AKP üniversitelerde özgürlüğe karşı

Üniversitede türbana ve polise gelen özgürlük, sol düşünceye karşı yasağa ve şiddete dönüştü. Bunun son örneği saldırıya uğrayan YTÜ öğrencileri oldu. Dün her zamanki gibi kampüslerine girmeye çalışan 26 öğrenci haklarında soruşturma açıldığı gerekçesiyle kapıdan içeriye alınmadı.

AKP hükümetinin üniversitelerdeki ağırlığını artırması ile birlikte üniversitelerde düşünen, sorgulayan, sesini duyuran öğrencilere yönelik baskılar yoğunlaştı. Bu yıl YÖK kanalıyla üniversitelere gönderilen talimatlarla türbanın ve polisin kampüslere serbest şekilde girebilmelerinin önünün açılması ile eş zamanlı olarak, yandaş rektörler eliyle solcu öğrencilere karşı bir saldırı furyası başlatıldı.

Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yaşananlar, bu sürecin son örneği oldu. Başbakan Erdoğan’ın tarzını andıracak biçimde “Üniversite benim üniversitem, ne istersem yaparım, size burayı zindan ederim” diyen YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, okuldaki solcu öğrencilere tam anlamıyla savaş açmış durumda.

YTÜ'de olaylar öğrencilerin, YÖK’ün türban ve polis talimatlarını eleştiren “Fermanları Yırt At, Ayağa Kalk” başlıklı bir duvar gazetesini bahane eden gericilerin ilerici öğrencilere saldırmasıyla başladı. Bazı öğrencilerin yaralandığı saldırının ardından gericilerin yerini kampüse giren çevik kuvvet devraldı. Çevik kuvvet, ilk gün saldırgan tarafa hiçbir müdahalede bulunmadı. Ertesi gün gericiler yeni bir saldırı için toplandı, ancak bu defa çevik kuvvet ekipleri ve ÖGB’ler solcu öğrencilere saldırdı.

"Saldırıya uğrayanların eğitim hakkı da gasp ediliyor"

Rektörün “zindan etme” politikası kapsamındaki gelişmelerden biri ise dün yaşandı. Sabah saatlerinde 26 öğrenci, üniversite girişinde ellerine birer kağıt verilerek okula alınmadılar. Rektörlük imzalı kağıtlarda "Rektörlük Makamı'nın 22.10.2010 tarih ve 273 sayılı yazısı ile hakkınızda açılan disiplin soruşturmasının sağlıklı yürütülebilmesi ve kampus düzeninin sağlanabilmesi amacıyla disiplin soruşturma komisyonunun önerisi doğrultusunda Üniversitemiz kampuslerine girişiniz soruşturma sonuçlanana kadar yasaklanmıştır" denildi.

YTÜ rektörlüğü böylece saldırıya uğrayan öğrencilerin eğitim haklarını da gasp etmiş oldu. Okula sopalarla girerek örgütlü bir saldırı düzenleyen gericilerden 6’sının kampüse girişi yasaklanırken, saldırıya uğrayan ve bu süreçte üniversitede hiçbir şiddet eyleminde bulunmayan solcu öğrencilerin 26'sına giriş yasağı getirildi. Rektörlüğün mağdurları fail yerine koyan bu kararı yasalara da aykırı.

[swf file="video/ytu-35001.flv" ]

Hacettepe'de 'Öğrencime dokunma'

Öte yandan Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Erdener, öğrencilere karşı tutumuyla, YTÜ Rektörü Yüksek'i aratmıyor. Tıpkı Yüksek gibi bir AKP dönemi rektörü olan Erdener, göreve başladığından bu yana üniversitede tam anlamıyla terör estiriyor. Üniversite öğrencisinin siyasi faaliyetlerini kısıtlamayı kafaya takan Erdener'in rektörlüğü döneminde çok sayıda solcu öğrenci uzaklaştırma cezası ile eğitim hakkından mahrum bırakıldı.

Bu eğitim yılının başlangıcında öğrencilerin stand açmasına dahi izin verilmedi. 11 Ekim’de yaklaşık 300 kişilik bir çevik kuvvet ordusunun üniversiteye girerek, açtıkları standın başında oturan ve diğer öğrencilerle sohbet eden solcu öğrencilere saldırdı. Saldırı sonucu 10 öğrenci yaralandı.

Rektörlüğün bu saldırısına karşı üniversite emekçileri, öğrencilerden yana tavır aldılar. Eğitim-Sen Hacettepe İşyeri Temsilciliği, “Öğrencime Dokunma” başlıklı bir açıklama yaparak öğrencilere sahip çıktı.

Açıklamada fikirlerini ifade etmek için basın açıklaması yapan ve stand açan öğrencilerin hukuki zeminden yoksun olarak yoğun bir soruşturma ve polis baskısı ile karşılaştıkları belirtilerek, “Üniversitemiz yönetimi öğrencilerimizin stant açma girişimlerine karşı yüzlerce polisi üniversiteye davet ederek üniversitenin gerçek sahiplerinin yaşam alanını bütünüyle gasp ediyor ve ortamın daha da gerginleşmesine yol açıyor. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde can güvenliği tehlikesi bulunmadığı sürece polisin üniversite yerleşkelerine giremez. Hacettepe Üniversitesi’ndeki görüntüler bilimin ruhuna ve kültürüne aykırıdır” denildi.

(soL - Haber Merkezi)