Seçim vaadi beyaz Toros olursa...

Seçim kapıda.

Seçimle iktidardan gitmek, koltuğu bırakmak istemeyen, 7 haziran seçim sonuçlarına direnen, bundan sonra da direneceğini gösteren bir ekip var yönetimde.

Düşünebiliyor musunuz, bu ülkede ilk kez seçim vaadleri arasına beyaz toros’lar da girdi.

Hem de Başbakan tarafından ilan edildi.

İktidar cinayetler vaad ediyor.

Güneydoğu’da devletin, Jitem’in beyaz  toros’larıyla insanlar kaçırılır, öldürülenlerin cesetleri bagajlara konulur ya da masum insanlar kapılarına dayanan bu araçlarla  evlerinden alınır, bir daha geri gelmez, yok edilirdi.

İşte yaşanan bu vahim süreç seçim vaadleri arasına dahil oldu.

“Bizi iktidar yapmazsanız beyaz toroslar gelir” dedi başbakan.

Demek beyaz toros’ları ellerinin altında tutuyorlar yeri geldiğinde kullanmak için.

Gerçi beyaz toros yerine yeni yöntemler geliştirildi. İktidar destekli canlı bombalar ve de emniyet güçlerinin kimi operasyonları toros’ların yerini aldı.

Reyhanlı’da, Diyarbakır’da, Suruç’ta, son olarak Ankara’da kitlesel katliamlar yaşandı.  

AKP’nin eş genel başkanı konumundaki RTE her gün seçim toplantısı yapıyor. Bunların birinde Ankara’da Tren gar’ındaki katliamı yaptığı ortaya çıkan İşid’i ikinci plana atmak, saklamak için kırk dereden su getirdi.

“Bu eylemi Daeş, PKK, El Muhaberat, PYD birlikte yaptı.” Dedi. Hemen teşhisi koydu.

Aslında eksik söyledi. Ekranda okuduğu metin olmasa şöyle de diyebilirdi:

“Bu eylemi, Deaş, PKK, El Muhaberat, PYD, Tübitak, Toki, Aski, CHP,TKP, AGİT, UEFA yaptı.”

Çünkü, İşid’i saklamak, gölgelemek için her şey söylenebilir, her örgüt, kuruluş dahil edilebilir.

Başbakan Davutoğlu da gençlerle bir araya geldi. TV’lerdeki evlenme, izdivaç, eş bulma olaylarına merak sardı. Gençlere kız bulma konusu  da seçim vaadleri arasına girdi. Bu konu görüşülürken, sorulan bir soru canını sıktı, yanıt vermekte zorlandı.

İstanbul’da evini basan polisler tarafından kurşunlanarak öldürülen daha 24 yaşındaki solcu genç Dilek Doğan, polisleri eve galoşla girmeleri için uyarmıştı. Polis çekti vurdu! Çünkü zaten öldürmek için evi basmışlardı.

Başbakanın yanıtı her zamanki gibi sıradan; “ Eğer bu olayda bir yanlış uygulama varsa bunun gereği yapılır.”

Sanki eve giren polisler, sandalyenin ayağını ,masadaki sürahiyi kırmışlar. Genç bir insan öldürülmüş.

 Varsa bir yanlışlık gereği yapılırmış.

Gereği ne?

Senin polisin evini bastığı genç bir kız çocuğunu öldürdü, cinayet işledi!

Gereği yapılırmış.

Bu tür yargısız infazlarda neyin gereği yapıldı?

Ankara’da Ethem Sarısülük’ü vuran, öldüren polis hala iktidarın, devletin koruma kalkanı altında değil mi?

Hatta Sarısülük’ün annesi ve kardeşi hakkında dava açıldı. Cinayeti işleyen polise bağırdığı, “bunun hesabını vereceksin” dediği için.  

Gereği yapılırmış.

Ali İsmail Korkmaz’ın, Berkin Elvan’ın katili emniyet mensupları için ne yapıldı?

Haa, tabii, gereğini yaptınız. Dönemin başbakanı Berkin’in annesini meydanlarda yuhalattı. Gezi eylemlerinde gençlere saldıran, kurşunlayan  polislere.”siz nasıl sabrediyorsunuz şaşıyorum” diye seslendi.

Gereği böyle mi yapılıyor?

İktidarın içinde olup, uygulanan baskı ve zulümlerin ses duvarını  aştığını görenler de yok değil.

Bülent Arınç bunlardan biri. Sık sık “iyi polis” havalarına girdi. Şimdi baktı ki iş karakolda bitecek.Yargı yolu yakın. Kendisi de suç ortağı, ufak ufak tüymeye çalışıyor.

İtirafçı olma, etkin pişmanlık yasasından yararlanıp içinde bulunduğu örgütü ele verip ağır cezadan yırtma peşinde.

HAFTANIN FIKRASI
Seçim çalışmaları için Sivas’a giden, (siyasi teamül gereği  tarafsız olması gereken) TBMM başkanı AKP seçim otobüsünün üstünden vatandaşlara sesleniyor:

“seçimleri, 2016 yılını kaybetmememiz lazım. AKP tek başına iktidar olmazsa, o zaman evlatlarınıza iş bulabilmek zor olur.Yoksulumuza kömür dağıtabilmek zor olur.Yeşil kartınıza ilaç vermek çok zor olur”

Sanki, ilacı, kömürü, evlatlara işi, devlet kurumlarından değil, AKP’nin kesesinden, imkanlarından veriyor.