Sayısız güzellik yaratmış, daha sayısız güzellik de yaratabilecek bir halk, emperyalist güçler arasındaki çekişmede böyle sefil ve ziyan oldu. Kim bilir bir daha ne zaman tekrar ayakları üzerine doğrulur ve onurunu kuşanır.
Bir tutam uzun, sarı saç
Nevzat Evrim Önal
Aralarında sıklet farkı olsa da “büyük” adamların birbirlerini yemelerini seyrederken, akmakta olan tarihten ziyade kurulmuş bir perdede bize seyrettirilen kurmacayı izliyoruz. Bu perde gerçek insanların öyküsünü yansıtmıyor, saklıyor ve daha önemlisi, çarpıtıyor.
Bu bağlamda, Ukrayna halkının gerçek öyküsüne tesadüf eseri bir satır arasında rast geldim. Sosyal medyada önüme düşen bir kısa videoda, insandan ziyade çizgi roman karakterlerini andırmaya başlamış bir Hollywood dişisi, bir de erkeği, aralarında birbirlerine dair iğneleyici ve komik yorum yapma oyunu oynuyor. Bu sırada, dişi olanın saçları hakkında şöyle bir şaka yapılıyor: “O kadar sahteler ki, bir teli bir cinayet mahallinde bulunsa, suç Ukraynalı bir kızın üzerine kalır.”
Kısaca araştırdım ve gördüm ki, internette kadınlardan saçlarını satın alan ve dünyaya pazarlayan bir sürü şirket var, Ukrayna da bu konuda başı çekiyor. Aklıma yıllar önce Forbes dergisinde yayınlanmış olan “bırakınız insanlar organlarını satabilsinler” başlıklı makale1 geldi. Adı batasıca Hollywood ünlüleri, şakasını yaptıkları şeyin işaret ettiği olguların ne kadar vahim olduğunun farkında bile değiller, ya da umurlarında değil.
Emperyalist rekabetin Ukrayna halkına ne yaptığı Zelenskiy alçağının Trump ve Vance alçağından yediği azarda değil, bu “detay”da saklı işte.
***
Oysa salt perdede oynayana bakarsanız, baktığınız kamera açısına göre şu iki senaryodan birini izlersiniz:
(1) Yoksul ve güzel ülkesini güçlü ve saldırgan komşusuna ezdirmemeye çalışan, güvendiği bir güçlü müttefik ülkenin başına geçmiş güç manyağı ve hain adam tarafından ortada bırakılan biçare ama onurlu liderin trajedisi.
(2) Ülkesinin kendisinden önceki basiretsiz başkanının yanlış politikaları yüzünden dünya savaşının eşiğine gelmiş dünyayı bu tehlikeden kurtarmaya çalışan, bunun için de dünyanın ikinci büyük nükleer gücüne karşı mayın eşeği olarak kullanılan küçük ülke hödüğünün tasmasını çekmeye çalışan bilge dünya liderinin haklı öfkesi.
Bu senaryolardan ikisi de aynı gerçeğe bakan uydurmalar. Bir emperyalist egemen “barış istiyorum” diye bağırıyorsa, başka nasıl bir savaş çıkartmak için barış istediğini, güçlerini nereden nereye kaydırmayı hesapladığını düşünmek gerekir. Trump Rusya’nın tatmin olacağı bir barış istiyor, çünkü (alçak olduğu ama aptal olmadığı için) Çin’e karşı başlatacağı ve pekâlâ sıcak savaşa dönüşebilecek basıncın, Rusya’nın en azından tarafsız kalmadığı durumda ABD’nin lehine sonuçlanmasının imkânsız olduğunu görüyor. Zelenskiy ise Rusya’nın tatmin olmayacağı (dolayısıyla olanaksız) bir barış yapılmasını istiyor gibi görünüyor çünkü tek çaresi mevcut düşük yoğunluklu çatışma durumunun sürmesi; zira Ukrayna’nın (en azından kâğıt üzerinde) parçalanmamasının ve kendisinin de hayatta kalmasının tek yolu bu görünüyor.
1991 yılına kadar Sovyetler Birliği’nin eşit ve onurlu bir üyesi olarak varlığını sürdüren Ukrayna’nın çürüme ve büyük güçlerin elinde oyuncak olmayla geçen otuz beş yıllık “bağımsızlık” tarihinin varıp geldiği nokta bu. Bu ülke, insanlığa uzayın kapılarını açan Sergey Korolyov’u, tarihte en fazla faşist mıhlamış kadın keskin nişancı Lüdmila Pavliçenko’yu, ömrümde gördüğüm en güzel portreleri yapan İlya Repin’i, on sekiz yıl boyunca Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin genel sekreterliğini yapmış Leonid Brejnev’i, halen dünyada en fazla olimpiyat madalyasına sahip olan kadın sporcu rekorunu elinde tutan Larisa Latınina’yı ve daha nice kıymetli insanı çıkartmıştı. Son otuz beş yılda ise kimi Rusya kimi Batı yanlısı ama her biri diğerinden daha yolsuz politikacılardan başka neredeyse hiçbir Ukraynalı dünyada bahis konusu olmuyor.
Bir de ismi değil ama şirketi çok konuşulan Leonid Radvinskiy var. Çeşitli porno sitelerinin yanında kendi kurmadığı ancak kurulmuş halde satın aldığı, günümüzün toplumsal çürümesinin sembollerinden biri olan OnlyFans’ın sahibi.
***
Sayısız güzellik yaratmış, daha sayısız güzellik de yaratabilecek bir halk, emperyalist güçler arasındaki çekişmede böyle sefil ve ziyan oldu. Kim bilir bir daha ne zaman tekrar ayakları üzerine doğrulur ve onurunu kuşanır.
Bundan kuşkusuz çıkartılacak dersler var.
Emperyalist dünyada bugün gelinen noktada, herkes herkesle ittifak yapabiliyor ve kurduğu ittifakları bozabiliyor. Her ateşkes, her barış içinde sonraki savaşın tohumlarını taşıyor. Bir şeyin üzerine fiyat etiketi takılabiliyorsa mutlaka takılıyor, takılamıyorsa o şey ne denli kıymetli olursa olsun ayaklar altına alınıyor. Toplumları bir arada tutan en temel ahlaki değerler hiç edildi ve bunların yerine, despotların ellerinde ideolojik sopa olarak salladığı gerici, dinsel dogmalar geçirildi. Fuhuş ve pornografi serbest bırakılıyor, kürtaj yasaklanıyor.
Her halk kendisini bu gözü dönmüş, ahlaksız yağmacılıktan korumak zorunda. Biz de.
Türkiye NATO’dan çıkmalı. Türkiye, Avrupa Birliği üyeliği gündemini kapatmalı. Türkiye, emperyalist güçler arasındaki dengeleri istismar edip bundan çıkar sağlamaya yönelik maceralara atılmayı bırakmalı. Türkiye halkı, böyle maceralara pek meraklı politikacıları da, bu maceralardan para kazanan kapitalistleri de sırtından atmalı ve ülkesinden def etmeli.
Emperyalizmin çürümüş dünyasında metalaştırılmış her değer gibi kadın bedeni ve kadının cinselliği de yağma konusu oluyor. Ne var ki bu yağma sadece işgalci askerler ya da insan kaçakçıları tarafından gerçekleştirilmiyor. İnsanların bir yanda yoksul ve çaresiz bırakıldığı, diğer yanda tutunacakları toplumsal onur ve ahlakın yok edildiği günümüzde, kaba tecavüzün yerini alan (ya da en azından ona alternatif olarak işleyen) bir sürü “ahlaksız teklif” biçimi var ve böylelikle yağma, “rıza” kisvesine bürünüyor.
Bu yıl, 8 Mart eylemlerine giderken, bunlar da olsun aklımızda.
- 1
“Let People Sell Their Organs”, Forbes, 14.12.2015, https://www.forbes.com/sites/realspin/2015/12/14/sell-organs