“One minute ikiyüzlülüğü” yatsıya kadar yanar…

Ne demişti Davos’ta?

“Siz ancak öldürmeyi bilirsiniz” mi demişti? Evet evet, bir de meşhur “one minute, one minute” vardı değil mi?

Nasıl da döküldü sırmaları… Nasıl da kel göründü takke düşünce… Nasıl da sahte olduğu anlaşıldı Kasımpaşalı efelenmelerinin… Nasıl da ortaya çıktı tribünlere oynadığı…

Şimdi sokaklarda insanlar. “One minute” deme sırası halkta.

Şimdi ne diyor insanlar size:

One minute, one minute!

Siz ancak İsrailli Sami Ofer’e Tüpraş hisselerini vermeyi bilirsiniz!

Siz ancak Ofer biraderlere Galataport ihalesini peşkeş çekmeyi bilirsiniz!

Siz ancak Kuşadası Limanı’nı Ofer grubuna altın tepside sunmayı bilirsiniz!

Siz ancak mayın temizleme ihalesini İsrail’e verebilmek için takla üstüne takla atmayı bilirsiniz!

Siz ancak İsrail ordusunu Konya ovasında eğitmeyi, askeri eğitim uçuşlarına Türkiye topraklarını açmayı bilirsiniz!

Siz ancak C Bank’ı İsrail’in en büyük bankasıyla ortak yapmayı bilirsiniz!

Siz ancak ABD’deki Musevi lobisi Anti Defamation League ile American Jewish Committiee adlı kuruluşlardan üstün cesaret ödülü almayı bilirsiniz!

Siz ancak askeri, ekonomik sayısız işbirliğine imza attığınız İsrail’e karşı sahte kahramanlık yapmayı bilirsiniz!

Siz ancak TBMM çatısı altında timsah gözyaşları akıtmayı bilirsiniz!

Siz ancak…

Siz ancak bunları bilirsiniz…

***

İsrail askerlerinin sivil yardım gemilerine ateş açıp 9 kişiyi katletmesinin hemen ardından, tüm şehirlerde olduğu gibi Manisa’da da bir protesto gösterisi düzenlendi.

İki ayrı noktada yapıldı gösteriler. İki ayrı grup halinde.

İlk grupta bazı sendikalar, sol-sosyalist partiler, bazı dernekler, meslek odaları, yurtseverler vardı. AKP’nin ikiyüzlülüğünü söylüyorlardı sloganlarında, pankartlarında. “Tavşana kaç, tazıya tut politikasını” AKP’nin yüzüne vuruyorlardı.

Diğer grupsa ikindi namazından çıkanlardı. AKP İl Başkanı da vardı aralarında, il genel meclisi başkanı da, Saadet Partililer de. Cemaatler vardı. Ya allah, bismillah, allahü ekber diye bağırıyorlardı.

İki grup arasındaki temel farklar şunlardı:

Birinci grup emperyalizme itiraz ediyordu ikinci grupsa Yahudilere. İhaleleri verdikleri Yahudilere!

Birinci grup ortadoğudaki emperyalist paylaşım mücadelesine dikkat çekiyordu ikinci grupsa İsrail’in ne kadar zalim olduğunu söylemeye çalışıyordu. Mayınları temizlesinler diye ter ter tepindikleri İsrail’in.

Birinci grup Davos’taki fiyakalı çıkışın sahte bir oyun olduğunu haykırıyordu ikinci grupsa İsrail’in çok ileri gittiğini ifade ediyordu. Galataport’la Tüpraş’ı verdikleri İsrail’in.

Birinci grup İsrail’le tüm gizli ve açık askeri, ekonomik, kültürel, sportif anlaşmaların iptal edilip ültimatom verilmesini talep ediyordu ikinci grupsa İsrail’i şiddetle kınıyordu. Askerlerine Konya ovasını açtıkları İsrail’in.

***

İkiyüzlülük paçalardan akmaktadır.

İğrençtir.

Sahtedir.

Aşağılıktır.

Bırakınız ültimatom vermeyi, İsrail’e resmen nota bile verilememiştir.

(Meraklısına not: Uluslararası ilişkilerde bir devletin başka bir devlete yazılı ya da sözlü olarak yaptığı bildirime nota denir. Ültimatom ise bir devletin başka bir devlete verdiği, hiçbir tartışma veya karşı koymaya yer bırakmaksızın tanıdığı sürede isteklerinin yerine getirilmesini istediği notadır. Aksi takdirde savaş dahil her türlü seçeneğin masada olduğunu karşı tarafa bildirmektir. Kesin ve nihai taleptir.)

TBMM’de klasik salı vaazı verilmiş, vaaz boyunca Bay Arınç kendisinden beklendiği şekilde gözyaşı akıtmış, bol bol da alkış sesleri yükselmiştir.

Hepsi hepsi budur.

***

ABD’nin Irak’ı işgaliyle başlayan ve bir milyondan fazla masum sivilin katledilmesiyle sonuçlanan zorbalığa açıktan destek veren AKP hükümetinin, İsrail’i kınayışları sahtedir.

Pakistan’da Taliban işgalindeki yerlerinden yurtlarından edilmiş milyonlarca Müslüman mülteciyi, ABD’yi kızdırmamak adına, görmezden gelen AKP hükümetinin gözyaşları sahtedir.

2001’den beri ABD işgali altındaki Afganistan’a, yine ABD’nin talimatı doğrultusunda asker gönderen AKP hükümetinin İsrail’e höt zöt edişleri sahtedir.

Kendisini BOP’un eşbaşkanı ilan eden, ABD-İsrail-Türkiye ittifakının doğal liderlerinden sayan bir başbakanın İsrail’e efelenmesi gerçek değil, sahtedir.

***

Bu satırlar yazıldığı sırada TBMM’de deklarasyon krizi yaşanıyordu. TBMM’deki dört partiden birer temsilci toplanıp bir metin kaleme aldılar. Metnin son paragrafındaki “Meclis, hükümetin askeri ve ekonomik tedbirler almasını beklemektedir” cümlesine AKP itiraz etti. İmzalamayız dediler. Gerçek yüzlerini itiraf ettiler. Emperyalizme, ABD’ye, İsrail’e biat ve bağlılıklarını sergilemiş oldular.

Aradan on dakika geçti geçmedi, krizin aşıldığı, deklarasyonu AKP’nin de -zoraki, lütfen- imzaladığı haberi geldi. On dakikalığına da olsa, o krizin yaşanmış olması, AKP’nin gerçek yüzünü görmeye yeter de artar bile.

Artık bu ülkenin hiçbir ferdi, AKP’nin İsrail’i kınamasına inanmayacaktır.

Artık bu ülkenin hiçbir ferdi, AKP’lilerin sahte gözyaşlarına inanmayacaktır.

Artık bu ülkenin hiçbir ferdi, AKP hükümetinin içtenliğine inanmayacaktır.

***

“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” atasözü bundan böyle şöyle söylenecek:

One minute ikiyüzlülüğü yatsıya kadar…