Diyanet Genelkurmay’ın izinde

Yakın geçmişte şikayetlerden biri, Genelkurmay’ın ve Başkanı’nın her konuda açıklama yapmasıydı. “Genelkurmay Başkanı bir devlet memurudur, DSİ Genel Müdürü üstüne vazife olmayan her konuda açıklama yapıyor mu” deniyordu.

Doğru da...

Farkında mısınız? Şimdi Genelkurmay’ın yerini Diyanet İşleri aldı.

Dershaneler konusu güncel ya.

Dini siyasette kullanan sahtekarlar birbirini suçluyor ya suçlamaktan öte derin ve sığ devleti aralarında paylaşamıyorlar ya.

İktidarın dinci koalisyon ortakları devlet hazinesini bölüşme yarışına girdiler ya, Diyanet görüş bildirmese olur mu?

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, işi gücü bırakmış, dershaneler konusunda da akıl veriyor, diyor ki: “Elbette bizim gelecek nesillerimizi, eğitim müfredatımızı konuşmamız, tartışmamız son derece önemli. Ancak tartışırken kardeşlik ahlakı içinde kalmalıyız.”

Yani , “Durun, siz kardeşsiniz” meselesi.

Diyanet bununla kalsa iyi. Vatandaşları, dinine, mezhebine göre fişlemeyi ciddi olarak gündemine almış, çalışıyor.

Bu Diyanet, Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) anket siparişi vermiş.TÜİK’in anketörleri evlerin kapılarını çalmaya başlamış.

“– Hangi dine mensupsunuz?”
“– Hangi mezhebe göre amel edersiniz?”
gibi sorularla başlayan ankette yer alan diğer soruların bazıları şöyle:
“– Loto oynar mısınız?”
“– Misafirlikte kadın, erkek ayrı mı oturursunuz?”
“– Dışarı çıkarken başınızı örter misiniz?”
“– Alevilik, Bektaşilik, Kadirilik gibi oluşumlardan birine mensup musunuz?”
“– İçki içmek sizce günah mıdır?”
70 soruluk ankete yanıt vermek zorundasınız.
Anketörlerin bu sorularına, “Sana ne ulan!” derseniz, hadi “ulan” kelimesini kullanmayın, “ben bu soruları yanıtlamıyorum” derseniz cezası var.
Yani “hadi ulan başka kapıya” da diyemiyorsunuz.
Diyanet İşleri Başkanlığı, bu konuda yaptığı açıklamada bunu özellikle vurguluyor “TÜİK, mevzuatı gereği yaptığı tüm araştırmalarda, anketlerine cevap vermeyenlere idari para cezası verme hakkına sahiptir.” diyor.
Oysa, Anayasamızın 24. maddesi şöyle:
“Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. kimse dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz.”
Anayasa bunu söylüyor.
Diyanet İşleri ve onun siparişini yerine getiren TÜİK, vatandaşı dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorluyor.
Anayasa’yı ciddiye alıp yanıt vermezsen de ceza var.
Hem Diyanet İşleri hem de TÜİK bu tutum, davranış ve eylemiyle Anayasa’ya aykırı davranıp, suç işlemiyor mu?
Vatandaşa hangi dine, mezhebe sahip olduğunu ne hakla sorarsın?
İşin bir başka boyutu ise bu anketin neden yapıldığı, alınacak sonuçların nerede kullanılacağı konusu.
Tahmin etmek güç değil.
Devlet kurumlarında çalışanların, terfi, atama, koruma-kollama işlerinde kullanılacak. Poliste, adliyede, işe alımda, işten çıkarmada kolaylık sağlayacak.
Ha Alevilerin kaldıkları evlere saldırıyı kolaylaştırmak için boya ile işaret koymuşsun, hedef göstermişsin,
Ha vatandaşları dinlerine inançlarına göre anket yoluyla fişleyip hayatını karartmak için tutanak tutmuşsun, aynı şey.
Anketin garip sorularından biri de şöyle
“Sizce köpek olan eve melek girer mi?”
E yuh artık!
İnsanları dinine, mezhebine göre düşman kamplara ayırıyorsunuz, bu tamam da, hayvanlardan ne istiyorsunuz?
Bari onları rahat bırakın.
Onların seçimlerde oy kullanma hakkı yok.

BAŞBAKAN TERÖRİST OLUR MU?
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Gezi eylemleri sürecinde Twitter’den attığı mesajda Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “En büyük terörist sensin” demişti.
Başbakan, kendisine hakaret edildiği iddiasıyla, Aygün hakkında 50 bin liralık tazminat davası açmıştı.
Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi, Baş-bakan’ın bu talebini reddetti.
Yani Erdoğan’a “terösist” demenin suç olmadığına karar verdi.
Karar bence de doğru da bu kararı veren yargıçların başına bir hal gelmese bari.
Hani yargıçlar, bir yer değiştirme, sürgün gibi idari terör eylemine uğramasalar keşke.