Bir meydanda bir milyon iki yüz bin komünist

Sol Haber Portalı sitesinin üst kısmında bir kategori bandı göreceksiniz, en sonunda bulunan ICP’nin üzerini tıkladığınızda ismi “International Communist Press” olan ve İngilizce yayın yapan bir siteye ulaşacaksınız (www.icp.sol.org.tr).  Site Sovyetler Birliği’nin çözülüşünden sonra siyasi olarak geri plana çekilen Komünist Partiler dünyasını,  program farklılıklarını göz önünde bulundurmadan öne çıkarmaya çalışıyor.  

Dünyada hemen bütün medyanın sermaye sınıfına ait olduğu düşünülürse, komünist ve işçi sınıfı partileriyle ilgili haberlerin görmezden gelineceğini, çarpıtılacağını veya fabrikasyon haber yapılacağını tahmin edebilirsiniz.

Bu nedenle, ICP’nin işlevi mütevazı kaynaklarına rağmen, çok önemli gözüküyor.

Bundan tam yüz yıl önce, Lenin “Emperyalizm” kitabını kaleme aldığında, daha doğrusu bu kitabı yazarak dünyaya müdahale ettiğinde, dünyada bir elin parmakları kadar sosyal demokrat işçi partisi vardı. Dünyanın büyük çoğunluğu dört-beş emperyalist ülkenin paylaştığı sömürge veya yarı-sömürge ülkelerden oluşuyordu. Çoğunda henüz hatırı sayılır bir işçi sınıfından bile bahsetmek mümkün değildi.

Lenin’in müdahalesi bugün de meşru, fakat dünya en azından içerik olarak çok değişti. Bugün resmi olarak tanımlı 194 ülkede işçi sınıfı ve çoğunda sosyalist devrimin aciliyeti programlarına göre değişse de insanlığın eşitliği ve özgürlüğünü talep eden bir komünist partisi bulunuyor.

Geçen sene uluslararası bir toplantıda siyahi genç bir adam yanıma gelip kendini Swaziland Komünist Partisi delegesi olarak tanıttı, neresi olduğunu çıkaramadığımı belli etmemeye çalıştım. Sonra ortak bir toplantıda söz aldığında olay çözüldü, hemen Güney Afrika Cumhuriyeti sınırında küçük bir ülkeymiş ve tüm mülkiyet Kral’a aitmiş. Güney Afrika’dan yayın yapan radyolarından bahsetti, çok samimi olarak ne yapmalıyız, diye soruyordu.

ICP yayın hayatına başlayalı henüz 4 ay bile olmadı, hem uluslararası düzeyde yeterince tanınmıyor, hem de dilinin İngilizce olması önemli bir kısıt, dünyadaki komünistlerin ve sempatizanlarının büyük çoğunluğu İngilizce bilmiyor. Şimdilik haberlerin her biri, siz de bakınca fark edeceksiniz, ortalama 25 kere paylaşılıyor.

Ancak iki hafta önce bir patlama yaşandı ve Hindistan Komünist Partisi’nin yaptığı miting haberi kısa bir süre içinde 8 bin kez paylaşıldı.

Haber kısaca şöyleydi, 27 Aralık’ta parti kongresi öncesinde Batı Bengal’de farklı saldırılarda 171 solcunun öldürülmesini protesto etmek üzere Kalküta’da bir miting düzenliyorlar. Fotoğrafa dikkatle bakmanızı öneririm, meydanda 1.200.000 komünist var. Evet, Hindistan kalabalık bir ülke, ama Hindistan için bile ilk kez komünistler tarafından bu kadar büyük bir miting düzenleniyormuş.


 

Şimdi diyeceksiniz, bunda ne var, Küba’da her 1 Mayıs’ta bir milyon insan toplanıyor. Aynı şey değil, bir kere Küba sosyalist bir ülke ve katılanların çoğu sosyalist ve yurtsever de olsalar komünist parti üyesi değiller. Türkiye’nin dört katı büyüklüğünde, halkının yoksul olduğu ve her yıl onlarca komünistin öldürüldüğü bir ülkenin her tarafından parti üyelerini bir meydana toplamak az şey değil. Tabi ki bu dünyada sosyalist devrime en yakın ülkenin Hindistan olduğunu bize göstermiyor, bunun başka kriterleri var.

Bu kadar çok paylaşılmasında Hintli komünistlerin payı büyük olmalı, fakat bu haberden sonra aynı partiyle ilgili iki haber daha yayınlandı, biri eski genel sekreterinin ölümüyle, diğeri ise genel kurulun sonuç bildirgesiyle ilgiliydi. Her iki haber de çok az paylaşıldı.

Buradan şunu çıkarmak mümkün, emekçi sınıfların bugün cesaret ve irade ile belirlenen devrimci bir güce gereksinimi var.

Olağanüstü moral bir çöküntü yaşayan,  gericiliğin, faşizmin, savaşların her tarafı kapladığı dünyanın ve insanlığın eğer bir geleceği olacaksa bu komünist partiler eliyle olacak.

Eğer Ali Koç gibi sömürücü değilseniz, sizlere de bu süreçte bir sorumluluk düşüyor.