Manisa’nın yerel gazetelerinde okuyamayacağınız bir yazı…

KENTİN SESİ - MANİSA Yazıları

Aşağıdaki yazı Çal Dağı’na dairdir.

Çal Dağı’nın nasıl çalındığına dairdir.

Çal Dağı’nda olup bitenler, dünyanın taşını toprağını sömüren çok uluslu şirketlerin, tekellerin, kartellerin, tröstlerin bu işleri nasıl yürüttüğüne dair önemli ipuçları verdiği için önemlidir.

Çal Dağı belki küçük bir dağdır. Ama semboldür. Önemsenmelidir.

Çal Dağı, Gediz Ovası’nın geleceğidir.

Çal Dağı, havadır, sudur, yaşamdır.

Ekmektir Çal Dağı, emektir.

Alıp dönüp Çal Dağı’nı yazmamız, işte bundandır.

***

Çal Dağı’nı İngiliz sermayeli Sardes Nikel Madencilik AŞ’ye tahsis eden, AKP hükümetidir.

3 Nisan 2009’da AKP’li Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun imzasıyla Çal Dağı’ndaki 3 milyon 297 bin 832 metrekare orman arazisi, İngiliz sermayeli Sardes Nikel Madencilik’e 2026 yılına kadar tahsis edilmiştir. Maden işletmeye açıldıktan sonra işgal edeceği toplam alan 1831 hektardır.

Söz konusu maden firması, Çal Dağı’nda “sülfirik asitli yığın liçi” yöntemiyle nikel madeni çıkaracak.

***

Bunları işkembeden sallamıyorum.

TEMA Vakfı Bilim Kurulu adına Metalurji Yüksek Mühendisi Prof. İsmail Duman’ın yazdığı “Çal Dağı Nikel İşletmesinin Orman Varlığına ve Dolayısıyla Ekosisteme Olumsuz Etkileri” başlıklı rapordan aktarıyorum.

Ah keşke mümkün yer olsa da, 15 sayfalık raporun tamamını yayımlayabilsek.

***

Prof. Duman, raporun sonuç bölümünde şöyle diyor:

“ÇED Raporu’nda belirtildiği kadarıyla şirket 15 yılda toplam 144 milyon dolar vergi, 19.3 milyon dolar devlet hakkı, 4.5 milyon dolar orman vergileri olmak üzere 168 milyon dolarlık yarar sağlayıp 4.68 milyon dolarlık zarar verecektir. Böylece toplam yararı 163 milyon dolar olacaktır.

Turgutlu’nun 15 yıllık tarım üretimi 5.1 milyar dolar tutmaktadır. Sadece bir defa kazanılacak olan 163 milyon dolar için, 5.1 milyar doları ve gelecekteki 5.1 milyar dolarları riske atacak mıyız? Esas buna karar vermemiz gerekiyor.

Yığın liçi yöntemiyle nikel üretimi DÜNYADA İLK KEZ Türkiye’de yapılacaktır. Dünyanın başka bir yerinde bugüne kadar neden yapılmadı acaba?

Bundan böyle başka devletleri ikna etmek için Türkiye’nin örnek gösterileceğinden kimsenin kuşkusu olmasın!”

Çal Dağı’nda açık liç yığınları için yaklaşık bin dönüm arazi gerekiyor. Burada binlerce ağaç ve fidan kesilecek. Haberiniz var mı?

***

1995’ten beri Manisa milletvekili olan, halen başbakan yardımcılığı koltuğunda oturan, yerel gazetelerde hakkında övgüler düzülen, Manisa’nın medar-ı iftiharı ilan edilen Bülent Arınç, bugüne kadar Çal Dağı’na dair ağzını açıp da tek kelime edememiştir.

Edemez de!

Bülent Arınç, Çal Dağı’ndaki bu kumpasa ilişkin tek kelime etmeyince, onun uydusu olan, onun yörüngesinden çıkamayan yerel gazeteler de, bu konuda tek kelime ya-za-maz-lar!

Sayın Arınç, İngiliz sermayeli Sardes Nikel Madencilik AŞ’ye niçin tek kelime laf edememektedir?

Yoksa kendisi Manisa milletvekili değil de, Londra milletvekili midir? Winchester milletvekili midir? Oxford milletvekili midir? Greenwich milletvekili midir?

Avrupa Birliği sevdalısı bir insan olarak, kendisini Londra milletvekili sanıyor olabilir.

Ama kendisinin aslında Manisa milletvekili olduğunu hemşerileri kendisine ilk seçimde hatırlatmalıdır.

***

İşin başka bir boyutu…

Çal Dağı’nın savunucusu yurtsever avukat Hasan Namak, Çevre ve Orman İl Müdürlüğü’nden bazı belgeler ve bilgiler istiyor, ne yazık ki alamıyor.

Kozmik odada saklanan gizli belgeler, devlet sırları filan değil hukukçu Hasan Namak’ın istediği. Herkesin bilgisine açık olması gereken ÇED raporları.

Yok… Vermiyorlar… “Burada inceleyebilirsin” diyorlar.

Bu da işin ilginç yönü!

***

Bu işin bir de kültürel, tarihsel yönü var.

Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Hasan Malay, çok önemli bir rapor hazırladı. Çal Dağı’ndaki arkeolojik yerleşimleri tek tek anlattı.

Raporun sonuç bölümünde şunları yazdı:

“Çal Dağı’nın güney kısmının, özellikle nikel madeni işletmesine ait fabrika alanının kuzeydoğusunda yer alan arazinin, zengin antik kalıntılar içerdiği ve bu nedenle bu alanda detaylı bir arkeolojik inceleme yapılmasının zorunlu olduğu düşünülmektedir. Bu alandaki çeşitli yol inşa çalışmalarının antik kalıntılara zarar verdiği açıktır. Bu nedenle, bu alandaki maden çalışmaları derhal durdurulmalı ve Çal Dağı’ndaki önemli arkeolojik kalıntıların koruma altına alınması sağlanmalıdır.”

Çal Dağı’nda MÖ 7-4. yüzyıldan ve MS 6. yüzyıla kadar önemli buluntular saptandığını belirtiyor Prof. Hasan Malay.

Diyor ki:

“Çampınar-Musacalı köyleri arasında, Sardes maden fabrikasının kuzeydoğusunda ve Musacalı’nın ise kuzeybatısına düşen arazide son zamanlarda iş makineleri ile bir yol açıldığı saptanmıştır. Yol kenarında ve toprak kesitlerinde yapılan incelemelerde, bu yol çalışmaları sırasında Erken Bizans dönemine ait bir mezarlık alanının tahrip edildiği anlaşılmıştır. Etrafa dağılan parçalardan, bu alanda pişmiş toprak kiremitlerden yapılan basit mezarların yanı sıra düzgün yerel taşlarla inşa edilmiş oda mezarların da varlığı saptanmıştır Burada saptadığımız ve üzerinde kazınarak yazılmış Grekçe yazıt bulunan ve Manisa Müzesi’ne teslim edilen bir seramik parçası, bu alanın erken Hristiyanlık dönemine tarihlenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.”

***

Çal Dağı’nı İngiliz sermayeli maden firmasına veren AKP, sizce bunlara kulak asar mı?

Bilimsel raporları, bilim insanlarının söylediklerini ciddiye alır mı sizce AKP hükümeti?

***

AKP hükümetinin ciddiye alıp önemsediği tek şey var: Para, kâr, rant…

Bir de yabancı sermayenin çıkarları…

Gerisi laf-ı güzaf!