı olduğu düşünülen patlama anına kısa süre kala banktan kalkan ve koşarak olay yerinden ayrılan Albashir'in, ticari taksiyle önce Esenler’de kaldığı adrese gittiği belirlendi. Burada evdeki altın ve paraları aldığı belirtilen Albashir'in daha sonra Küçükçekmece’ye gittiği bildirildi.

Ahlam Albashir'in kocası olarak tanıttığı B. isimli şüphelinin yakalanması için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

'Bombacı PKK/PYD bağlantısını itiraf etti, saldırıda TNT kullanıldı'

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Pazar günü saat 16.30 sıralarında İstiklal Caddesi'nde 6 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan bombalı saldırının failinin Suriye uyruklu Ahlam Albashir isimli kişi olduğunu ve sorgusunda "'PKK/PYD/YPG' bağlantısını itiraf ettiğini" açıkladı.

Kriminal Daire Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada ise saldırıda kullanılan patlayıcının TNT olduğunun tespit edildiği bildirildi.

3 günlük keşif

Sözcü yazarı Saygı Öztürk, İstiklal Caddesi’nde bomba patlamadan önce saldırıyı düzenleyenlerin üç günlük keşif yaptığını dile getirdi.

"Hayatında, İstiklal Caddesi'ni görmemiş olan kadın, kendisine yardımcı olanlarla birlikte caddede en az üç gün keşif yaptı" diyen Öztürk, "Bu keşiflerde hangi gün ve saatlerde caddenin kalabalık olduğunu, patlayıcı madde dolu çantayı nereye bırakırsa patlamada daha fazla can kaybı verdireceğini, bıraktıktan sonra ayrılıp nereye gideceğini, en ince ayrıntısına kadar araştırdı" ifadesini kullandı.

Saksılar gündem oldu

Patlamanın ardından İstiklal Caddesi'ndeki saksıların kaldırılacağı açıklandı. 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstiklal Caddesi'ndeki bombalı saldırı sonrası bölgeyi ziyaret ederken, AKP'li Beyoğlu Belediyesi'nin bankları kaldırması hakkında, "Saksılara göz koymak değil de saksılara suç bulmak değil de, saksıları bir arada çalıştırmak lazım" yorumunda bulundu.

Ağaç ve beton saksılar kaldırıldı

İstanbul Valiliği’nin güvenlik tedbirlerine yönelik kararı üzerine, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ekipleri, gece boyunca devam eden çalışmalar sonucunda İstiklal Caddesi'ndeki ağaç ve saksıları kaldırdı.

AKP'li Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) İstiklal Caddesi'ne yerleştirilen beton saksı ve oturma gruplarının kaldırılmasına ilişkin Anıtlar Kurulunun kararına uymadığını öne sürdü.

Müslüman Kardeşler'den sızan ses kaydı

BM İklim Konferansı sırasında Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El-Sisi yönetimine karşı gösteri çağrısında bulunan Müslüman Kardeşler üyesi 34 kişi Türkiye'de gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlar arasında gazetecilerinde yer aldığı iddia edilmişti. Gözaltına alınanların Mısır'a iade edilmesine dair tartışmalar Müslüman Kardeşler tarafından tepkiyle karşılandı.

Süreçte yaşanan tutuklamalar sırasında bazı ses kayıtlarının ele geçirildiğini bildiren Al Hadath televizyon kanalı, bu ses kayıtlarında Müslüman Kardeşler'in "Erdoğan'ın Müslüman Kardeşler'i sınır dışı etmesi ya da gözden çıkarması" durumunda direkt AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan eylemler yapacaklarını ifade ettikleri belirtildi.

Müslüman Kardeşler'e bağlı kişilerin Türkiye tarafından Mısırlı yetkililere teslim edilmemesi konusunda uyarıda bulundukları ifade edildi.

Müslüman Kardeşler'in ses kayıtları sızıntısının İstanbul’daki patlamayla yakın zamanlarda ortaya çıkması dikkati çekti.

Aynı karedeki iki İsrailli kadın

Suriye uyruklu Ahlam Albashir'in gerçekleştirdiği saldırı ile ilgili İran Haber ajansı IRNA, saldırganın yayımlanan ilk görüntüsünde yer alan iki kadının İsrail vatandaşı olduğunu duyurdu.

İsrail gazetesi Ynet söz konusu karede yer alan kadınların kimliklerini açıkladı.

Haberde Natalie Suisa ve Or Atadegi isimli kadınların Türkiye’ye tatile gittiğini ve İsrail’e döndüklerini aktardı.

Haberde Haberde Natalie Suisa ve Or Atadegi en az 8 İsrailli kadın ile birlikte tatilde olduğu bilgisine yer verildi.

Ülke basınına konuşan iki kadın, saldırının gerçekleştiği pazar gününün tatillerinin son günü olduğunu ve patlama sesini duyduktan sonra hemen otellerine doğru koştuklarını belirtti.

‘IŞİD ihtimali dışlanmıyor’

Reuters’ta 14 Kasım’da yayımlanan haberde, üst düzey bir Türk yetkili saldırıyı gerçekleştiren kişinin Kürt militanlarla bağlantılı olduğuna inandıklarını ancak IŞİD bağlantısını da göz ardı etmediklerini söylediği aktarıldı.

PKK, YPG ve SDG saldırıyı üstlenmedi

PKK'nin silahlı kanadı olarak bilinen Halk Savunma Merkezi tarafından yapılan açıklamada, “Bu olayla ilişkimizin olmadığı, doğrudan sivilleri hedeflemeyeceğimizi ve sivilleri hedefleyen eylemleri kabul etmediğimizi halkımız ve demokratik kamuoyu yakından bilmektedir” denildi.

Ana omurgasını YPG'nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adına açıklama yapan Mazlum Abdi, İstanbul’da düzenlenen bombalı saldırıya dair, "Güçlerimizin İstanbul saldırısıyla ilgisi yok" açıklamasını yaptı.

‘Saldırganın geçtiği bölgeler 2018’den bu yana Türkiye’nin kontrolünde’

Saldırının failinin kendileri tarafından Afrin'den İstanbul’a gönderildiğine ilişkin ifadeler hakkında açıklama yapan YPG, “Dün İstanbul’un İstiklal Caddesi’nde bir patlama meydana geldi, patlama sonucunda siviller hayatını kaybetti. Olaydan sonra AKP ve MHP hükümeti, güçlerimizin bu patlamayı gerçekleştirdiğini iddia etti ve gerçeklikten uzak hayali bir senaryo oluşturmaya başladılar. Bu asılsız iddiaları tamamen reddediyoruz, Ahlam Albashir adlı terör saldırısını gerçekleştiren teröristle hiçbir ilişkimiz yok. Tüm dünya, güçlerimizin yönteminin, insan haklarını korumak ve terörle mücadele olduğunu biliyor. Sivilleri hedef alan her türlü saldırıyı kınıyoruz” ifadesini kullandı.

YPG Sözcüsü Nuri Mahmud, saldırganın geçtiği belirtilen toprakların 2018’den bu yana Türkiye’nin kontrolünde olduğu söyledi.

Rojava Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi tarafından yapılan açıklamadaysa fail olarak açıklanan Ahlam Albashir’in bölgelerinde kimlik kaydı bulunmadığı iddia edildi.

'Büyük lokma bu'

Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, İstiklal Caddesi’nde 6 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı planlayan kişinin Ammar Jarkas isimli biri olduğunu iddia etti.

Selvi’nin yazısında yer alan iddialar şöyle:

"İstanbul’daki saldırıyı planlayan şahsın ismi ise Ammar Jarkas. Büyük lokma bu. Kamışlı’daki merkezden, “Ammar bizim için önemli. Ammar’ı çıkarın” dedikleri terörist. Örgüt için önemli isim. Terörist kadını Yunanistan’a, Ammar Jarkas’ı ise Bulgaristan’a kaçırmayı planlıyorlar.

Suriye vatandaşı. 1 yıl önce gelmiş İstanbul’a. Kobani ile irtibatı kuran isim. Ammar Jarkas yapılan operasyonla yakalandı, şimdi içeride hesap veriyor."

Saldırı şüphelisini kaçırmayı planlayan kişi iddiası

Suriye uyruklu Ahlam Albashir'e bombayı verdiği ileri sürülen firari şüpheli B.'yi kaçmak üzere Edirne'ye götüren Ammar Jarkas ve kardeşi Ahmet Jarkas gözaltına alındı. Böylece saldırının ardından gözaltına alınan sayısı 50’ye ulaşmış oldu.

B. isimli şüpheliyi, Edirne'ye götüren kişinin Ammar Jarkas olduğunu, eğer yakalanmasaydı Ahlam Albashir'i de il dışına kaçıracak kişinin de Ammar Jarkas'ın kardeşi Ahmet Jarkas olduğunu ileri sürüldü.

Davutoğlu’nun açıklaması tekrar gündemde

Taksim’deki bombalı saldırının ardından AKP'nin tek başına iktidar çoğunluğunu kaybettiği 7 Haziran ile seçimin tekrar edildiği 1 Kasım 2015 sürecinde başbakan olan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun, "Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz" sözleri tekrardan gündeme geldi.

Davutoğlu, “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz. Bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum. Neden mi? Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride birgün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden, aylardan biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacaktır” demişti.

Sosyal medyada Davutoğlu’na bu açıklamaları hatırlatılarak, Türkiye’yi karanlığa boğan 2015-2016 yıllarındaki olaylar hakkında konuşması istendi. 

Davutoğlu konuya ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmadı.

‘Tüm birimler hemfikir’

Halk TV'ye konuşan üst düzey emniyet yetkilisi, 6 kişinin yaşamını yitirdiği İstiklal Caddesi'ndeki bombalı saldırıya ilişkin olarak, "Tüm birimlerimiz saldırının PKK/PYD/YPG terör örgütü tarafından yapıldığı konusunda hemfikir" değerlendirmesini yaptı.

Üst düzey bir emniyet kaynağı, "Saldırgan ifadesinde Afrin'de yaşarken kendisine iki kere TSK'ya karşı çalışmak üzere ajanlık teklif edildiğini, ilkini reddettiğini fakat ikincisini kabul ettiğini anlattı. Tüm birimlerimiz saldırının PKK/PYD/YPG terör örgütü tarafından yapıldığı konusunda hemfikir" ifadelerini kullandı.

‘MHP İlçe Başkanı şüpheliyle görüştü’ iddiası

Bombalı saldırının ardından ifadesi alınan isimlerden birinin de MHP’nin Şırnak Güçlükonak İlçe Başkanı Mehmet Emin İlhan’ın da olduğu ortaya çıktı. 

Emniyet’in çalışması sonucunda HTS kayıtlarına göre MHP’li İlhan’ın üzerine kayıtlı bir telefon hattı ile Ahlam Albashir’in kullandığı hat arasında iki kez arama yapıldığı tespit edildi. Bunun üzerine Emniyet, İlhan’ı ifadeye çağırdı.

T24’e konuşan MHP’li İlhan ilk yaptığı açıklamada, “Üzerimize bir oyun oynamaya çalışmışlar, terör örgütü tarafından” yorumunda bulundu.

İlhan sonrasında yaptığı açıklamada, emniyete çağrılmadığını, olaydan jandarmanın aramasıyla bilgi sahibi olduğunu ve gidip davacı olacağı yönünde bilgi verdiğini söyledi. İlhan, “Ben o telefon hattını hiç kullanmadım. Bu hat sahte, benim adıma, 2019’da, 24.4.2019’da, ehliyetimin fotokopisini almışlar, bir bayiye gidip bu hattı almışlar. Beni emniyete çağırmadılar zaten. Sadece jandarmaya gittim ve davacıyım dedim” ifadelerini kullandı.

Şırnak Valiliği, "Bahse konu GSM hattının Mehmet Emin İlhan tarafından kullanılmadığı, Mehmet Emin İlhan’ın ifadesinin Cumhuriyet Başsavcılığınca alınmasına müteakip serbest bırakıldığı, kamuoyuna saygıyla duyurulur" açıklamasında bulundu.

‘Irak’tan sonra hedef Suriye’ 

Reuters'ta 15 Kasım’da yayımlanan habere göre, ajansa konuşan bir üst düzey Türk yetkili, Türkiye'nin Irak'ta PKK'ya yönelik operasyonunu tamamladıktan sonra Suriye'nin kuzeyindeki bazı hedefleri hedef almayı planladığını yazdı.

Yetkili, "Kürt militan ve IŞİD'in Türkiye'ye oluşturduğu tehdidin kabul edilemez olduğunu" ifade ederek, "Ankara'nın güney sınırındaki tehditleri öyle veya böyle temizleyeceğini" söyledi.

"Suriye Türkiye için bir ulusal güvenlik sorunudur. Bu konuda zaten çalışmalar yapılıyor" diyen yetkili, "Şu anda Irak'ta PKK'ya yönelik operasyonlar var. O tamamlandıktan sonra Suriye'de belirli hedefler var" diye konuştu.

Dışişleri Bakanlığı, Reuters'ın konuyla ilgili sorusuna yorum yapmadı.