Zübükler cenneti

Zübük siyaseti işte tam da bu.

Halkı aldatma, yalan söyleme, üçkağıtçılık, sömürü, koltuğu, iktidarı elde tutmak için her türlü fırıldaklık serbest.

Termik santral yapmak için Soma’ya bağlı Yırca köylülerinin 6 bin zeytin ağacının katledilmesinden söz ediyorum.

Dozerlerle kökünden sökülmüş zeytin ağaçlarının başında ağlayan analar, dedeler, nineler ülkeyi yönetenlerin hiç umurunda değil.

Zeytin ağaçları bu köylülerin tek geçim kaynağı, önemli tek mahsulü.

Resmi, sivil güvenlik güçlerinle, askerinle zor kullanarak köylülerin mahsulüne el koyuyorsun. Hem de bir daha ürün almamak üzere.

Şuna benziyor;

Köylünün biçilecek duruma gelmiş buğday tarlasını, devlet gücünü arkana alarak ,güvenlik görevlileriyle çeviriyorsun ve ateşe veriyorsun, yok ediyorsun.

Hem de bir kişinin değil, tüm köylülerin tarlalarını ateşe veriyorsun. Mahsulünü yakıyorsun.

Bu yaşanan, buğday tarlasından da beter. Artık seneye de, ondan sonraki yıllarda da mahsul alamayacaksın. Çünkü yok edildiler, bir daha çiçek açmamak üzere.

Devlet, iktidar, sermaye (şirket) el ele tutuşmuş, köylüyü açlığa mahkum etme kararı vermişler.

Danıştay yürütmeyi durdurma kararı vermiş.Bu karar köylülerden gizleniyor. Tebligatı bekletiliyor. Şirket bunu biliyor, öğreniyor infazı gerçekleştiriyor.

Köylüler çaresiz.Hükümet nerede? başbakan nerede? Cumhurbaşkanı nerede?

Bir köy halkı toptan zulme uğramış, bugünü ve geleceği karartılmış onlar Kudüs’teki cami ile, Türkmenistan’da hediye edilen at ile ilgileniyorlar. Bir de öğrenci dövdüğü için cezaevinde bulunan bir vatandaşı hapisten çıkarıp uçağına almakla meşgul.

Olur olmaz her yerde ağlayan Bülent Arınç, ağlayan köy kadınlarını görmüyor, duymuyor bile. Her zamanki  haliyle “konuşur gibi” yapıyor.

Diyor ki; ” Verilmiş bir yargı kararı var. Elbette bu karara uyulacaktır.

”Yargı kararı, “ağaçlar kesilemez” diyor.

Adama bakın. Ağaçlar kesilmiş, yok edilmiş. “Yargı kararı uygulanır,karara uymak gereklerini yerine getirmek gerekir” diyor. Yargı kararı mı kaldı? Neyi uygulayacaksın?

“Yürütmeyi durdurma” demek, telafisi imkansız olacak bir olayın, işlemin acilen durdurulması demek.

İşlem durdurulmamış. Cinayet işlenmiş.

Arınç adeta “öldürülen şahıs kalksın, savunmasını yapsın” diyor.

Suç, cinayet ve suçlular o kadar açık ki, Bülent Arınç’ın iktidarın sorumluluklarından kaçacak yeri de yok. O, sorumluluktan kaçmaya çalışsa da.

“Muhatap hükümet olarak biz değiliz.Muhatap termik santralını yapan şirket “diyor.

Efendi, efendi! Bu köyün zeytinliklerinin bulunduğu arazinin kamulaştırılmasının, buraya termik santral yapılmasının, yer tahsisinin kararını sizin hükümetiniz, sizin bakanlar kurulunuz verdi. Siz de yandaş şirketinize, “ al yap” dediniz.

Bu iş verilirken, kaç ayakkabı kutusu, kaç çelik para kasası kime gitti henüz bilinmiyor. Ya da biz bilmiyoruz.

Bu bakan arkadaş, bu yetmezmiş gibi bir de sadece mağdur edilen köylülerle değil tüm ülke insanlarıyla alay ediyor, ”Türkiye’de dağ taş zaten zeytin ağaçlarıyla dolmuştur.” diyerek, ”ağaçları yok ettiysek, ettik, ne var bunda?” demek istiyor. Suç ortaklığını da üstleniyor.

Hele ki, yargı kararlarına saygıdan söz etmesi yok mu?

Siz hangi yargı kararına uydunuz ki?

SİT alanı konumunda olan, yapılaşmanın yasak olduğu AOÇ arazisinde Saray yapımına başlandığında mahkeme durdurma kararı vermedi mi?

Bu yargı kararına uymak bir yana dönemin başbakanı, bugünün sigara içenlerden sorumlu Cumhurbaşkanı, ”ben yapıyorum, yıkabiliyorsan gel de yık” diye açıklama yapmadı mı?

Kaçak yapı konumundaki bu saray yargı kararına karşın yapıldı. İçine de yerleşildi.

Bu da yetmedi. Bu alana bir de kültür merkezi yapılacağını açıkladı RTE. Ardından ekledi: “Ayrıca bir de cami yapılacak, halka açık cami olacak.”

Halka kapalı cami varmış gibi.

Oysa mahkemenin ilk kararı hala geçerli. AOÇ arazisine bina yapılamaz.

Yırca köyünde anaları, dedeleri, nineleri ağlattınız. Ocaklarını söndürdünüz. Devlet, iktidar, sermaye el ele verip tek önemli geçim kaynaklarını yok ettiniz.

Bu katliamı, bu zulmü, bu cinayeti televizyon izleyen tüm ülke insanları gördü, tanık oldu.

Zübük siyaset anlayışı yurt çapında, her alanda tam gaz sürdürülüyor.

Organize işler yürüyor.

Şebeke görev başında.