Gir siyasete, çık karşıma

Uzun çalışmalar sonucu, Paralel Çete elemanları kanalıyla ele geçirdiğim Başbakan’ın yeni bir konuşma metnini açıklıyorum. Danışmanları tarafından hazırlanan ham metin üzerinde Başbakan’ın düzeltmeleri de yer alıyor.

Şimdilik gizli tutulan konuşma metni şöyle:

Ey Anayasa Mahkemesi Başkanı, cübbeni çıkar gir siyasete öyle çık karşıma.

Suriye’deki insanlık dışı saldırıları yapanlara sarin gazını bizim verdiğimizi yazan, söyleyen alçak Amerikalı Gazeteci, kiralık kalem Seymour Hersh, bırak kalemini gir bir siyasi partiye, öyle karşıma çık. Ama Obama’nın partisine değil haa. Cumhuriyetçi partiye gir.

Eyy Twitter’ın patronu utanmaz zat, erkeksen ayrıl patronluktan gir siyasete öyle çık ortaya. Mitingler düzenleyelim, bakalım kim daha çok kalabalık toplayacak, görelim.

Sana söylüyorum You Tube’un sahibi, şerefsiz adam, sıkıysa gir siyasete, öyle hesaplaşalım.

Ey yerli işbirlikçi, erkeksen ayrıl TÜSİAD başkanlığından gel siyaset yapalım, var mısın, korkak adam.

Sen de, sen de, bırak Doğan Medya Grubu’nu gir bir siyasi partiye öyle konuşalım.

Ey Disk Genel Başkanı, öyle babalanmayı bırak, Benim Hak-İş, Türk-iş başkanları gibi gel himayeme gir. Rahat edersin.

Eyy İlhan Cihaner çıkar cübbeni, gir bir siyasi partiye öyle çık karşıma. (Bu ne yaa, bu adam zaten siyasette, milletvekili bu cümleyi çıkarın salaklar.)

Aferin size Nagehan, Sevilay, alo Fatih, Barlas, Mahmut, Oral, Rasim ve adını sayamayacağım çok miktarda yanaşmalarım. Bugüne kadar sadakatte kusur etmediniz. Siz onlara uymayın. Merak etmeyin durumunuz daha iyi olacak. Sizi yeniden yemeğe çağıracağım.

Ey Bülent Arınç, benim açıklamalarımı düzeltip durma, safını belli et, ikide bir “haşhaşi hocaefendi iyi adamdı, başbakanımı sever” gibi laflar edip ikili oynamayı bırak. Çok istiyorsan siyasete gir çık karşıma. (Yahu ne biçim konuşma metni hazırlıyorsunuz. Bu adam benim yardımcım olan, zırt pırt ağlayan adam değil mi? Bu cümleyi de çıkartın.)

Ey, Danıştay, Sayıştay, Yargıtay, Tramvay, yüksek yargı, alçak yargı başkanları, Diyanet’in Muhasebe Müdürü, Fenerbahçe Başkanı, Çarşı grubu amiri, Çankaya tepesinde oturan Abdullah bey, Opera Bale Genel Müdürü, Beyoğlu karakolundaki Bekçi Bayram, şerefsizler kendinize güveniyorsanız koltuklarınızı bırakın, siyasete girin çıkın karşıma. Milli irade karar versin. (Bu cümle uzun olmuş, bunu biraz sadeleştirin. Suriye Devlet Başkanı Esed’i de buraya ekleyin. İnsin o koltuktan, siyasete girsin gelsin karşıma, bakalım sandıkta hangimize daha fazla oy çıkacak görelim. Çankaya mukimi Abdullah beyin adını da çıkartın, onunla daha sonra hesaplaşacağım.)

1 Mayıs ve İstanbul Valisi
DİSK, KESK, TMMOB VE TTB 1 Mayıs işçi-emekçi bayramını Taksim Meydanı’nda kutlayacaklarını açıkladılar.

Bu emek örgütleri geçen yıl 1 Mayıs’ta da aynı kararı almışlardı. Ancak İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu meydandaki inşaat, var olan çukurlar nedeniyle buna izin vermedi, yasakladı.

Vali Mutlu, 30 Nisan 2013 günü Taksim Meydanı’nda inşaat alanı önünde basına özetle şu açıklamayı yaptı:

“Arkamızdaki inşaat alanı Taksim Meydanı’nın yarısını ihtiva ediyor. Burada 30 metreye kadar varan çok ciddi hafriyat, demir, inşaat malzemesi var. Çukur var, güvenli değil, çukura düşerler. Halkımızı bir uçurumun kenarına getirerek, 30-40 metrelik çukurların olduğu yere getirerek, buyurun burada eğlence tertip edin demek idarecilik değildir.”

Gerekçe ve endişe buydu.

Vali bey, artık Taksim Meydanı’nda inşaat, hafriyat, 30 değil yarım metrelik çukur bile yok.

Ne olacak şimdi. Düştüğünüz hale bakın. Hiç düşünmediniz mi, gün gelir bu inşaat biter?

Bana kalırsa yapacağınız tek şey var. Bir gece Taksim’e 5-10 iş makinası sokun, 20-30 metrelik birkaç çukur açtırın.

Zaman var. Başka da yolu yok. Namusu kurtarın.