Devrimi çalınan devrim

Mısır'da beklenen oldu, alabildiğine yoksul, çaresiz ve örgütsüz Mısır halkı, canını dişine takarak karşısına dikildiği kanlı düzenin baş sorumlularından ABD emperyalizminin manevralarına yanıt üretemedi, bir devrimci önderliğin halk yığınları için ne anlama geldiği bir kez daha görüldü, böylesi bir önderliğin yokluğunu önemsemeyip tercih edilmesi gerektiğini ileri sürenler siyasetin acımasız yasasının kendisini bu kadar hızlı hissettirmesine şaşırıverdiler.

Mısır'da yükselen bir devrimdi. Emperyalist dünyanın halk kalkışmasını önceleyen hazırlık ve girdileri, Vaşington'un en küçük bir gizleme gereksinimi duymadan sergilediği süreci yönlendirme yeteneği bu gerçeği hiçbir biçimde değiştirmiyor. Söz konusu hazırlık ve girdiler, yıpranan Mübarek'i yığınların eylemiyle değiştirmeye soyunan gözükara bir mühendislik çalışmasının değil, yoksulların öfkesindeki ani yükselişi fark eden erken uyarı sistemlerinin devreye girmesinin ürünüydü. Obama Amerikası'nın felsefesine uygun doğrultuda...

Devrimler, karşı-devrimleri de, restorasyon girişimlerini de bağırlarında taşır, her zaman sönümlenebilir ve karşıtına dönüşebilirler. Devrimlerin devrim kalabilmesini, tarih anadan onay alabilmesini sağlayan kuşkusuz bir devrimci iktidardır, üretim ilişkilerini ileriye taşıyan, eskiyi yıkan yeniye zemin hazırlayan zorlu siyasi iradedir.

Mısır'da yükselen devrim, devrimle taçlanmadı, hangi çağda yaşadığımızı unutanların "işte bu milli demokratik devrim" demelerine bakmayın, Arap dünyasının tarihsel merkezinde yaşananları bu aşamadan sonra karşı devrim diye adlandırmayacaksak, tamı tamına bir restorasyonla karşı karşıya olduğumuzu bileceğiz.

Yazık oldu milyonların yarattığı muazzam enerjiye, yazık oldu "kurtuluş" olasılığına sımsıkı tutunanların ölümüne kavgasına…

Peki ders oldu mu İslamcı hareketlerden devrimci projelere ortak çıkarmaya kalkan kolaycı kafalara?

Mısır halkının direnişini ABD tarafından tanınma, itibarsız bir rejimde itibar kazanma karşılığında ilk satanın Müslüman Kardeşler olması öğretmeyecekse ne öğretecek?

Hizbullah komutanlarından yoldaş imal etmekle, Hamas yönetimine halkçılık yakıştırmakla, AKP'ye yıllarca örtülü destek vermekle, Mısır'da halkın Müslüman Kardeşlerle esenliğe çıkacağını düşünmek arasında fark yoktu. Bütün bu örnekler birbirinden farklı olsa da…

Ya "görmüyor musunuz ABD kaybediyor" kolaycılığına ne demeli?

Bu üfürmelerin her defasında ABD'ye daha fazla yenilmezlik görtüntüsü kazandırdığı, örgütsüzlüğe ve ilkesizliğe övgü anlamına geldiği nasıl anlaşılmaz?

Emperyalizm, çürümenin dizginlenemediği, siyasetin oportünistlerin denetiminde olduğu her ortamda inisiyatifi ele geçirecektir.

Mısır'da da böyle olmuştur.

Hiç kuşkusuz öğrenmiştir milyonlar ve öğrenmeyenler öğrenecektir, yaşayacakları hayal kırıklıklarından. Bu da bir kazançtır.

Ama en büyük kazanç, devrim fikrinin dünyanın dört bir yanında elde ettiği muazzam meşruiyettir.

Bir kez daha görülmüştür ki, insanlık boyun eğmiyor.