Eylemcilerin gizli lideri, RTE

Yaa, işe bak Recep bey,

Hayat ve siyaset böyle bir şey.

Artık gündem belirleyemiyorsun.Zor değil mi? İnsanı hırçınlaştırıyor.

Gündemi artık sokaklardaki ve onları destekleyen halk belirliyor. Sen ise olayların arkasından sürükleniyorsun.

Dikkat et artık savunmadasın. “En iyi savunma saldırıdır” durumundasın.

Artık, “Kılıçdaroğlu dedi ki, ben ona dedim ki” sözlerinin yeri de yok.

Karşında 10 yıldır ensesinde boza pişirdiğin milyonlar var. Onların yurt çapında patlayan tepkisi, itirazı var. Zordasın, dardasın.

Nefes nefese kaldın.

Ankara’da havaalanından evine giderken beni kalabalıklar karşılasın diyorsun. Karşılıyorlar.

Zaten evin burada, çalıştığın yer Ankara. Niye kendini karşılatıyorsun?

Hacdan mı geliyorsun?

Sürgünden mi dönüyorsun?

Cezaevinden mi çıktın?

Ne oluyor? Neden kalabalıklar istiyorsun?

Ama bu yetmez.

Bu kalabalığı bir güzel test ettir. Güvenme bunlara. Bakalım bu insanlar gönüllü mü gelmişler, yoksa görev gereği mi?

Test şu:

Bu toplananlara, mitinglerine gelenlerin üzerine TOMA’larını, panzerleri, “yedirmem” dediğin resmi-sivil coplu, sopalı vandal polislerini sal, gaz bombalarını attır, tazyikli sularını sıktır, binlercesini gözaltına aldır, bakalım meydanda kaç kişi kalıyor ve kaç gün direniyorlar, görelim.

Kavgaysa kavga. Ama şartlar biraz eşit olsun.

Devleti, polisi, gaz bombasını, hazineyi, belediye araçlarını arkana almadan ama.

Bu testi yaptır ki, arkanda kaç kişi var ya da yok bilesin.

Herkese güvenme, bunlar iyi gün dostları.

Ankaralı Melih’in Beyaz TV’si, Başkent’te, merkezden havaalanına 40 km boyunca insan selinden konvoy oluştuğunu söylüyor. Oysa kent merkezi ile havaalanı arası resmi rakamlarla 25 km.

Her söylenene inanma yiğidim.

Sosyal medyada birbirlerine “buluşalım” iletileri gönderenlerin bir kısmı İzmir’de evlerinden toplandı, gözaltına alındılar.

Suçlama, emniyet raporlarına yansıdı. Suç çok ağır attıkları mesajlarla halkı isyana teşvik etmek!

İşin ne kadar vahim noktaya vardığını görüyor musunuz?

Oysa Başbakan olarak sizin için de, kaç gündür eylemcilere ve onları destekleyenlere karşı yaptığınız konuşmalarla, “halkı isyana, bölmeye teşvikten dava açmaya kalkarlarsa ne olur? Ülke başbakansız mı kalacak?

Yani demem o ki, ey Başbakan, herkese güvenme. En yakınındakine bile sırtını dönme. Sırtın hep duvara dönük olsun.

Bakın Bülent Arınç bile ne diyor: “Biz kimiz ve ne yapıyoruz? Birilerinin bizi sarsması lazım.”

Halk sizi meydanlarda zaten sarsıyor. Hâlâ anlamıyor musunuz?

Dikkat et, Arınç ufak ufak tüyme hareketleri yapıyor. İstanbul Valisi de. Eylemci gençlerle birlikte kuş sesleri dinlemek istiyormuş.

Batan gemiyi ilk terk etme vaziyetleri.

Ey Başbakan, sandık, mandık edebiyatını bırak.

Eylemcilere ve destekleyenlere, “28 Şubat’ta neredeydiniz” diye bağırdınız ya

Eylemci gençlerin yanıtını duydunuz mu?

Yanıtları şu oldu: “Kreşlerdeydik”

Başbakan buyurdu ki “Cumhuriyet tarihinde düşünce ifade ve inanç hürriyetinde, bizim getirdiğimizi hiçbir iktidar getirmedi.”

Bunu söylemek için ya cahil, ya kurnaz ya da Türk tipi siyasetçi olmak lazım.

Meselenin temelinde, özünde zaten sadece ağaç kesimi ve park yok.

AKP’nin 10 yıllık baskıcı, zalim uygulamaları, toplumu gericileştirme, dinci-faşist düzen yaratma, emek düşmanı politikaları var.

Toplum neden patladı, sokaklara çıktı bilmiyor musunuz?

Sokaklar, meydanlar Roboski, Cilvegözü, Reyhanlı cinayetlerinin hesabını soruyor.

Halk yaşam tarzına müdahaleye, ne içeceğine, kaç çocuk doğuracağına, kürtajına karışmanıza itiraz ediyor.

Alevilere savaş ilanı anlamına gelen, Boğaz Köprüsü’ne Yavuz Selim adına karşı çıkıyor.

Zorunlu din derslerine, yüzde 10 baraja, cem evlerine yönelik tutumunuza isyan ediyor.

Muhalif gördüğünüz gazetecileri, yüzlerce üniversite öğrencisini haksız ve hukuksuz şekilde cezaevlerine doldurmanıza karşı oldukları için sokaklardalar, meydanlardalar.

Ancak, helal olsun size Başbakan. Baskıcı uygulamalarınızla kimsenin yapamadığını yaptınız. Haksızlıklara karşı yol arayan milyonların ayağa kalkmasını başardınız.

Bu eylemlerin, olayların görünmeyen lideri oldunuz. Muhalifleri birleştirdiniz.

Baş oldunuz.Öncü oldunuz.

Teşekkürler.

Bir çift sözüm de Ertuğrul Günay’a. Radikal’e konuşmuş. Erdoğan gibi güçlü bir insanı, yakın çevresi yanıltıyormuş.

Sen ki, Kars’ta, İnsanlık Anıtı yıkılırken, “ben Başbakan’ın emriyle heykel yıkılan bir ülkede Kültür Bakanlığı yapmayı ilkellik, ayıp, zül sayarım, bunu protesto ediyorum ve bakanlığı bırakıyorum” diyemeyen bir kişisin.

Sus bari, daha fazla batma.