Kim bu cinnet vatanın uğruna edilmez ki feda

Bir otobüs şoförü durakta bekleyen insanları ezip geçiyor. Ardından kaldırımda yatan cansız bedenler, yaralılar ve kahreden görüntüler...

Bu olay, “Mekke’de yaşananlar yetti artık Hac organizasyonunu bize verin biz yapalım” diyen bir belediye başkanının “yönettiği” kentte, Türkiye’nin başkentinde yaşanıyor.

Silvan ve Nusaybin’de insanlar evlerinden çıkamıyor. Her gün yeni ölüm haberleri ile uyanıyoruz; ne ses ne seda kimsenin bir şey dediği yok. Âlemin keyfi yerinde anlaşılan...

Göz göre göre yaşanan kadın cinayetlerine her hafta yeni bir vaka ekleniyor.

Sokağa Çıkma Yasağı artık günlük hayatın bir parçası. Yeni dönemde AKP’lilerden “Uçan Tekme” yemeyeceğimiz müjdesi dolanıyor haber sayfalarında. Yıkılmadık yer, talan edilmedik mekân kalmıyor kentlerde. Alan Kurdi’nin kıyıya vuran cesedinden sonra kıyıya vuran cansız bedenlerin hesabı da tutulmuyor artık. Gazetelerin üçüncü sayfa haberlerini IŞİD özentisi cinayetler kaplıyor.

Ölmüşüz, yitmişiz. Ne önemi var? Kimin umurunda?

Ölümün olağanlaştığı, bir siyasal sürecin katliamlarla ya da yıkımlarla sürdürülebildiği bir dönemin tanığıyız.

Memleketin zaten cennetlik bir yanı yoktu ancak cinnet halini alması da uzun sürmedi. Tam bir cinnet hali; bunca ölümü, ölü taklidi yaparak izleyen bir insan topluluğu…

Tabi bir de bunun mimarı olanlar var.

Meclisten başlamalı. Hani şu 7 Haziran seçimlerinde “Bir girelim gör bak neler olacak” denilen meclis. Gezi Eylemleri’nde herkesin koltuğuna sarılarak AKP’ye meşruiyet kazandırdığı meclis... Yasaların tekme tokatla geçirildiği, kanunların tanınmadığı, ceylan derili koltuklarda kan yiyenlerin kök saldığı mekân...

Bakmayın şimdi terk edip protesto edenlere, daha düne kadar ayakta alkışlıyordu hepsi.

Eğer samimiyseniz, meclisi boşaltır savaşın ve zulmün parçası olmazsınız. Bunu tatile değil tadile giden mecliste yaparsınız.

AKP insanları katlederek yönetebileceğini ispatlıyor.

CHP gerici vekilinin istifasına üzülüyor.

Yeni Yaşam sloganıyla yola çıkan HDP, yurtdışında Mevlit okutup Şeyh Sait anması yapıyor.

Anlaşılan o ki “yeni yaşam” ile Kürt İslam’ın, “radikal demokrasi” ile de “ileri demokrasinin” arasında bir geçişkenlik var.

%70’e yakın oy alınan ilçede, 70 kişiyle ilan edilen öz yönetimler ve devletin insan kıyımı… Sırrı Süreyya’nın övünerek “Eşme Operasyonu’nu Feridun Sinirlioğlu ile planladık” açıklaması ve aynı operasyonun mimarının Kürt illerinde yaşattığı zulüm. Diyanet Bakanlığı’nı kaldıracağız vaadinde bulunan HDP’nin Şeyh Sait anmasında Mevlit okutması.

Tam bir cinnet hali ve payımıza düşen ölümler… Çok bir seçenek ya da düşünecek bir şey kalmıyor geriye.

Anlaşılan o ki “bir cinnetin her şeyi çözdüğü” falan da yok!

Ya insanları kafa kafaya verip intihar etmeye itenlerin Türkiye’sini yaşayacağız.

Ya da omuz omuza verip yeni bir ülke kuracağız.