Yeni yargı paketinde kadına kendi soyadını kullanma hakkı yok: 'AYM kararı hiçe sayıldı'

AYM "eşitliğe aykırı" diyerek kadının evlendikten sonra soyadını değiştirme zorunluluğunu kaldırmıştı. Ancak AKP'nin yeni yargı paketinde "ailenin önemi" denilerek mevcut düzenleme korunuyor.

Burcu Günüşen

Cumhurbaşkanlığı'na gönderilen ve yakın zamanda TBMM'ye sevk edilmesi beklenen 8. yargı paketinde, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) "eşitlik ilkesine aykırı" kararına rağmen, kadının evlendikten sonra soyadını değiştirmesi zorunluluğunun devam ettirildiği ortaya çıktı. 

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'nden Avukat Nilda Baltalı yeni yargı paketindeki taslak maddeyle önceki kuralın korunmasının AYM kararının hiçe sayılması anlamına geldiğini dile getirdi.

AYM ne istedi, taslak madde ne diyor?

Medeni Kanun'un kadının soyadını düzenleyen 18. maddesine ilişkin taslakta mevcut düzenlemenin devam ettirildiği, kadının evlendikten sonra soyadını değiştirme zorunluluğunun kaldırılmadığı görüldü.

Oysa AYM Türk Medeni Kanunu’nda yer alan ve kadının soyadı olarak yalnızca evlenmeden önceki soyadını kullanmasının önüne geçen hükmü eşitliğe aykırı bularak iptal etmişti. Böylelikle kadın, evlenmeden önceki soyadını, tek soyad olarak evlendikten sonra da kullanabilecekti.

Resmi Gazete'de yayımlandığı 28 Nisan 2023 tarihinden 9 ay sonra yani 28 Ocak 2024'te yürürlüğe girecek olan AYM kararı, Meclis'e Medeni Kanun'daki bu kuralı yeniden düzenleme yükümlülüğü getiriyordu.

Ancak yeni yargı paketinde sözkonusu kanun maddesine ilişkin taslakta bu yönde bir değişiklik yapılmadı.

AYM'nin iptaline karar verdiği madde "Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir" şeklindeydi.

Meclis'e gelen taslakta ise Medeni Kanun'un 18. maddesi şu şekilde düzenleniyor:

"Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır. Şu kadar ki; kadın evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Kadının soyadı, kendi soyadı ile önceki kocasının soyadından oluşuyorsa kadın bu soyadlarından sadece birisini evleneceği kocasının soyadının önünde kullanabilir."

'Gerekçe: Aile bütünlüğüne zarar verebilir'

Taslak metnin gerekçesinde ise AYM'nin iptal kararı verdiğine değiniliyor ancak "Ailenin önemi değerlendirildiğinde, anne ve babanın ayrı ayrı soyadı kullanmaları, çocuk üzerinde olumsuz etkiler doğurabilecek, çocuğun hangi soyadını kullanacağı ayrı bir tartışma konusu haline gelecektir. Bu durum, Türk toplumunun temeli olan aile bütünlüğüne zarar verebilecektir" deniliyor.

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'nden Avukat Nilda Baltalı aynı düzenlemenin tekrar getirildiğini, bu haliyle mevcut Anayasa Mahkemesi kararının hiçe sayıldığının söylenebileceğini dile getirdi.

Av. Baltalı: Anayasa Mahkemesi'nin kararı bağlayıcıdır

Konuya ilişkin soL'a konuşan Baltalı şunları söyledi:

"Daha önceden Türk Medeni Kanunu'nda evlenen kadının kocasının soyadını alacağı ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadının önünde önceki soyadını da kullanabileceği, kadının evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra tek başına kullanamayacağı öngörülmekteydi.

Anayasa Mahkemesi  22/2/2023 tarihinde bu kuralın eşitlik ilkesinin ihlali olması nedeniyle Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.

Evlenen erkek doğumda hak kazandığı soyadını ömrü boyunca kullanabiliyorken, evlenen kadının evlenmeyle soyadını değiştirmek zorunda kalması ve doğumla gelen soyadını kullanamıyor olmasını farklı muamele kapsamında kabul eden Anayasa Mahkemesi'nin kararı bağlayıcıdır ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bu kuralı yeniden düzenleme zorunluluğu getirmektedir.

Geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanı tarafından duyurulan yeni yargı paketinin taslağında 18. maddede hiçbir değişiklik yapılmaksızın aynı düzenlemenin tekrar getirildiğini, bu haliyle mevcut Anayasa Mahkemesi kararının hiçe sayıldığı söylenebilir.

'Kadının soyadı, kendi soyadı ile önceki kocasının soyadından oluşuyorsa kadın bu soyadlarından sadece birisini evleneceği kocasının soyadının önünde kullanabilir' denilerek evlenen kadının doğumla gelen soyadını kullanamayacağı belirtilmektedir.

Maddenin gerekçesinde 'ailenin Türk toplumunun temeli olduğu' vurgusu yapılmakta ve kadının özgürlüğünü göz ardı eden, aileyi önceliklendiren bir anlayış bulunmaktadır."