Üzüm Üzüme Baka Baka Kararır… AHMET ÇINAR (Manisa)

Manisa'nın sembolü üzüm.

Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en kaliteli üzümleri Manisa'nın bağlarında yetişiyor. Bu, su götürmez bir gerçek.

On gündür Manisa'daki üzüm üreticileriyle konuşuyorum.

Oturup birlikte hesaplar yapıyoruz: Doluya koyuyoruz, almıyor boşa koyuyoruz, dolmuyor!

Üzüm yetiştiricileri, üreticiler beyaz bayrağı çekmek üzereler.

***
Hikâye çok eski değil. Son 25 yılın liberalleşme, neo-liberalleşme, serbest piyasaya geçme hikâyesi ne kadar eskiyse, tütün, pamuk ve üzüm üreticisinin yok edilme hikâyesi de o kadar eski.

Önce tütün üreticileri yok edildi.

Sonra pamuk bitti.

Şimdi sıra üzümcülere geldi.

Amaç son derece açık: Türkiye'yi tüketici bir ülke haline getirmek.

Tütün üreticisiyken, tütün tüketicisi haline getirildik.

Pamuk üreticisiyken, pamuk tüketicisi haline getirildik.

Şimdi aynı senaryo sahneye konuldu: Üzüm üreticisiyken, üzüm tüketicisi haline getirileceğiz.

***

Elbette tüm bunlar kendi kendine olmadı. Tütüncü ile pamukçuyu yok eden anlayış, üzümcüyü de aynı yöntemlerle yok etmeye niyetli.

2008 hasat döneminde 1 kilogram üzümün maliyeti 1.65 YTL.

Şu anda üzüm tüccarları, üzümü kaç liradan alıyorlar biliyor musunuz: 1.25 YTL'den.

Üzüm üreticisi çiftçi, tüccarın insafına ve vicdanına terk edilmiş durumda.

Hükümet, fiyatları dengeleyici alım yapsa, tüccar bu kadar rahat at koşturamayacak. Üreticinin, çiftçinin kanını, iliğini ememeyecek.

Üzüm meselesini rakamlara, istatistiklere boğmanın anlamı yok.

Mesele şudur: AKP hükümeti, tüccarın istediği gibi at koşturabilmesi için gereken zemini hazırlamıştır. Üzüm üreticisini, tüccarın kucağına itmiş, "Al şu üreticiyi, al şu çiftçiyi tepe tepe sömür" demiştir.

Olay bu kadar açık, bu kadar net, bu kadar berraktır.

Kör olmak bile, bu gerçeği görmeye engel değildir.

Bu gerçeği görememek için, ancak ve ancak "akıl tutulmasına" uğramak gerekir.

***

Sözü burada Üzüm Üreticileri Sendikası (Üzüm-Sen) Genel Başkanı Adnan Çobanoğlu'na bırakalım:

Yedi-sekiz yıl öncesine kadar dünya üzüm üretiminde altıncı sırada olduğumuz söyleniyordu.

Bu nedenle dünya çekirdeksiz kuru üzüm fiyatlarının belirlenmesinde daha ikincil bir rol oynamak zorunda kaldığımız anlatılıyordu.

2007 ve 2008 yıllarında ise üzüm üreticisi ülkelerde stok kalmadığı ve yüzde 30 ile yüzde 50 arasında rekolte düşüşü yaşandığı biliniyor.

Bu demektir ki, dünya çekirdeksiz kuru üzüm fiyatlarının oluşmasında, önemli bir belirleyen olabiliriz, çünkü bizim kuru üzümümüze dünya ölçeğinde eskisinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.

Ama nerde?

Ne yazık ki, dünyada ki önemli konumumuz hiç bir şey değiştirmiyor, kuru üzüme ve üzüm üreticilerine de gerekli önem ve destek verilmiyor.

Çeşitli oyunlarla, üreticilere ürünleri maliyetinin altında sattırılıyor.

Mayıs ayında yükselen çekirdeksiz kuru üzüm fiyatları 2008-2009 sezonu başlarken borsada tekrar 1.50- 1.60 YTL'den işlem görmeye başladı.

Halbuki üretici kuru üzümünü maliyet + yüzde 25 kar payı + insanca yaşam payı hesaplaması ile kilogramı en az 2.30-2.40 YTL civarında satabilirse, önümüzde ki sezon daha rahat üzüm üretebilir.

Çünkü bu yıl kuru üzümün üreticilere kilogram maliyeti 1.55-1.60YTL civarında.

***

Yani, tüccar ve ihracatçıların "serbest piyasa"larında oluşturdukları fiyat, çiftçinin maliyet fiyatı.

IMF ve Dünya Bankası'nın dayattığı tarım politikaları nedeniyle artık "taban fiyatı" uygulamasının kaldırılması, ihracatçılar ve tüccarları rahatlatıyor, üreticilerin hiçbir söz hakkının bulunmadığı ticaret borsalarında fiyat belirleniyor.

Bunun adına da "serbest piyasa" diyorlar.

Bu düpedüz vampirliktir.

Barbarlıktır.

***

Çözüm bulması gereken yetkililer ise çözüm olarak üreticinin ürününü bekletmesini, pazara parça parça sunmasını öneriyorlar.

Geçen yıllarda da aynı şeyleri söylemişlerdi.

Peki, hangi küçük üretici ürününü satmadan, bekleterek yaşamını devam ettirebilir?

Bir yıl boyunca bankalardan, tarım kredi kooperatiflerinden, Tariş'ten kredi çekerek yaşamını ve üretimini devam ettirmek zorunda kalmış olan üreticilerin, alacaklıları da bekleyecekler mi?

***

Tavşana kaç, tazıya tut!

İşte serbest piyasa...

İşte AKP hükümeti...

İşte barbarlık...

Üzümün sonu, tıpkı tütün ve pamuk gibi olacak.

Eskiden "üzüm üzüme baka baka kararırdı."

Şimdi üzüm tütüne baka baka, pamuğa baka baka kararacak.

Kararacak, kararacak...

Yok olacak!