soL Silvan’da: 'Belirsizlik' süreci

Silvan’da yaşananlar birçok tartışmayı da beraberinde getiriyor. AKP’nin saldırılarına rağmen bölgedeki yöneticiler “yeniden müzakere” söyleminde ısrarlı. Özyönetim tartışmasına ilişkin ise "Bu yeni değil, zaten çözüm sürecinde masada olan bir konu idi" diyorlar. Önümüzdeki süreçte ne olacağına ilişkin ise kimsenin net bir tarif yapamadığı görülüyor.

Selin Asker

Günlerce süren sokağa çıkma yasağı, yol ortasında vurulanlar, devletin “gücünü” gösterdiği duvar yazıları, taranan ev ve iş yerleri... Yaşananlar kimine göre “devlet geleneği” ancak yine de müzakere devam etmeli.

Genel olarak ise kimsenin önünü göremediği bir belirsizlik havasının hakim oduğunu söylemek gerekiyor. 7 Haziran sonrası Kürt illerinde savaşı tırmandıran AKP Ortadoğu’da pozisyonunu güncellemeye hazırlanırken, Kürt Siyasal Hareketiyle yeni bir dönem açıp açmayacağı da, özellikle bölgede, merakla beklenenler arasında.

Bu sürecin “müzakerecilerin" karşısında “AKP’yle barış olmaz” seslerinin yükseleceği bir döneme kapı açabileceği ve kimi ayrışmaların yaşanabileceği de dile getirilen görüşler arasında. Ancak söz konusu sis perdesinin henüz aralanmayacağı, yaşanan tıkanmanın bir süre daha aşılamayacağı gözleniyor.

Bu “belirsizlik süreci” ile ilgili soru işaretlerine yanıt aramak için bölgedeki isimlerle görüştük. Silvan Belediyesi eş başkanları Kerem Canpolat ve Zühal Tekiner’le Silvan’ı, yaşananları konuştuk.

‘ONURLU BİR BARIŞ İSTİYORUZ’
Eş başkanlar, Silvan’ın neden hedef alındığını “Silvan ayakta kalmayı başardığı, boyun eğmediği için bedel ödüyor” şeklinde açıklıyor. Öte yandan İmralı süreciyle birlikte “normalleşme dönemi” yaşadıklarını, ancak “onurlu bir barış” istediklerini vurguluyorlar. Bu dönem yaşananları ise “90’ların aynısı yaşatılıyor” şeklinde belirtiyorlar. Onurlu barışın nasıl sağlanacağına ilişkin soruya ise “Müzakereler yeniden başlamalı” diyerek yanıt veriyorlar.

‘ESKİ ÖZEL HAREKATÇILAR BURADA’
Silvan’a eski özel harekatçıların getirildiği de iddialar arasında. Eş başkan Kerem Canpolat şöyle diyor: “90’ların genç katilleri bugünün ak sakallı katilleri olmuş. Emniyette bizi alıkoydular, çıktığımızda bir sürü ak sakallı insan vardı. Bölgede eskiden görev yapan özel harekatçılar olduğunu belirtenler var. ‘Beyaz Toros’lar gitti, ‘Siyah Jeep’ler geldi.”

Canpolat, Silvan duvarlarına yazılan “Esedullah Timi” hakkında böyle bir örgütlenmenin olup olmadığına ilişkin, “Gerici örgütlenmelerle bölge halkını terbiye etme amacı güdüldüğü” görüşünü paylaşıyor: 

“Esedullah söylemi çok bilinçli bir kullanım. Bu bizlere kabul ettirilmek istenen düşünce biçimi. Saldırılarda polislerin tekbir getirdiğine tanık olduk. Bizi IŞİD gibi örgütlenmelerle terbiye etmek istiyorlar. Böyle bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bize 'daha çok katliam yapacağız' mesajı verilmek isteniyor.”

‘SÜREÇ YÜRÜTÜLMELİ’
Canpolat müzakere sürecinin yeniden başlatılması gerektiği görüşünü de şu sözlerle ifade ediyor: “Biz güzel bir yaşamı pek tadamadık bu topraklarda. Barış sürecinde biraz tattık, bir şekilde ürkek de olsa yaşadık, bu hoşumuza gitti, biz tekrardan bunu istiyoruz. Kandırmayarak, adım atarak, hayat bularak bu sürecin yürütülmesini istiyoruz.”

Silvan halkının geçimini nasıl sağladığına yönelik sorumuza ise şu yanıtı veriyor eş başkan: “Batıdaki de doğudaki de eziliyor, ezen aynı, biz farkındayız. Eskiden tütün vardı, devlet onu bitirdi. 15 yıl önce pamuk vardı onu da bitirdi, şimdi klasik tarımcılık yani buğday ekimi veya hayvancılık yapılıyor.”

‘AKP SAVAŞMAZSA YOK OLACAĞINI DÜŞÜNÜYOR’
Eş başkan Zühal Tekiner, AKP’nin bölgede savaş politikası uygulamasını “Savaş olmazsa yok olacağını düşünüyor” şeklinde yorumluyor. Tekiner, “AKP, Kürtlere daha fazla hak tanırsa milliyetçiliği kontrol edemeyeceğini düşünüyor, şimdi de savaş yüzünü ortaya çıkarıyor, çünkü savaş olmazsa yok olacağını düşünüyor” görüşünü paylaşıyor.

Bölgede özyönetim ilanını “halkın tepkiyle karşıladığı” yönündeki iddialara ise şu yorumu yapıyor: “Özyönetim, İmralı’da çözüm masasına konmuş bir sistemdir. HDP ve DBP tüzüklerinde de vardır, yeni değildir. Bölgelerde uygulanması yerindedir.”

‘HALKA HAKLARI VERİLMELİ’
Tekiner sözlerini şöyle bitiriyor: “Çözüm sürecine mi dönersin, bu olmazsa direkt haklarını mı verirsin, bir şekilde bunun yönünü bulmak zorundasın çünkü sana o irade ve güç verilmiş. Bu insanlara onurunu kırmayacak şekilde haklarını vermek zorundayız.”

‘VAROLMA MÜCADELESİNE SALDIRILIYOR’
Kayapınar Belediye Eşbaşkanı Fatma Arşimet, sokağa çıkma yasağı boyunca Silvan’da bulunduğunu aktarıyor. “Halk burada yaşam alanlarına sahip çıkıyor” diyen Arşimet, devletin “Kürtlerin varolma mücadelesine saldırdığı” görüşünde.

Arşimet, şu yorumu yapıyor: “Tehditlerle, silahlarla halka diz çöktüremezsiniz. 7 Haziran’ın öcünü alıyorlar hala. Devlet halkına savaş açmamalı, tekrar müzakere süreci başlatılmalı.”

HDP Diyarbakır İl Eş başkanı Ömer Önen de, “Halklar faşizan bir yönetimi kabul etmiyor” görüşünü paylaşıyor.

Sözlerine “Kürtler yine de tartışmaya hazır” diyerek devam eden Önen, şöyle diyor: “Özyönetim ilanına karşı halk cezalandırılıyor. Kendi gelenekleriyle yaşamak isteyen insanlara ya itaat et ya git deniyor. Ancak Kürtler barışı tartışmaya hazır. Dolmabahçe Mutabakatı yeniden kabul görmelidir.”

Fotoğraflar: Selin Asker