Size don olan, bana gömlek olsun!

KENTİN SESİ - MANİSA yazıları

(Aşağıdaki yazı, iki yıldır her çarşamba yazdığım bir yerel gazeteye, Manisa Haber gazetesine gönderilmiş, ancak o gazetede sansürlenmiş, yayımlanmamış bir yazıdır. Sansürlendi sansürlenmesine ama bir haftadır kentte fotokopi marifetiyle elden ele dolaştı, en ücra köşelere bile ulaştı. soL okurlarına da ulaşsın diye, bu hafta burada yayımlamak istedim.)

Seçime 18 gün kaldı.

18 gün sonra herkes sandığa gidecek.

AKP'nin Manisa adayı Bülent Kar kampanyasını sürdürüyor.

Muhalefet adayları da kampanyalarını sürdürüyorlar.

Bülent Kar'ın "Pişman oldum" dediği bir olay var: Sümerbank meselesi.

Sümerbank'ın Özelleştirme İdaresi'nden iki buçuk milyon dolara satın alınıp Hollandalı Redevco şirketine 25 milyon avroya satılması olayı.

Olay mahkemelik.

Hem de ne mahkeme. Halen devam eden sekiz ayrı dava. Kimisi Manisa'da, kimisi Ankara'da, kimisi Yargıtay'da.

Olay karman çorman.

Manisa'nın belediye başkanı "görevi zincirleme biçimde kötüye kullanma" suçundan yargılandı, yerel mahkeme beraat ettirdi ama dosya Yargıtay'a "temyize" gitti. DAVA BİTMEDİ, SÜRÜYOR.

Şirketin bazı ortakları Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde evrakta sahtecilikten YARGILANIYOR. DAVA SÜRÜYOR.

Özelleştirme İdaresi, Sümerbank'ı sattığı Manisa Ortak Girişim Grubu AŞ'ye "tapu iptal davası" açmış. DAVA SÜRÜYOR.

Sümerbank'ı üçe satın alıp on üçe Hollandalıya satanlar paralarını alamadılar, para bankada, mahkeme kararıyla bloke edildi. DAVA SÜRÜYOR.

Davanın bilirkişisi olan Mühendislik Fakültesi Dekanı, makam odası basıldığı ve tehdit edildiği gerekçesiyle dava açtı. DAVA SÜRÜYOR.

Hal böyleyken...

Manisalının yarım asırlık el emeği göz nuru Sümerbank üzerinden kolay para kazanmak isteyenler, hiçbir şey olmamış gibi seçim arenasında boy gösterirken...

Muhalefet partilerine bakıyorum da...

TIK YOK.

ÇIT YOK.

SES YOK.

NEFES YOK.

***

Bir tek Ahmet Çınar köşesinde alıp dönüp bunu yazıyor.

Deli gibi, divane gibi yazıyor.

Ama artık yağma yok.

Mahallenin delisi biz değiliz, mahallenin Don Kişot'u da biz değiliz.

Ben yurtseverlik görevimi iki yıldır dur durak bilmeden yerine getiriyorum. Ben vicdan sahibi bir Manisalı ve de köşe yazarı olarak sosyal sorumluluğumu yerine getiriyorum.

Ama Manisa'yı yönetmeye talip olan MHP adayı CENGİZ ERGÜN, CHP adayı ÖZGÜR ÖZEL, ANAP adayı ADİL AYGÜL, DP adayı ATİLLA EFENDİOĞLU bugüne kadar bir basın toplantısını Sümerbank yağmasına ayırıp da, "Manisa'daki Sümerbank ayıbını temizleyeceğiz" demediler, diyemediler.

Ana muhalefet partisinin milletvekili Şahin Mengü, göreve geldiğinden beri "Sümerbank dosyasını inceliyor."

Nasıl bir incelemekse!

Buradan iddia ediyorum, kışkırtıyorum, tahrik ediyorum.

Manisa'yı yönetmeye talip olan muhalefet adayları CENGİZ ERGÜN, ÖZGÜR ÖZEL, ADİL AYGÜL, ATİLLA EFENDİOĞLU, konusu ve gündemi sadece "Sümerbank Yağması" olan bir basın toplantısı düzenleyebilemezler.

"Manisa'nın sırtındaki Sümerbank ayıbını şu plan dahilinde temizleyeceğiz" diyerek kamuoyuna bir temizlik planı sunabilemezler.

Bahaneleri de hazır: Yargıya intikal etmiş bir konuyu siyaset malzemesi yapamayız filan diyeceklerdir.

Bunları geçiniz!

Ortada kabak gibi bir durum var.

Muvazaalı bir alışveriş var.

Üçe alıp on üçe satış var.

Kamuoyu vicdanını sızım sızım sızlatan, inim inim inleten bir yamuk durum var.

Konunun baş aktörü Bülent Kar'ın bile "Pişman oldum, böyle olacağını bilsem bu işe girişmezdim" dediği fevkalade vahim bir hadise var.

Ama gelin görün ki...

CENGİZ ERGÜN'DEN SES YOK...

ÖZGÜR ÖZEL'DEN NEFES YOK...

ADİL AYGÜL'DEN TIK YOK...

ATİLLA EFENDİOĞLU'NDAN TIS YOK...

Eeee, bu durumda Ahmet Çınar'a da ne yemek düşer, hepiniz bilirsiniz!

Bugünden itibaren, "Âlemin Don Kişot'u ben değilim" diyorum. Ve Sümerbank konusuna ilişkin tek satır YAZ-MI-YO-RUM...

Ne haliniz varsa görün.

Size don olan bana gömlek olsun!

***

Muhalefet partileri, neden sıkı bir muhalefet yapamıyorlar biliyor musunuz arkadaşlar...

Şu Sümerbank hadisesi de bana öğretti ki... Hangi parti yerel yönetimi eline geçirirse geçirsin... Manisa'yı sadece ve sadece bu kentin baronları, baronesleri, para babaları yönetecek...

O yüzden ha AKP seçilmiş, ha MHP...

Ha ANAP kazanmış seçimi, ha CHP...

Hiç fark etmiyor...

Nerden mi anlıyorum?

Sümerbank meselesinden anlıyorum efendiler, Sümerbank meselesinden!

Manisa'da her zaman galip gelenler, bu kentin BARONLARIDIR.

Ağa babalarıdır...

Kendilerini Manisa'nın sahibi zannedenlerdir...

Onların ideolojisi, partisi, pırtısı yoktur...

Sadece ve sadece çıkarları vardır...

İşkembeleri vardır...

Doymak bilmez iştahları vardır.

Ve onlar için hedefe ulaşmak için her yol mübahtır.

***

Ulan, bu Manisa'yı madem "baronlar" yönetecek...

Madem "kent denilince akıllarına rant gelenler" yönetecek bu Manisa'yı...

Madem halkımız da, öyle yolsuzlukmuş, usulsüzlükmüş, rantiyecilikmiş, hap yapıp para kapmakmış, yandaş zengin etmekmiş, böyle şeyleri umursamayacak...

Madem, hangi parti gelirse gelsin, hangi iktidar yönetirse yönetsin, kentin baronları her iktidara gelene el ense çekip kafakola alacak...

Madem, bu kentin kaderine, geleceğine kentin baronları karar verecek...

O zaman bana ne yahu!

Bana ne be!

Al birini, vur ötekine...

Ben bakarım keyfime...

Seçim benim neyime...

Aşk ile, şevk ile bir daha: SİZE DON OLAN, BANA GÖMLEK OLSUN!

***

Sevgili Nihat Behram'dan özür dileyerek, onun 25 Şubat 2009 günü soL'da yayımladığı bir yazısından ilham alarak şunları yazmak istiyorum:

Manisa Belediye Başkanı Bülent Kar'a da hayret ediyorum doğrusu...

Her konuşmasında "Manisam" diyor.

Nerden senin Manisan oluyor?

Kenti parselleyip satan, topluma ait olan gayrimenkulleri özelleştirme adı altına haraç mezat satışa çıkaran sen değil misin?

Manisa Belediyesi'ni borç batağına sürükleyen sen değil misin?

Belediyeyi bankalara borçlandıran sen değil misin?

Kentin gayrimenkullerini satıp savıp, "hayırsız evlat" gibi mirasyedilik yapan sen değil misin?

Kentin yarım asırlık değeri Sümerbank'ı yanına zengin ortaklar alıp ucuza kapatan, sonra da Hollandalı firmaya pahalıya satan sen değil misin?

"Benim Manisam" diyorsun bir de...

Genel Başkanınızın diliyle konuşayım:

ONE MINUTE, ONE MINUTE SATMAYACAKSIN!

Halkın, belediyenin, kamunun malını mülkünü satmayacaksın...

Zeytinliklerin, tarım arazilerinin üstüne çöplük yapmaya yeltenmeyeceksin...

Gözün gibi koruyacaksın!

Belediye başkanı sıfatınla şirketlere başkanlık edip ticarete sıvanmayacaksın!

İmarda yeşil alan olarak görünen yere koskoca bina dikip ticaret yapıyorlarsa, mahkeme de iki kez üst üste yürütmeyi durdurma kararı verdiyse, gereğini yapıp yürütmeyi durduracaksın!

Binayı mühürleyeceksin!

Görmezden, bilmezden, duymazdan gelmeyeceksin!

Üç maymunu oynamayacaksın!

Aklını başına alacaksın!

Nerden senin Manisan oluyormuş?

"Benim" diye sahiplendiğin yer Manisa ise, işte orada "One minute"...

Duracaksın!

Sormamız gereken şeyler var!

Şu belediye şirketi BESOT nedir? Ne menem bir şeydir? Nasıl bir şirkettir? Geliri nerdendir, ne kadardır, gideri nereyedir, ne kadardır?

Sokakları kiraya çıkarıp, otomobilini park edenden beş akçe, etmeyenden döve döve on beş akçe almayı Deli Dumrul'dan mı öğrendin?

İnsanın, "Benim" dediği şey, kentiyse eğer, canından daha değerlidir arkasında canıyla durur!

Açlığını, acısını kendi sarınır, sevincini şölenini ona bırakır!

"Benim kentim" duygusu böyle yaşanır!

Din örtüsü altında, "Bas parayı al burayı" türü siyaset yapanları çok gördük biz.

Kusura bakma Sayın Başkan...

"Manisam" lafı pek iğreti kalıyor ağzında...