Hindistan sosyalistleri Modi’ye karşı

Hindistan’da parlamento (Lok Sabha) seçimleri Mayıs sonunda başlayacak ülkenin büyüklüğü ve federal yapı nedeniyle, birkaç haftaya yayılacak.

Seçimlerin, Hindistan siyasetinin yeni “yükselen yıldızı” Narendra Modi’yi başbakanlığa getireceği öngörülüyor. Geçen hafta bu köşede yazdım: Modi, tehlikeli bir şahsiyettir. Sağcı Bharatiya Janata Partisi’nin (BJP) en sağ kanadındandır. Bu, şoven milliyetçilikle karışık Hindu köktendinciliği anlamına gelir Hint siyasetinde şiddetli Müslüman karşıtlığına dönüşür. 2002’de Gujarat’taki Müslüman kıyımının sorumlusu olarak bilinir. Son zamanlarda da Kongre Partisi’nin ılımlı neo-liberalizmini yetersiz bulan büyük sermayenin gözdesidir. Bir anlamda, iktidara gelme arifesinde (2002’de) R.T. Erdoğan’ın Hindistan ortamına yansımasıdır.

Hindistan solcuları tedirgin... Modi’nin iktidar yolunu önleme seçeneklerini tartışıyorlar.

Sosyalist solun yakın geçmişine kısaca göz atarak başlayalım.

***

Hindistan’da Marksizm güçlüdür etkilidir Hindistan sosyalizminin kaynağını oluşturmuş siyaset düzlemine Hindistan Komünist Partisi (HKP) ile girmiştir. Çin ve Sovyet partileri arasındaki ayrılık Hindistan komünizminin üçe ayrılması ile sonuçlanmıştır: HKP ile bu partinin Marksist (HKP,M) ve Marksist-Leninist (HKP,M-L) türevleri… Silahlı mücadeleyi benimseyen HKP(M-L), zaman içinde parçalanmış parlamenter siyasetin fiilen dışına çıkmıştır.

HKP ile HKP(M) ise, hem federal, hem de eyaletler düzleminde etkili partiler olarak varlıklarını sürdürüyorlar. HKP(M) Tripura eyaletinde üst üste beş seçim kazanmıştır ve iktidardadır. Batı Bengal 34 yıl boyunca (2011’e kadar) aynı parti (ve müttefikleri) tarafından yönetilmiştir. Kerala’da, komünist partilerin öncülüğünde oluşan koalisyonlar zaman zaman iktidara gelmiştir.

2000 sonrasında sosyalistler seçimlere Sol Cephe içinde, dört partili bir ittifakla giriyorlar: İki komünist parti, Marksist gelenekten gelen Devrimci Sosyalist Parti ve sosyalist eğilimli İleri Blok…2009’da Sol Cephe bir adım daha attı genel seçimlere sekiz (çoğu yerel) partiyi daha kapsayan “Üçüncü Cephe” listesi altında girdi.
Niçin Üçüncü Cephe? Zira, Hindistan siyasetinin federal düzlemde iki büyük aktörü olan Kongre ve BJP partileri de genel seçimlere çok sayıda partiden oluşan “cepheler” içinde giriyorlar: Birleşik İlerici İttifak ve Ulusal Demokratik İttifak…

2004 seçimlerini Kongre önde bitirdi dört partili Sol Cephe oyların yüzde 7,7’sini (59 milletvekili) kazandı ve Kongre Hükümeti’ni dört yıl boyunca dışardan destekledi. 2009’da ise 12 partiden oluşan “Üçüncü Cephe”, oyların yüzde 21,2’sini aldı. Bu toplamın içinde “Sol Cephe” partilerinin 30 milyonu aşkın (yüzde 7,5 oranındaki) oyları 24 milletvekili getirdi.

***

“Modi tehdidi”, komünistleri harekete geçirdi 2014 seçimleri arifesinde yeni bir “Üçüncü Cephe” oluştu dört sosyalist partiyle birlikte on bir parti bir araya geldi.
HKP(M) sözcüsü tarafından kuruluşu kamuoyuna açıklanan Üçüncü Cephe, Kongre iktidarına “yolsuzluk ve kötü yönetim” nedeniyle karşıdır. Ancak, Cephe partilerinin ortak paydasının “BJP ve Modi’nin iktidarını önleme hedefi” olduğu vurgulanmaktadır. “Modi saldırgan kapitalizm ile azgın dinci ideolojinin tehlikeli bir karışımıdır. Hindistan’ın laik temellerini tehdit etmektedir. Holdinglere, büyük şirketlere aktardığı avantaların sorumlusudur.”

Sosyalist eğilimli Frontline dergisi, sosyalistlerle Üçüncü Cephe’de yer alan diğer partiler arasında ideolojik bütünlük olmadığını esasen birçoğunun geçmişlerinde Kongre veya BJP ile oluşturulan oportünist ittifakların yer aldığını vurguluyor ve Cephe’nin kalıcı olamayacağını düşünüyor.

Öte yandan, Economic and Political Weekly dergisi, bir grup aydının kaleme aldığı farklı bir çağrı yayımlıyor. Çağrı, Modi’nin iktidara gelmesinin temel haklara, laikliğe karşı ağır bir tehdit olacağı saptamasından hareket ediyor ve devam ediyor: “Tüm solcu ve laik güçlerin temel önceliği Modi ve BJP’nin yenilgisi olmalıdır. Bu, BJP-karşıtı tüm oyları birleştiren yani tüm laik partileri, bağımsızları ve Kongre’yi içeren bir Birleşik Cephe oluşturmadan sağlanamaz. Sol’un Kongre Partisi’ni de içeren bir Birleşik Cephe seçeneğini reddetmesi, Alman komünistlerinin Sosyal Demokratlara ‘sosyal faşizm’ teorisi aracılığıyla saldırarak Hitler’in iktidara geliş yolunu açmasını andırıyor. Laik adayların anlaşamadığı bölgelerde, seçmenler BJP’yi yenme olasılığı en güçlü Modi-karşıtı aday etrafında birleşmelidirler.”

***

2014’te Türkiye ve Hindistan… Halk sınıflarının açmazları, solcuların sorunları ne kadar benzeşiyor… İzlemeyi, tartışmayı sürdürmek üzere…