Seçimler yapılır da sonuçlar açıklanır mı?

Her şey, her yol iktidarda kalmak için.

RTE ve partisi iktidardan gitmek istemiyor. Bunun için, “ iç savaş gerekiyorsa onu da biz yaparız” anlayışındalar.

En çok sorulan ya da merak edilen konu ise “seçimler yapılacak mı?” sorusu.

Bana kalırsa seçimler yapılır da, sonuçlanır mı orası belirsiz. Ya da iktidarın kontrolünde olan Yüksek Seçim Kurulu ( YSK) sonuçları açıklar mı?

Öyle ya, sonuçlar açıklanmazsa ne olur?

Çünkü durum iyi değil, sonuçlar açıklanacak gibi olmayacak. Yani RTE’nin partisi yüzde 40’ın altına düşecek gibi görünüyor.

Saray, anket üstüne anket yaptırıyor ancak ıııh kıpırdama yok, 7 haziranda aldığı oyu arttıramıyor, düşüyor bile. 

İstihbarat örgütlerimiz, gladio’muz bu konuda deneyimli.

1 kasım seçim günü, akşam haberlerinde örneğin Ağrı’da, Diyarbakır’da, Hakkari’de Şırnak’ta, orda, burada, bazı ilçe ve köylerde yüzlerce oy sandığının yakıldığını, seçim güvenliğinin yok edildiğini, sağlıklı bir seçim yapılamadığını, bunun teröristlerce engellendiğini, hileli oyların birçok ilde sonucu değiştirebilecek  oranda olduğu, sonuçların ( en azından birkaç ilde) geçerli olmayacağı YSK tarafından açıklansa, yapılacak bir şey var mı?

Saray da aynı sırada devreye girerek, “tek devlet, tek bayrak, tek dil, tek millet,  Davutoğlu hükümeti hizmete devam et” der mi? Der.
Olur mu? bu hukuka, anayasaya aykırı. Seçim sonuçları nasıl açıklanmaz, nasıl geçerli olmaz? Diyecekler elbette olur.

Ancak hukuk, anayasa zaten işlemiyor ki, keyfi uygulanıyor.

“Anayasa artık bekleme odasındadır” demek  “Anayasa artık benim için yoktur, uymayacağım” demek değil mi?

Bu Anayasa tanımazlığa karşı bir şey yapıldı mı? Yok.

“Türkiye’de artık rejim değişmiştir, hukuki durum da buna uygun hale getirilecektir” dediğinde, yer yerinden oynadı mı? Yook.

Oyları yükseltmek, HDP’ye giden oyları, 80 Milletvekilini kendi hanesine saymak için güneydoğu illerinde sokağa çıkma yasakları, ev basmalarla, öldürülen sivillerle fiili sıkıyönetim getirildi mi? Getirildi. Gazete büroları saldırıya uğradı mı, HDP genel merkezi yakıldı mı? Evet.

Bunlar neredeyse olağan hale geldikten sonra seçim sonuçları üzerinde tartışma yaratmak, maraza çıkarmak çok mu zor?

Yüzde değil, binde bir’in bile altında oyu bulunan DP’ye borçlarını ödeme karşılığında satın almayı öneren AKP’nin (dünkü cumhuriyet gazetesi’nin manşeti) yapamayacağı çılgınlık yoktur.
İktidarın PKK ile bozulan barış süreci, şehit cenazeleri, devlet terörü, Cizre’de ortaya çıkan manzaralar, görüntüler artık Türkiye’yi dünyaya Gazze, Afganistan, ırak gibi “zavallı “ bir ülke olarak tanıtıyor.

Bu tabloyu ortaya koyan yayınlar yapan gazeteler, gazeteciler iktidarın gezici saldırganlarının da hedefi.

Hürriyet gazetesinin İstanbul merkez binası eli sopalı grup tarafından basılıyor, camları, kapıları tahrip ediliyor. Saldırgan grubun başında AKP milletvekili var. Kendisini saklamıyor da, orada, saldırı sırasında nutuk da atıyor. İki gün sonra da AKP kongresinde divan’a seçilip ödüllendiriliyor.

Cumhuriyet internet sitesi karatılıyor.DİHA zaten bir açılıp, üç kapatılıyor.Nokta dergisini polis basıyor, dağıtımı, basımı  engelleniyor.
Yaratılan iç savaş görülmesin, duyulmasın, yazılmasın istiyorlar. Seçimleri böyle kazanacaklarını düşünüyorlar.

Ancak anketler iyi değil.

Şimdilerde YSK ile oturup kara, kara düşünüyor olmalılar.

Nasıl yapsak da seçim sonuçlarını ilan etmesek?

Hile yapılan, soruları satılan üniversite sınavları iptal edilir ya. Onun gibi.

Bunun için, içi boş bile olsa kaç sandık yakıp görüntülerini yandaş basına versek?

100, 200, 500?

Kafa yormak gerek.