Yeni başlayanlar için “Tırşık” tarifi

Kürdistan yemekleri denilince akla acı-tatlı pek çok şey gelir. Gerçi insanları ve yaşamları denilince de acı-tatlı pek çok şey akla geliyor ama olsun. Ziyanı yok. Mevzu bahis Kürt yemekleri olunca tadanlar tattığınca yapanlar ise yaptığınca övünür bu lezzetlerle. 

İsimleri birbirinden farklı yüzlerce yemek mevcuttur. Bu yemeklerden bazıları gündelik hayattan isimlerini alırken bazıları da gündelik yaşama göndermeler yapmamıza vesile olur.
Tırşık da bunlardan biri ve bir yemek ismini aşarak politikaya konu olması hasebiyle en önemlilerindendir. 

Yemek aslında Anadolu’da da benzerlerinin yapıldığı ve kendisine en yakın örneği ile türlü yemeğinin kardeşidir. Tırşık müptelaları “olur mu öyle şey” diyerek herhangi bir benzetmeyi dahi kabullenmeyebilirler. Ancak ne yapalım; “La teşbih vela temsil” diyerek ve politikaya konu olan yemeğimizin tarifine geçelim.

İçinde bilumum sebzenin olduğu bu yemeğin içinde yok yoktur. Her şeyden bir renk ve bir tat bulabilirisiniz. Çok renkli bu yemeğimizin haliyle tadı biraz da ekşimsidir. Kimileri Kürtçede Tirş, yani ekşi kelimesinin kökünden geldiğini söylerken kimisi de Tırşık kelimesini ne olduğu belli olmayan şeyleri ifade etmek için kullanır. 

Yok yoktur Tırşık yemeğinin içinde.

Siyasal hayatta da, omurgasız ve ilkesiz, sofraya konulacak olsun olmasın tüm lezzetleri bünyesinde barındıran bireylere ya da kurumlara, içinde ne ararsanız bulabileceğiniz ve vakitli vakitsiz yiyebileceğiniz için “Tırşık”, “Tırşıkçı” denilmiştir. Sofradan sokağa, meclise ya da medyaya yansıyan bu tarif bazen yemeğin lezzetinin önüne dahi geçer. Nedeni gayet basit; yemeği için bir beğeni eşiği gerekirken siyasal olanı için sağlam bir mideye ihtiyaç duyulur.

Dünün günahının bugünün mubahı olduğu menüdür Tırşık, bunu icra eden politikacıdır Tırşıkçı. Kimdir Tırşıkçı sorusuna girmeden yemeğin malzemelerini saydıktan sonra yapımını geçebiliriz. 

Her ustanı farklı bir tarifi ve ince bir hüneri olsa da ben olmazsa olmazları sayarak ilerlemekten yanayım.

İyi bir “Tırşık” için; Erdoğan’ı cebinden çıkarabilecek adaylarla Erdoğan’ı geriletmek hedefinizde olmalı. Hatta bunlardan bazı numuneler bizzat geriletmek için kazana attığınız malzemeyle aynı kökenden geldiyse eğer doğru yoldasınız demektir.

İyi bir Tırşık için bir tutam da omurgasızlık ve ilkesizlik ilave edilmelidir.

Diyarbakır’da Hevsel bahçeleri ve kadim Sur’ların UNESCO dünya mirası listesine girmesi için mücadele ederken Hevsel’in yanı başında, Kırklar dağına nazır rezidanslar dikebilmesiniz. Yıllardır o belediyeleri kendiniz yönetmiyormuşsunuz gibi de buna “göz yumanları” hedef tahtasına oturtabilmelisiniz. 

Pişmiş aşa su mu katılır sorusunu bir kenara bıkarak, Suriye’deki Ilımlı Teröristlere de sessiz kalmalısınız. Teröristin ılımlısı mı olur demeyin. Tadına bakanlar parmaklarını yiyor! Tencerenizdeki ılımlılar bahçede kime zarar veriyor boş verin. Doğru yoldasınız!  

Halkların kardeşliğini sermaye temsilcileri ile temas kurarak, uluslararası dayanışmayı da sermayedarların borcunu ödeyerek hayata geçirmeye çalışmalısınız ki tüm beğenileri toplayabilesiniz. Her aşçı yapamaz ama her mutfakta vardır malzemesi, sermayeyle solcuyu buluşturan, Sivas katliamını da gericiye kınatmalıdır. Ama sofralara gelmediği için henüz pişmemiş olsa gerek yeterince. 

Sosyalizm demeden solculuk, gericiliğe vurmadan ilericilik, birikmeden ve üretmeden de aydınlanmacılık iddianız da varsa sofraya oturabilirsiniz artık.

Çevrenizdekileri de bu “yeryüzü” sofrasına davet ediyorsanız eğer kelimenin tam manasıyla bir Tırşıkçısınızdır artık. 

Bize gelince. Biz almayalım. Ne midemiz kaldırıyor ne de düşüncesi huzur veriyor. 

Biz güneşin sofrasını hazırlıyoruz. Birikiyor, büyüyoruz.