Danıştay’da korsan eylem...

Bazen garip ya da sevimsiz haberler alırız.

Örneğin şöyle bir haber “Önemli şahsiyetlerin katıldığı konferans sabote edildi. Kürsüdeki konuşmacıyı beğenmeyen bir dinleyici, kürsüye yürüyerek, ‘kes ulan zübbe, ne hikaye anlatıyorsun, kes palavrayı, yeter kafa ütülediğin, in aşağı!..’ diye bağırdı. Olayın büyümesini önlemek için toplantı erken bitirildi. Olay çıkaran dinleyici güvenlik görevlilerince gözaltına alındı.”

Daha sonra da haberde, gözaltına alınan kişinin geçmişinin araştırıldığı, dengesiz davranışlarda bulunan meczup bir kişi olduğunun belirlendiği ve serbest bırakıldığı yazılır.

Bu tür haberlere zaman zaman rastlanır.

Ancak bu kez iş farklıydı.

Danıştay’ın kuruluş yıldönümünde devlet erkanının, yani en üst protokolun dinleyici olarak bulunduğu, televizyonların canlı yayın yaptığı bir toplantı söz konusu.
Kürsüde TBB Başkanı Metin Feyzioğlu konuşuyor. Ön sırada oturan dinleyicilerden biri kalkıp kürsüdeki konuşmacıya yüksek sesle müdahale ediyor.

Bu kişi Başbakan.

“Edepsizlik yapıyorsun, yalan söylüyorsun, siyaset yapıyorsun, cübbeni çıkar gel...” diye bağırıyor. Cumhurbaşkanına da “kalk, yürü, gidiyoruz” diyor.

O da tıpış, tıpış gidiyor, Genelkurmay Başkanı ile birlikte.

Başbakan Danıştay toplantısında resmen “korsan eylem” koydu. Toplantıyı dağıttı. Cumhurbaşkanı da bu eyleme katkı sundu.

Öteden beri cübbe fobisi dikkat çekiyor. Cübbeli birisini görünce “çıkar o cübbeyi çık karşıma, gel sandıkta hesaplaşalım” türü sözler söylüyor.

Daha bir hafta önce de Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a, Twitter yasağına karşı alınan karar nedeniyle aynı şeyi yaptı.

Başbakanlıkta yeni bir düzenleme için bir hazırlık yapıldığı anlaşılıyor.

Recep bey bunu Afyon’da açıkladı.

Her yıl yapılan bu tür “kuruluş yıldönümü” toplantılarının yeni bir usule bağlanacağını, belirterek, “herkes haddini, sınırını bilecek, bundan böyle bunların konuşacağı yerlere katılmam” dedi. Hızını alamadı, “Nefes aldığım sürece bu alçak saldırıları unutmayacağım” dedi. Öyle anlaşılıyor ki, çok alınmış, içini kin doldurmuş.

Düşünülen yeni düzenleme konusunda aklıma gelen katkıyı sunmak isterim.

Şöyle:

Başbakan’ın katılacağı bu tür toplantıları düzenleyen kurumlara önceden bir uyarı yazısı gönderilir. O yazıda şu konulara uyulması istenir:

- Başbakan’ın katılacağı toplantılarda cübbe giyilmeyecektir. Cübbeler çıkartılarak hesaplaşılacaktır.

- Siyasi konuşma yapılmayacaktır. Siyasi konulara değinilecekse de sadece hükümetin olumlu icraatları, halka hizmeti anlatılacaktır.

- Kürsüye çıkacakların konuşma metinleri iki gün önceden Başbakanlığa gönderilecek, gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra verilecek son şekil okunacaktır.

- Konu dışına çıkan, siyaset yapan kişi, bundan sonra sadece “edepsiz” olarak deşifre edilmekle kalmayacak, “ulan dümbük”, “yavşak”, “dallama”, “yakarım ulan” gibi B planında yer alan sözlerle ve yüksek sesle uyarılacaktır.

- Başbakan’ın katılacağı toplantılarda yer alacak konuşmacılar, öncelikle su aygırlarının, penguenlerin, develerin, kırkayakların yaşamlarına, üremelerine, beslenme alışkanlıklarına ağırlık vereceklerdir.

- Konuşmacılar, Van depremi başta olmak üzere hiçbir deprem konusunda ve Twitter, You Tube, gezi, sokak eylemi gibi konulardan asla söz etmeyeceklerdir.

- Konuşmalar 20 dakika ile sınırlıdır. Uzatanlar önce laf atılarak, olmazsa polis zoruyla o da sonuç vermezse tazyikli su sıkılarak konuşmasını bitirmesi sağlanacaktır.

- Milli iradenin oylarıyla göreve gelen iktidarın başının herhangi bir sebeple tepesi atıp toplantıyı terk etmesi halinde, aynı mekanda bulunan cumhurbaşkanı dahil protokole mensup zevat aynı anda salondan ayrılacaktır.

Daha uzatılabilir, ancak özetle böyle bir genelge, talimat, yönerge, emirname yerinde olacaktır.

Aksi halde Danıştay toplantısında olduğu gibi toplantılar disiplinsiz, başıboş, oy sandığını hiçe sayan bir şekilde devam eder.

Ayrıca TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in belirttiği gibi, bu tür toplantılar şova dönüştürülmemeli. Şov yapılacaksa da bunu sadece milli iradenin seçtiği, sandıktan çıkan Başbakan yapacaktır.

Bu kurallara uymayanların toplantılarına Başbakan katılmayacağı gibi, toplantının yapılması da tehlikeye girecektir.