Uluslararası Nâzım Hikmet Şiir Ödülü

Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı, vermekte olduğu Uluslararası Nâzım Hikmet Şiir Ödülü'nün bu yılki sonucunu açıkladı. Daha önce Adonis, Aimé Cesaire ve Mahmud Derviş'in aldığı ödülün bu yılki sahibi Danimarkalı Erik Stinus.

Hem çok yerinde bir seçim diye düşünüyorum, hem de zamanlaması çok anlamlı. Çok yerinde, çünkü Nâzım Hikmet adına ödül vermek güzel, ama o oranda sorumluluk isteyen bir iş. Öncelikle amacının çok iyi belirlenmesi ve gerekçesinin bir değerlendirme ağırlığı ortaya koyması gerekiyor. Kurum olarak Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı'nın bunu üstlenmesi yerinde, ama amacın böyle bir değerlendirme ağırlığıyla ortaya konduğu söylenebilir mi?

Daha önce ödül verilenleri göz önüne aldığımızda, Adonis ve Aimé Cesaire için bir şey diyemiyorum. Ama Mahmud Derviş, değerlendirme konusunda açıklayıcı bir seçimdi. Nâzım Hikmet'in şiiri üzerinden yapılacak bir değerlendirme, onun dünya şiirine getirdiği açılımları gündeme taşımalı diyebiliriz. Onun yol açıcı özelliğiyle ödül verilen ozanlar arasında kurulacak ilişki, o ilişkiye yapılacak vurgu önem kazanıyor burda. Mahmud Derviş'in seçiminde bunu açıkça görüyoruz.

Mahmud Derviş'ten sonra Erik Stinus da amaca ulaşıldığını gösteren, çok yerinde bir seçim. Nedeni üstünde dururken, Nâzım Hikmet'in kendi ülkesindeki kimi ozanlar, ister istemez akla geliyor. Çünkü içlerinde, Nâzım Hikmet şiirinden yakınanlar, kendi gelişimlerini engellemiş sayanlar bile var. Onun şiire açtığı yolda yürümeyi, "onun gibi yazmak"la bir tutup, onun şiirinin gölgesinde kalmış olmakla yakınmaktan kendilerini alamıyorlar. Buldukları, dolayısıyla önerdikleri çözüm ise, Nâzım Hikmet yerine, kendi kültürlerinden her şeyiyle çok uzak başka edebiyatların ozanlarını usta bellemek, onların şiirine sığınmak.

Oysa Mahmud Derviş ya da Erik Stinus üzerinden baktığımızda, Nâzım Hikmet'in açılımını iyi özümlemenin, benzer şiirler yazmak yerine, onların kendi şiirlerini geliştirmeye yaradığını, yürüyecekleri yolu aydınlattığını, bunun da onlara özgünlük sağladığını görüyoruz. İkinci Dünya Savaşı ertesindeki arayış kuşağının bir temsilcisi olan Erik Stinus, Nâzım Hikmet'i özümlemekle bir dünya yurttaşı olmaya yönelmiştir. Çünkü şiir tanımında Nâzım Hikmet'in şu dizeleri ona yön gösterici olmuştur:

"Annelerin ninnilerinden

spikerin okuduğu habere kadar

yürekte, kitapta

ve sokakta yenebilmek yalanı,

anlamak sevgilim, o müthiş bir bahtiyarlık

anlamak gideni ve gelmekte olanı."

Erik Stinus, kendi ülkesine, toplumuna bakışta, Nâzım Hikmet'in "gideni ve gelmekte olanı" kucaklayıcı yaklaşımından yola çıkmış, o ülke ve toplumun nasıl bir dünya üzerinde yer aldığını, o dünyayı yansıtmadan ülkesine ve toplumuna tam anlamıyla seslenemeyeceğini kavramıştır. Şiirini oluşturan bütünlük, bu açılımı özümlemesinin sonucunda gerçeklik kazanmıştır.

Evet, ödülün bu yılki seçimi çok yerinde. Zamanlaması ise, sağlık sorunları açısından çok ciddi bir durumda bulunan Erik Stinus'u, bugüne kadarki sanat emeğinin birikimi için çok anlamlı bir değerbilirlikle yüz yüze getiriyor.

[email protected]

www.blogcu.com/kemalozer

www.kemalozer.net