Fırat Tanış'ın “Aptal Peygamber” başlıklı yazısı 27 Nisan 2013 Cumartesi tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.
Hava ne güzel. Bahara her gelişinde şaşırmak muhteşem. Şaşırmak ne muhteşem. Ne büyük sürpriz.Kadıköy-BLOK’tayım, salonda çalışma var. Yaşayan en büyük clown (palyaço) René, palyaço üstüne bir atölye çalışması yapıyor bugün. Dışarıdaki hava kadar muhteşem bir şey bu.
René, kendini 2. Dünya Savaşı sonrası (72 yaşında) dünyanın en ihtiyaç duyduğu şeyi, barışı yaymaya adamış. “Aptal Peygamber” (Prophet Fool) ismini verdiği bir kahramanı var. Bu kahraman üstüne bindiği bir tahta parçasında dünyayı dolaşıyor ve kuş cıvıltıısına benzeyen ıslıkla davetine karşılık verenleri peşine takıp, dağ, tepe, cadde, sokak dolaşıyor. İnternetten izlediğim videolarında arkasına takılan yüzlerce insan gördüm. Bahar kadar muhteşemdiler.
Onu hayretle izleyen kalabalıklara yaptığı bir de konuşma var:
“Dünyanın tüm halkları. Size bir şey söylememe izin verin. Sizi barışa davet ediyorum. Sizi dünyanın ortasına, dansa davet ediyorum.”
İnsanların hiç düşünmeden, kendini Aptal Peygamber olarak tanıtan, sopaya binmiş bu adamın arkasına takılmaları hayret verici geliyor bana. Bu yalın eylemin içinde istisnasız tüm insanlığın karşı koyamadığı bir güç olsa gerek. Bizlerin paylaşmak ve var etmek gibi tüm olumlu geri dönüşlere nasıl da bağımlı olduğumuzu anlatır gibi.
Aynı güç René’nin dün doğduğu dünyada ölüme koşma pahasına tüm Avrupa’yı, bugün iktidar uğruna, cihat uğruna, petrol uğruna, insanlığı peşine takan akıllı Peygamberlerin penceresinden el sallıyor.
Ne kadar peygamber var anasını satayım.
Hepsi de René gibi bindikleri iktidarın yalandan atıyla (penis gibi), başka zamanlarda, başka yapılarda. Hepsi aynı. Biz René’nin peşine takılıyoruz, Moda’ya doğru.
Var mı gelen?