Çal Dağı Elden Giderken, Çevre Bakanı’nın Karşısında Sus Pus Olanlar…

KENTİN SESİ – MANİSA Yazıları

Geçen hafta Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu Manisa’daydı.

Zırt pırt “Manisa’ya ne kadar çok bakan getirdiklerini” açıklayıp bununla övünen AKP İl Başkanı’nın da ağzı kulaklarındaydı!... İl Başkanı, Manisa’ya bu kadar sıklıkla bakan gelmesini, hükümetin Manisa’ya verdiği önemin bir göstergesi sayıyormuş!

Tuzlayalım da kokmasınlar!

Çevre ve Orman Bakanı, Manisa’ya geldi de ne oldu?

“Majestelerinin gazeteleri” ya da diğer bir deyişle “Rockefeller gazeteleri” diye nitelediğim yerel gazeteler, ertesi gün gümbür gümbür gümbürdediler.

***

Bakalım neler söylemişler, majestelerinin gazeteleri:

Manisa’da Gündem:

“Çevre ve Orman Bakanı kentimize müjdeler yağdırdı. Manisa’ya bakan dopingi. Manisa karayolu yemyeşil olacak. Spil Milli Parkı’nı dünya tanıyacak. Gediz’i kurtarmak boynumuzun borcu.”

Yarın:

“Spil Dağı, spor ve sağlık cenneti olacak. 41 yıllık özlem sona eriyor.”

Manisa Haber:

“Bakan Eroğlu, projelerle geldi.”

***

Çevre ve Orman Bakanı’nın Manisa ziyaretiyle ilgili neler neler ummuştum oysa.

Örneğin çıkıp bir gazetecinin, “Çal Dağı’na yerleşen İngiliz maden firmasının akıbeti ne olacak? Çal Dağı köylüleri orada siyanür liçi yöntemiyle nikel çıkarılmasını istemiyorlar. Bu konuda nasıl bir karar alacaksınız” diye sormasını ummuştum.

Bir köşe yazarının ya da yorumcunun Sayın Bakan’a dönüp “Dünyanın en değerli yedi ovasından biri olan Gediz Ovası, İngiliz maden şirketi Bosphorus Nickel Madencilik şirketine terk edildi, Göz göre göre tarım alanlarının yok oluşunu seyredecek misiniz?” demesini ummuştum.

Örneğin bir kanaat önderinin ya da sivil toplum örgütü yöneticisinin çıkıp “Sayın Bakan, Çal Dağı'nda nikel madeni işletmek isteyen İngiliz Bosphorus Nickel adlı şirketin yöneticilerinden birisi de, 1997-2001 arasında İngiltere'nin Türkiye Büyükelçiliği'ni yapan Sir David Logan. Sir David Logan'ın şirket yönetimine alınmasının tek nedeni ise, Türkiye'deki bağlantıları sayesinde bürokratik engellerin kaldırılmak istenmesi. Siz hiç Logan’la bu konuda görüştünüz mü? Kamuoyunun bu konudaki zihin bulanıklığını giderir misiniz” diye konuyu açmasını ummuştum.

***

Ertesi gün gazeteleri açıp bakınca ne görelim?

“Manisa’ya bakan dopingi”.

Gazeteler gazete değil, Çevre ve Orman Bakanlığı Bülteni adeta.

Propaganda broşürü sanki.

Çal Dağı çevresindeki köylüler, “Burada nikel madeni istemiyoruz” diye bağırırken, konunun uzmanları o bölgede tarım alanlarının yok olacağını savunuyorken kentteki “majestelerinin gazeteleri” trans halinde yıkama yağlama işine girişmişler.

Hiç kimse kendini “Bakan ne söylediyse yazdık, bakan söyler biz yazarız, objektif gazetecilik budur” diye savunmaya kalkmasın.

Gazetecilik “bu” değildir!

Gazeteciliğin sosyal sorumluluk boyutu da vardır ve çok önemlidir.

“Bakan Bey şunu dedi”, “Bakan Bey bunu dedi” biçiminde “demeç gazeteciliği” yapanlar durup düşünmelidir.

Halkta bir farkındalık yaratması gereken köşe yazarları da şapkalarını önlerine alıp “Niçin yazıyorum” sorusuna doğru dürüst bir cevap vermelidir.

***

Bosphorus Nickel şirketinin Çal Dağı’ndaki toplam proje alanı, 18 bin dönüm.

Çal Dağı’nı İngiliz maden şirketine elleriyle veren kişi de, AKP’nin Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu. Manisa'nın Turgutlu ilçesinde kızılçam ormanlarıyla kaplı bir Çal Dağı vardır. Türkiye'deki 10 nikel yatağından birisi de, işte o dağın altındadır. Bir İngiliz şirketi olan Bosphorus Nickel Madencilik adlı firmaya, 3 Nisan 2009'da AKP'li Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun imzasıyla Çal Dağı'nda orman arazisi tahsis edildi.

Ve Manisa’da bir gazeteci, bir köşe yazarı, bir kanaat önderi, bir dernek başkanı, bir sivil toplum örgütü temsilcisi çıkıp da, ayaklarına kadar gelen Veysel Eroğlu’na bu konuda bir soru yöneltmiyor!

Sindiremediğim bu, kanıma dokunan bu!

Bu tepkisizlik, bu rehavet, ah!

***

Konunun yakın takipçilerinden hukukçu Hasan Namak ne diyor biliyor musunuz?

Aynı zamanda Gediz Havzası Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma Çevre ve Kalkınma Vakfı Kurucu Heyeti Üyesi olan Hasan Namak aynen şunu söylüyor: “İngilizler, madencilik faaliyeti ile 1.2 milyar doları Türkiye'de bırakacak, 20 milyar doları alıp götürecekler. Bunun karşılığında, dünyanın en değerli yedi ovasından biri olan Gediz Ovası'nı yok edecekler.”

Bu da, Çevre Bakanı’nın karşısında sus pus olanlara kapak olsun!

Ne diyelim…