Gericiye oy yok, gerici yamağına hiç yok!

Türkiye’yi şirket gibi yönetmek isteyene oy vermem arkadaş. Ama “Merkez Türkiye” diye ucube bir projeyle ortaya çıkıp üstüne üstlük bir de Kemal Derviş’i vaat edene de vermem; seçim kampanyasında işadamı, patron, para babası örgütlerini gezip boy gösterenlere hiç vermem.

***

Üniversiteleri medreseye, ilkokullarla liseleri mahalle mektebine çeviren partiye ben de oy vermem, sen de vermezsin biliyorum. Ama ben “imam hatipleri biz açtık, vallahi biz açtık, billahi biz açtık” diye övünene de vermem; imam hatipleşme konusunda tek, yek ve de net bir cümle kuramayana hiç vermem.

***

Adliyede, parlamentoda, akademide başörtüsünü bayrak yapana ikimiz de oy vermeyiz, ondan eminim. Ama ben, türbanın Meclis’e girdiği gün “bugün çok mutluyum” demeci verene de; türbanıyla Meclis’e girmeye hazırlanan, hem de eş genel başkanın hemen ardında ikinci sırada boy gösterip “referansım Kuran” diyene de oy vermem, veremem.

***

Tamam, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı şeyhülislamlık saltanatına çevirenlere oy vermeyeceğiz, bu konuda zaten mutabıkız. Ama ben Meclis çatısı altında ayetlerden hadislerden pankart yapıp açan müftünün partisine de vermem; Diyanet’i eleştirip yerine İnanç İşleri Başkanlığı diye ucube bir kurum oluşturmayı vaat edene de vermem. 

***

Memleketi NATO’nun şubesi haline getiren emperyalizm işbirlikçisine oy vermeyeceğini adım gibi biliyorum. Ama ben “NATO'nun bir savunma ittifakı olarak görevlerini etkili şekilde yerine getirmesini destekleyeceğiz” diyene de vermem; NATO’dan çıkılacağını vaat bile edemeyen, AB yanlısı partiye de vermem.

***

Laikliğin ruhuna Fatiha okuyana oy vermeyiz, ikimiz de vermeyiz, bunda sorun yok. Ama ben Türkiye’de laikliğin tehlikede olmadığını söyleyene, tekke ve zaviyelerin açılması gerektiğini düşünene, Cemaat’e övgüler yağdırana da oy vermem; hacı dedesi tarafından inançlı bir mümin olarak yetiştirilip iktidarı Muhammet’in yolundan çıkmakla eleştirene, Said Nursi hayranlığını her fırsatta anlatana da vermem. 

***

4+4+4 marifetiyle ve zorunlu din dersiyle “biat edip boyun eğen kurşun asker” yetiştiren eğitim sistemini hâkim kılana tabi ki oy vermeyeceğiz. Ama ben türban ile kara çarşafa “özgürlük” penceresinden bakana da oy vermeyeceğim; 4+4+4 gerici eğitim sistemi oylamasında 30 milletvekilinden sadece 3’ünün ret oyu verdiği partiye de oy vermeyeceğim.

***

Sermayenin partisine oy verilmeyeceğini ikimiz de biliyoruz, tamam. Ama ben, dünya tekellerinin has adamı, emperyalizmin Türkiye komiseri, sömürge valisi Derviş’i seçim vaatleri arasına koyana oyumu koklatmam bile; diğer yandan Celal Ağa’ya, Dengir Ağa’ya, Hüda Kaya’ya oy vermeyi de kendime hakaret sayarım.

***

Soma cinayetinin faili olan hükümete oy moy yok, bu konuda bir sıkıntı da yok. Ama “Soma’da madenler özelleşmesin demiyoruz, uyduruk firmalara verirseniz olacağı bu, çok uluslu güçlü firmalara devrederseniz kaza falan olmaz” diyene, isyanın eşiğine gelen işçilere sakin olmaktan başka yol gösteremeyene de oy vermem; Soma için verdikleri gensoruları geri çekenlere, faciadan üç ay sonra yeni seçilen cumhurbaşkanını ayakta alkışlayanlara da oy falan veremem.  

***

Diktatörlüğün en karanlık adamları olan Hakan Fidan’ların, Efkan Ala’ların partisine oy vermem ben, adım gibi biliyorum sen de vermezsin. Ama ben, “Hakan Fidan keşke Dışişleri Bakanı olsa” deyip arkasından bir de “Efkan Ala’yı ayrı bir yere koyarım” diye şirinlik edenin partisine değil oy vermek, kapısından bile geçmem.

***

Ayakkabı kutusunda para istifleyip yatak odasına saklayanlara oy vermeyiz elbette. Ama ben, “Yolsuzlukların üstüne gidilmesi çok da umurumuzda değil, Hazine’de bol para olsa ne olacak, halkın sofrasına mı yansıyacak?” diyen çakma muhalefet milletvekilinin partisine de, kusura bakmayın, oy veremem.

***

2010 referandumu sayesinde “Yeni Türkiye” dedikleri tarikatlara dayalı İslâmofaşist sermaye diktatörlüğünü kuranlara zaten oy verilmez, bunu biliyorum. Ama o referandumda göğsünü gere gere “hayır” diyemeyip de boykot adı altında diktatörlüğün kurulmasına örtülü destek verenlere oy vermem, elim gitmez arkadaş. 

***

13 yıllık yalan-dolan-talan iktidarına tabi ki oy vermeyeceğim, sizin de vermeyeceğinizi biliyorum. Ama “demokratik, özgürlükçü, çoğulcu bir anayasa yapma konusunda iktidar partisiyle bir araya gelinebilir, hükümet kurulabilir” diyene de oy yok; “Hükümetle aramızda, Erdoğan'la olduğu ölçüde hayat-memat gerilimi yok” diyene de oy yok.

***

Benim oyumu alacak partinin çok net, çok açık, çok berrak olması lazım. “NATO’dan çıkacağız” demesi lazım. “İmam hatipleri kapatacağız, zorunlu din derslerini kaldıracağız” demesi lazım. “Dış borçlar halkın borcu değil, ödemeyeceğiz” demesi lazım. “Kamunun zenginliklerini ve varlıklarını kendilerine devşiren patronlardan o varlıkların hepsini geri alıp devletleştireceğiz” demesi lazım. “Memleketi emperyalizmin at koşturduğu bir alan haline getiren tüm anlaşmaları iptal edeceğiz” demesi lazım. “Ev-elektrik-su-eğitim-sağlık temel insan hakkıdır hepsi parasız olacak” demesi lazım. “Sömürüyü, işsizliği, ırkçılığı, ayrımcılığı yasaklayacağız” demesi lazım.

Yok mu?

Var var, bu memlekette bunları diyen bir parti var! Seçime de giriyor hem. Biraz dikkatli bakarsanız, siz de görürsünüz.

[email protected]

twitter.com/_ahmetcinar_