Asıl size tuuu!

KENTİN SESİ-MANİSA Yazıları

Memleketin başbakan yardımcısı, manşetini beğenmediği gazetelere, “Tuuu size” demiş.

Memleketin başbakan yardımcısından beklenir böyle şeyler.

Yabancısı değiliz, biliriz, alıştık!

Sorusunu beğenmediği gazeteciye, “Şeyini şey ettiğiminin şeyi” de der…

Eleştirisini beğenmediği çiftçiye, “Terbiyesiz, kim gönderdi seni buraya” da der…

Yürüyüşünü beğenmediği milletvekiline, “sarhoş” da der…

Konuşmasını beğenmediği siyasetçiye, “yaratık” da der…

Yönetimini beğenmediği TBMM başkanvekilinin odasını da basar…

Açtığı davayı beğenmediği Yargıtay Başsavcısına, “Başsavcı da ölümü tadacaktır” deyip tehdit de eder…

Fikrini beğenmediği kesimlere, “Afrikalı zombiler” de der…

Der oğlu der!

Hakkıdır… Der!

Değil mi ki Manisalı seçmen on beş yıldır seçmektedir onu… Değil mi ki yediği önünde yemediği arkasındadır…

Der tabi ki…

“Tuuu size” lafı azdır bile… Daha neler diyecektir, ne tükürükler savuracaktır…

Onun görevi “Tuuu” demektir…

O, kendine yakışanı yapacaktır…

***

Asıl, biz kendi işimize bakalım.

Biz “Tuuu” diyeceğimiz güne hazırlanalım.

Elbette bu memleketin de “Tuuu size” diyeceği şeyler vardır… Bu işçilerin de, bu çiftçilerin de, bu öğrencilerin de, bu halkın da “Tuuu size” diyeceği bir şeyler vardır kuşkusuz…

Ergenekon, paşalar, gözaltılar, savcılar, yargıçlar, krizler hengamesinde gözünüzden kaçmıştır. Fark edememişsinizdir belki.

Bir sivil darbe yaşandı sessizce sedasızca memlekette. Bir reforma (!) imza attı bu hükümet.

İşten çıkarılan, sigortası kesilen bir vatandaşın kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler, yüz gün boyunca tedavi hakkına sahipti hastanelerde.

Sigortası sona erse de, tam yüz gün parasız tedavi edilebiliyordu.

İşte o yüz gün, geçtiğimiz günlerde on güne indirildi.

İşten çıkarıldın, sigorta primin kesildi artık on gün boyunca ücretsiz tedavi hakkına sahipsin.

Yüz günden on güne indirildi!

Başka bir memlekette olsa hükümeti devirecek bir karar.

İnsanların sokağa döküleceği, tepkilerin doruğa çıkacağı, hükümetin istifa etmek zorunda kalacağı bir karar.

Ama heyhat! Bizim memlekette herhangi bir gazetede manşet bile olmadı.

Özgürlük denilince akıllarına “başörtüsü özgürlüğü” geliveren “genç siviller”, “taze demokratlar”, “hızlı liberaller” bir basın açıklaması bile yapmadılar.

Galatasaray Lisesi önünde toplanıp ota boka basın açıklaması yapan, slogan atanlar en önemli insan hakkı olan “ücretsiz sağlık hizmeti” konusunda sus pus kaldılar.

Her salı grup toplantılarında partililerine “haftalık vaazlarını” veren muhalefet liderleri, gündemlerine bile almadılar bu konuyu.

“Parasız eğitim”, “parasız sağlık” en önemli insan hakkı değil mi?

Bu iki haktan daha önemli ne olabilir?

Ağzınızı açarken ve kaparken “demokrasi” diyen, “halk iradesi” diyen, mağdur edebiyatı yapanlar… Nerdesiniz?

Ücretsiz sağlık hizmeti yüz günden on güne indirildi, haberiniz var mı?

***

Son yaşanan olaylarda, “hükümeti devirmenin” ya da “devirmek istemenin” en büyük suç olduğunu, bundan daha büyük bir suç olmayacağını öğrenmiş bulunuyoruz.

Peki, sizin yasalarınızda “halkı devirmek” diye bir suç yok mudur acep?

Yedi yıldır her icraatıyla “halkı devirmeye” kalkışan ve hatta “deviren” bu hükümet, suç işlemiyor mu?

İşçilerin üzerine biber gazı sıkan, ücretsiz tedaviyi yüz günden on güne indiren, memleketin en stratejik kurumlarını yabancı şirketlere satan, ülkede satılmadık liman, peşkeş çekilmedik kurum bırakmayan, 4-C statüsüyle işçilere “ya köle olun, ya çekin gidin” diyen, eğitimi de sağlığı da paralı hale getiren, paran yoksa öl, paran yoksa cahil kal diyen bu hükümet, suç işlemiyor mu?

Hükümeti devirmeye çalışmak suç, halkı devirmek serbest… Öyle mi?

Manisa’da halkın Sümerbank Pamuklu Mensucat Fabrikası’nı 47 kişiye peşkeş çekmek suç değil, hükümeti devirmeye teşebbüs etmek suç… Öyle mi?

Telekom’un Arap’a, limanları İsrail’e, Hong Kongluya, bankaları Hollanda’ya, Belçika’ya, Kuveytliye, İtalyana “babalar gibi” satmak suç değil… Hükümeti eleştirmek suç… Öyle mi?

***

Bilir misiniz ki, Manisa’nın Demirci ilçesinde halı dokuma tezgahlarında çalışan kadınların günlük ücreti ne kadardır?

Yıl 2010, yer Türkiye… Ben duyunca inanamadım…

Demirci’de sabahtan akşama kadar tezgahlarda ilmek ilmek halı dokuyan kadınlar tamı tamına 3 TL ücret alıyor. Her gün çalışsa ayda 90 TL eder.

Ne iş güvencesi, ne sosyal güvenlik, ne yemek, ne yardım… Sadece günde 3 TL…

Ayda 90 TL!

Tam bir kölelik sistemi, tam bir parya düzeni.

Memleketin en önemli meselesidir işte bu.

İnsanlar aç, insanlar sefil, insanlar işsiz, insanlar köle… Bundan daha büyük bir sorun, mesele, kaygı dert, tasa olabilir mi?

***

O halde aşk ile, şevk ile, ısrar ile, inat ile…

Tuuu, tuuu, tuuu!