Beraat Ettim Diye Sevinme, Seçilemeyeceğim Diye Yerinme!

KENTİN SESİ - MANİSA yazıları

Kırkpınar yağlı güreşlerinde söylenir bu laf.

Cazgır pehlivanlara çekilen bir ihtar cümlesidir.

"Üste çıktım diye sevinme, altta kaldım diye yerinme."

Güreşte söylenen bu laf, pekâlâ siyasete de uyarlanabilir. Bizim memlekette siyaset de "yağlı güreş" gibi yapıldığından, bu lafı söylemekte hiçbir sakınca yok.

***

Neden böyle başladım yazıya.

Geçen hafta Manisa'nın yerel gazetelerinde bir haber vardı.

AKP'li Belediye Başkanı Bülent Kar'ın "görevi zincirleme şekilde kötüye kullanma" suçundan yargılandığını, duruşmalara çıktığını, hakim önünde ifade verdiğini aylardır "tek sözcükle" bile haber vermeyen gazetelerin rezilliğini ayyuka çıkmıştı geçen hafta.

"Beraat haberini" birinci sayfadan verdiler.

İçimden dedim ki, "Ulan siz hani Bülent Kar'ın yargılandığını, hâkim karşısına çıktığını bile yazmıyordunuz. Hani siz duruşmalara bile muhabir göndermiyordunuz. Ne oldu, başınıza saksı mı düştü?"

Dün gazetelere bir baktım. Aman Allah!

Bülent Kar'ın "görevi kötüye kullanma" suçundan yargılandığına dair aylardır tek satır yazmayan (YAZAMAYAN) yerel gazeteler, mahkemenin "beraat kararını" birinci sayfalardan duyurmuşlar.

Sayın Kar'ın yargılanması haber olmuyor, ama beraat etmesi haber oluyor, öyle mi?

Ben hiçbir şey söylemiyorum, siz neler söylediğimi anlarsınız!

***

Efendim, geçen hafta 4. Asliye Ceza Mahkemesi, Bülent Kar hakkında "temyize açık" olmak kaydıyla beraat kararı verdi.

Bu kararın, başımızın üstünde yeri var.

Peki, mahkeme bitti mi?

Hayııırrr!!!

Bülent Kar'ın "görevi kötüye kullandığını" düşünenler, konuyu Yargıtay'a götürüyorlar.

Yani nihai karar verilmiş değil.

Nihai kararı Yargıtay verecektir.

Yargıtay, beraat kararını onayabilir de, bozabilir de...

Yargıtay'ın bozduğu "beraat kararları" vardır.

En ünlü örneklerden birisi Cavit Çağlar hakkında verilen karardır.

Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi Cavit Çağlar'ı beraat ettirmiştir. Ancak Yargıtay, beraat kararını bozmuş, Çağlar hapis cezası almıştır.

Bu sadece bir örnektir.

Bülent Kar'a ilişkin beraat kararı da Yargıtay'dan dönebilir. Böyle bir olasılık vardır.

Yani Manisa'daki yerel mahkemenin verdiği karar, kesin karar değildir. Manisa'daki mahkeme, "temyize açık" bir karar vermiştir.

Hüküm kesinleşmemiştir.

Bu, konunun bir yanı.

***

Diğer yanına gelince...

Bülent Kar hakkında açılan davalar bitmemiştir.

Kar hakkında açılacak, sırada bekleyen yeni davalar var.

KİPA yararına yol açılması konusunda bir dosya, "yargılama izni" beklemektedir.

Sümerbank alanından müze yeri ayrılmasına ilişkin dosya, "yargılama izni" beklemektedir.

İçişleri Bakanlığı, Bülent Kar hakkında "yargılama izni" vermediği için, dosyası hazırlanmış ancak AÇILAMAYAN davalar vardır.

Danıştay'dan izin beklenmektedir.

Kar hakkında "soruşturma izni" verilmesi için Danıştay'a yapılan başvurular vardır.

Bu davalardan biri de, İmar Kanunu'na aykırı davranma davasıdır.

Danıştay bu konuda ne karar verir bilemeyiz. Ama soruşturma izni verirse, yeni davalar açılacaktır Sayın Kar hakkında.

Bunlar da işin hukuki yanı.

***

İşin bir de siyasi yanı var.

Şu anda tüm muhalefet partileri, stratejilerini AKP'ye bakarak çizmeye hazırlanmaktadır.

Muhalefet partileri ve adayları, günde beş vakit yatıp kalkıp "Bülent Kar aday olsun, Bülent Kar aday yapılsın" diye dua etmekteler.

Çünkü muhalefet açısından, en kolay lokma Bülent Kar'dır.

Eğer AKP, Bülent Kar'ı aday gösterirse, seçim kampanyası "Sümerbank olayı" üzerinden yürüyecektir.

Yeni davalar, yeni dosyalar, yeni CD'ler, yeni ses kayıtları, yeni iddialar gündeme gelebilecektir.

Bülent Kar'ın adaylığı gerçekleşirse, tüm muhalefet sessiz ve derinden bir "Ohhh" çekecektir.

AKP dışındaki siyasal yapılar, iştahla ve istekle "Bülent Kar'ın aday gösterilmesini" beklemektedirler.

***

Açıkça söylemem gerekiyor...

Manisa'nın AKP yönetiminden kurtulmasını isteyen bir yurttaş olarak, elbette ben de Bülent Kar'ın aday gösterilmesini gönülden istiyorum ve Bülent Kar'ın aday olmasını diliyorum.

Gerçekçi olmak gerekirse, Manisa'nın AKP yönetiminden kurtulabilme ihtimali, sadece ve sadece Bülent Kar'ın aday gösterilmesi sayesinde gerçekleşebilir. Kar dışında herhangi bir aday gösterilirse, ne yazık ki bir dönem daha Manisa'yı AKP'nin yönetme olasılığı yüksektir.

Her gün yüzlerce insanla konuşan, görüş alışverişinde bulunan her kesimden, her yaştan her meslekten, her düşünceden Manisalıyla diyalog kuran bir insan olarak, benim kanaatim budur.

***

Bir de...

Sümerbank meselesinin, vicdanlarda aklanması gerekmektedir. Manisa halkının vicdanında aklanabilmek, son derece önem taşımaktadır.

Bugün kiminle konuşursanız konuşun, kiminle siyasal bir sohbete oturursanız oturun, laf dönüp dolaşıp Sümerbank'a gelince, herkes "kırgın", "kızgın" ve de "dargın" bir "Ahhh" çekmektedir.

Bunu da görebilmek için "kamuoyu araştırma şirketi" sahibi olmak gerekmiyor, sokağa çıkıp birkaç yurttaşla konuşmak yeterlidir.

"Bir kişi hem belediye başkanı olup, hem de özel bir şirketin yönetim kurulu başkanı olabilir mi?" sorusu, vicdanları, kafaları, beyinleri tırmalamaya devam etmektedir.

"Bir kişi hem şirket yöneticisi sıfatıyla 'imar planı değişikliği' isteyip, hem de aynı anda imar planını değiştirecek olan belediyenin başkanı olabilir mi?" sorusu yürekleri sıkıştırmaktadır.

Belki bunlarda hukuki bir sorun yoktur, ama bu türden olayların mutlaka "siyasal bedeli" olacaktır.

***

Tüm bu değerlendirmelerden sonra...

Bülent Kar'ın ikinci dönem adaylığını kutlarım... Çünkü Manisa, AKP'den başka türlü kurtulamazdı...

(NOT: Aklımız fikrimiz Filistin'de... Oraya dair düşünmek, oraya dair yazmak geliyor içimizden... Ama yaşadığımız kentin sesini duyurmak adına, yerel konuları yazıyoruz... Yarın akşam, 9 Ocak 2009 Cuma akşamı 19.00'da Manisa Manolya Meydanı'nda İnsanlık Nöbeti var. Emperyalist / Siyonist İsrail'e karşı durmak, Filistin halkıyla dayanışmak için tüm Manisalıları nöbete bekliyoruz.)