2013 bütçesi vatandaşı yakacak!

Mete Gönenç'in “2013 bütçesi vatandaşı yakacak!” başlıklı yazısı 23 Aralık 2012 Pazar tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Geçen hafta itibariyle, 2013 bütçesi Meclis’ten geçerek yasalaşmış ve kesinleşmiştir. Haftaya inceleyeceğimiz harcama kalemleri itibariyle, geçmiştekiler gibi, halkın ihtiyaçları ile ilgisi bulunmayan bu bütçenin halkımızdan toplanacak olan 371 milyar TL gelirle finanse edilmesi düşünülmektedir. Bunun 318 milyar TL’si de vergi geliridir.

2013 yılında vergi gelirleri dışında, devletin tasfiyesi politikasının bir uzantısı olarak, hazine taşınmaz mallarının satışından 5,3 milyar TL gelir beklenmektedir. Yine, memurların oturduğu ve 3 kuruş maaşlarına, aile gelirlerine büyük katkısı olan 236 bin lojmanın tasfiyesine başlanacağından, bunların satış geliri olarak da 500 milyon TL gelir tahmini bütçede yer almaktadır.Devlet yönetimi artık, iyice politize ve “işini bilen memur”a kalmakta, bunlar tarafından yapılacak bu satışların güvenilirliği ise oldukça şüpheli görülmektedir.

318 milyar TL olarak öngörülen vergi gelirlerinde, geçen yıla göre beklenen artış yüzdesi ise yüzde 14 tür. Vatandaşımızın asıl endişe etmesi gereken konulardan birde budur. Büyüme oranı tahmini yüzde 4, enflasyon beklentisi yüzde 5,3, geçen yıl vergi gelirlerindeki artış yüzdesi 9 iken, bu artışın sağlanabilmesi için ne yapılacağı vergi gelirlerinin yapısına baktığımızda az çok tahmin edilmektedir.

2011 yılı vergi tahsilatı sonuçlarına baktığımızda, kurumlar vergisinin, vergi gelirleri içindeki payının yüzde 10, yüzde 90’ı büyük kısmı ücretlilerden kesinti yoluyla alınan gelir vergisinin payının yüzde 18 olduğu görülmektedir. Görüldüğü gibi vergilerin, şu veya bu şekilde, yüzde 70’i, doğrudan, fakir zengin ayırmaksızın tüketicilerden yani tüm vatandaşlardan alınmakta, bu durum, her geçen yıl daha da kötüleşmektedir. Halen dolaylı vergilerin milli gelir içindeki payı OECD ülkelerinde yüzde 33,1 iken bu yönden en kötülerden biri olan ülkemizde ise bu oran yüzde 48,4’e çıkmış bulunmaktadır.

Bu kayıt dışı ortamında, vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 15’i akaryakıttan yine büyük kısmı içki sigara, ve en temel ihtiyaç maddelerinden elde edilirken,1999’da deprem vergisi diye getirilip, kaldırılmayan özel iletişim vergisinin vergi gelirlerindeki payı bile yüzde 1,5’lara gelmiştir. KDV’sini falan da düşünürsek telefon görüşmelerinin de iyice pahalıya patlayacağını ve yüzde 14’lük vergi artışının nasıl elde edileceğini de üzülerek de olsa anlamış oluruz. Çok gelir sağlayan bazı mal ve hizmetlerdeki vergi yüküne bakarsak

• Akaryakıtta yüzde 76, telefon görüşmelerinde yüzde 25-30, içkide yüzde 56,96, sigarada yüzde 78,25, motorlu taşıtlarda yüzde 38,27-47,3 olduğunu ve vergi gelirlerinin büyük kısmının otomatik olarak bunlardan elde edilmekte iken, AKP özel bazı düzenlemelerle,

• Kur’an-ı Kerim (Kur’an meal ve tefsir kitapları ile münhasıran Kur’an, cüz, sûre, ayet ve/veya meallerini içeren kitaplar dahil) ile Tevrat, Zebur ve İncil kitaplarında KDV oranının yüzde 1,

• Eğitim kitapları dahil, tüm kitaplar ve kırtasiye ürünlerinde KDV oranının yüzde 8,

• Kefen bezinde yüzde 8,

• Sinema, tiyatro, opera, operet, bale, müze giriş ücretlerinde katma değer vergisi oranının yüzde 8,

• Yaşlı, sakat ve düşkünler için bakım ve huzurevleri ile yetimhanelerde verilen hizmetlerde yüzde 8,

• Sağlık hizmetlerinde KDV oranının yüzde 8,

• İlaçta KDV oranının yüzde 8,

• Kıymetli taşlardan ise (elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci, kübik virconia) KDV alınmadığını hatırlarsak, dar gelirli halkımız için 2013 senesinin, eskisinden zor geçeciği, vatandaşın daha da bir müşteri olacağını, tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok.