Pabuçlarımın komünisti!

KENTİN SESİ - MANİSA Yazıları

Geçen hafta sonu AKP’li Devlet Bakanı Mehmet Aydın Manisa’daydı.

Ertesi gün Manisa’nın yerel gazetelerinde bir haber:

“Devlet Bakanı Mehmet Aydın’la karşılaşan bir esnaf, Bakan’ın yanına gelerek ‘Sayın Bakanım, ben kırk yıllık komünistim ama evet oyu vereceğim’ dedi.”

Haber aynen böyle…

Kameraların, gazetecilerin önünde gerçekleşen bu konuşma, elbette kentin yerel gazetelerinde “altı çizilerek” ve “vurgulanarak” verildi.

Ben de, abonesi olmadığım yerel gazeteyi, haberin birinci sayfadan verildiği gün işyerime gidince masamın üzerinde buldum.

Belli ki, söz konusu haberi özellikle okumam isteniyor.

Belli ki, masama kim tarafından bırakıldığını bilemediğim gazetedeki haberle, bana mesaj verilmek isteniyor.

Belli ki, haberi okuyunca “Vay beee kırk yıllık komünist evet diyor, ben de şu hayır sevdasından vazgeçip evet demeliyim” demem bekleniyor!

***

“Avucunuzu yalarsınız!” deyip geçmek de var. Ama şu “pabuçlarımın komünistine” bir çift laf etmeden geçemeyeceğim.

AKP’nin Amerikancı, piyasacı, gerici anayasasına “evet” diyorsanız eğer, komünistliğin k’sini bile ağzınıza alma hakkını yitirirsiniz. Önce bunu belirtelim.

Peki neden?

Bu anayasanın üç temel özelliği var.

İlk özelliği Amerikancı olması.

ABD Büyükelçisi James F. Jeffry, aylar öncesinden bu anayasaya taraftar toplamaya başlamıştı. 24 Mart 2010’da Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Binası Konferans Salonu’nda, Fulbright Bursiyerleri Derneği’nce düzenlenen bir toplantıya katılıyor ve açık açık AKP'nin anayasa değişikliğine destek istiyordu.

Resmen AKP anayasası hesabına lobi faaliyetinde bulunan bir büyükelçiyle karşı karşıyayız.

12 Eylül 1980’de postallı “bizim çocuklara” yaptırılan darbe, otuz yıl sonra takunyalı “bizim çocuklara” yaptırılmak isteniyor.

“Bizim çocuklar”, aynı çocuklar.

Biri askeri, biri sivil…

Biri postallı, biri takunyalı…

Ne fark eder!

***

Bu anayasanın ikinci önemli özelliği piyasacı olması.

Recep Tayyip Erdoğan’ın, yüksek mahkemeler tarafından iptal edilen özelleştirmeler yüzünden nasıl yakındığını hepimiz biliyoruz.

Emin olun, bu anayasa geçerse, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde özelleştirmeler konusunda yeni bir döneme girilecektir.

Özelleştirme çılgınlığında çığır açılacaktır.

Engel yok, mahkeme yok, iptal kararı yok.

Oh ne âlâ memleket!

Piyasacılığın daniskasını yaşayacaksınız bu anayasayla, haberiniz ola!

***

Bu anayasanın üçüncü önemli özelliği gerici olmasıdır.

Yasamanın, yürütmenin, yargının birbirine karıştığı hiçbir erkin hiçbir erki denetleyemediği “güçlü yürütme” adı altında yargının, siyasal iktidarın emrine verildiği bir döneme girilecektir.

Sultanlık dönemine… Saltanat dönemine… Gericilik dönemine…

***

Tırnak içindeki “solcu”lara seslenmek istiyorum:

Yargıdan yakınıyordu Tayyip Erdoğan, Haydarpaşa Garı’nı satamıyoruz, Galataport ihalesini yapamıyoruz, yargı ihaleyi iptal ediyor diye…

Bundan sonra yakınmayacak. Sizin sayenizde.

Yargıdan yakınıyordu Tayyip Erdoğan, özelleştirmelere engel oluyor Anayasa Mahkemesi diye…

Bundan sonra yakınmayacak. Sizin sayenizde.

Yargıdan yakınıyordu Tayyip Erdoğan, İzmir, Samsun, Bandırma limanları satılırken, yargı süreci uzuyor, yabancı sermaye ülkeden kaçıyor diye…

Bundan sonra yakınmayacak. Sizin sayenizde.

Yargıdan yakınıyordu Tayyip Erdoğan, mahkeme Turgutlu Çal Dağı’nı İngiliz maden şirketine kiralayanlara “dur” dedi diye…

Bundan sonra yakınmayacak. Sizin sayenizde.

Sizin evetleriniz sayesinde kabul edilirse bu anayasa eğer, özelleştirmelerin önünde hiçbir engel kalmayacak, satışların önünde hiçbir mahkeme duramayacak, hiçbir peşkeş girişimi “kamu yararı” adına iptal edilemeyecek.

Memleket dikensiz gül bahçesine dönecek, Tayyip Erdoğan ve arkadaşları açısından.

Denetim yok, mahkeme kararı yok, engel yok.

Sat satabildiğince, sav savabildiğince…

Kamu yararıymış, hukukmuş, hakmış, adaletmiş…

Kim takar bunları, kim takar!

Yargıtay’ın adı değişip “Yargıtayyip” olduktan sonra…

Danıştay’ın adını “Danıştayyip” olarak değiştirdikten sonra…

Sayıştay’a bundan böyle “Sayıştayyip” dedikten sonra…

Kim takar hukuku filan!

AKP açısından memleket artık “dikensiz bir gül bahçesi” olacak.

Kılçıksız.

Sorunsuz.

***

Kimin sayesinde?

Sizin evetleriniz sayesinde ey “solcu” arkadaşlar…

Size solcu filan da diyemiyorum, o yüzden sizi anarken tırnak içinde “solcu” diyorum.

Solcu değilsiniz siz artık.

“Solcu”sunuz!

AKP yolunda yolcusunuz!